263 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Behram, ona Ubeydullah b. el-Eşcei, ona Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Akrep sokmasından dolayı bir adam gece sabah kadar uyuyamadı. Sonra Peygamber'e (sav) “falanca adamı bir akrep soktu da adam o gece uyuyamadı” denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer o adam akşamladığı zaman 'Yarattıklarının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' deseydi sabahlayıncaya kadar hiçbir akrebin sokması ona zarar vermeyecekti."
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Hafs b. Ömer, onlara Abdurrahman (b. Mehdî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Asım b. Ubeydullah, ona Ziyad b. Süveyb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) bana hasta ziyaretine geldi ve şöyle buyurdu: "Cebrail'in bana getirdiği bir rukyeyi (şifa mahiyetindeki duayı) sana okumayayım mı?" 'Babam-anam sana feda olsun; buyur oku , ey Allah'ın Rasulü,' dedim. O (sav) da üç defa şu duayı okudu: "Allah'ın ismiyle (şifaya kavuşman için) sana okurum. Allah, sendeki her hastalıktan, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden sana şifa eylesin."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Âmir, ona İbrahim el-Eşheli, ona Davud b. Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) onlara ateşli hastalıklar (humma) ve diğer bütün ağrılar için şu duayı okumalarını öğretmiştir: "Bismillâhi’l-Kebîr. Eûzü billâhi’l-Azîm, min şerri ırkin ne'âr, ve min şerri harrin nâr." "Yegane büyük Allah’ın adıyla. Damarların kabarıp zonklamasının şerrinden ve ateşin hararetinin şerrinden Azîm olan Allah’a sığınıyorum" [Râvi Ebu Âmir der ki: Ben bunda insanların aksine bu hadiste "نَعَّارٍ" kelimesi yerine "يَعَّارٍ" kelimesini kullanıyorum. Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımışkî, ona İbn Ebu Füdeyk, ona İbrahim b. İsmail b. Ebu Habibe el-Eşhelî, ona Davud b. Husayn, ona İkrime,ona da İbn Abbas bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş ve rivayetinde "Kanı sesli çıkan damarın şerrinden" demiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Âmir, ona İbrahim el-Eşheli, ona Davud b. Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) onlara ateşli hastalıklar (humma) ve diğer bütün ağrılar için şu duayı okumalarını öğretmiştir: "Bismillâhi’l-Kebîr. Eûzü billâhi’l-Azîm, min şerri ırkin ne'âr, ve min şerri harrin nâr." "Yegane büyük Allah’ın adıyla. Damarların kabarıp zonklamasının şerrinden ve ateşin hararetinin şerrinden Azîm olan Allah’a sığınıyorum" [Râvi Ebu Âmir der ki: Ben bunda insanların aksine bu hadiste "نَعَّارٍ" kelimesi yerine "يَعَّارٍ" kelimesini kullanıyorum. Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımışkî, ona İbn Ebu Füdeyk, ona İbrahim b. İsmail b. Ebu Habibe el-Eşhelî, ona Davud b. Husayn, ona İkrime,ona da İbn Abbas bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş ve rivayetinde "Kanı sesli çıkan damarın şerrinden" demiştir.]
Bize Muhammed b. Râfî, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmam b. Münebbih, “Ebu Hureyre'nin; Rasulullah'tan (sav) rivayet ettikleri şunlardır” diyerek bir takım hadisler zikretmiştir. Onlardan birinde Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Nazar (göz değmesi) haktır."
Bize Müsedded, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Osman b. Hakim, ona dedesi Rebâb, ona da Sehl b. Huneyf şöyle demiştir: "Bir sel yatağından geçtik. Ben suya girip yıkandım. Sonra ateşlendim (sıtma hastalığına yakalandım). Bu durum Rasulullah’a (sav) ulaştırılınca 'Ebu Sâbit’e söyleyin, istiâze duaları okusun (rukye yapsın)' buyurdu. Rebâb der ki: Ben 'Rukye ile tedavi (her hastalık için) uygun mudur efendim?' dedim. O da şöyle dedi: Rukye yalnızca psikolojik hastalıkta, zehirli hayvan sokmasında veya ısırmasında yapılır." [Ebu Davud dedi ki: "Humma" yılanın ve (diğer) sokucu böceklerin sokmasından meydana gelen zehirlenmedir.]
Bize Hayve b. Şurayh, ona Bakiyye, ona Zübeydi, ona Zührî, ona Tarık (b. Muhâşin), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Nebî'ye (sav) akrep sokmuş biri getirildi. (Bunun üzerine Hz. Peygamber) şöyle buyurdu: "Yarattıklarının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım deseydi (akrep) sokmazdı." Veya (ravilerden biri şüpheye düşüp sokmazdı ifadesi yerine) "ona zarar vermezdi" ifadesini zikretti.