Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) döneminde, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutulmuştu. İnsanlar; Güneş ancak, Hz. Peygamber'in (sav) oğlu İbrahim'in ölümü için tutuldu dediler. Hz. Peygamber kalktı, insanlara dört secde ile altı rükûlu bir namaz kıldırdı. Önce tekbir aldı, sonra kıraate başladı. Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûu da kıyamı kadar uzattı. Sonra rükûdan başını kaldırdı, ilk kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra yine bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı ve ikinci kıyamdaki kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye gitti ve iki secde yaptı. Sonra yine kıyama kalktı ve secdeye gitmeden önce yine üç rukû yaptı, ki bunların her biri sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben kıyamı kadar idi. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da geriledi. Böylece kadınlar safına kadar varmıştık. Sonra ilerledi, cemaat da O'nunla birlikte ilerledi. Nihayet Hz. Peygamber, önceki yerinde durdu. Namazdan ayrıldığı zaman güneş de eski haline dönmüştü. Sonra şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Güneş ve ay, ancak Aziz ve Celil olan Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar, insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar. Siz böyle bir şey gördüğünüzde, tutulma bitinceye kadar namaz kılınız."
[(Ravi Ahmed b. Hanbel) bundan sonra hadisin kalanını zikretmiştir.]
Açıklama: Bu rivayette ay ve güneş tutulması esnasında Hz. Peygamber’in, iki rekâtlı bir namaz kıldığı belirtilmektedir. Bu namaz, fukahanın cumhuruna göre sünnettir.
Bu namazın kılınış şekli, diğer namazlardan farklıdır. Öncelikle kıyamı, rükûu ve secdeleri çok uzundur. Sonra bazı hadislerde Hz. Peygamber’in her rekâtta iki rükû yaptığı ifade edilmekte, bazılarında ise üç rükû yaptığı söylenmektedir. Rukûlar rukû arasında da uzun bir kırâat yapılır. İmâm Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel, iki rukû ile kılınması gerektiğine kanidirler. Hanefîler’e göre ise diğer namazlar gibi tek rukû ile kılınır. Hanefîler bu konuda Ebû Davud ve Nesâî'de zikredilen Semüre b. Cündüb ve Numan b. Beşir'den gelen rivayetlere dayanırlar.
Hz. Peygamber'in bu namazları birden çok defa kıldığı düşünülürse, her seferinde farklı şekilde kıldığı, dolayısıyla bu konudaki farklı rivayetlerin bir ihtilaftan değil, farklı uygulamaların naklinden ibaret olduğu ve böylece bunlardan herhangi birini kılmanın câiz olduğu düşünülebilir.
Rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber, sanki tutulmanın sona ermesi ile namazı tamamlamayı birbirine denk getirmeye çalışmaktadır. Bu uygulamada, güneş veya ay tutulması süresince her türlü musibetlerden Allah'a sığınmak, bu süreyi ibadet halinde geçirmek düşüncesi yatmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8725, D001178
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ حَدَّثَنِى عَطَاءٌ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ:
كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ ذَلِكَ فِى الْيَوْمِ الَّذِى مَاتَ فِيهِ إِبْرَاهِيمُ ابْنُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّاسُ إِنَّمَا كُسِفَتْ لِمَوْتِ إِبْرَاهِيمَ ابْنِهِ صلى الله عليه وسلم فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ سِتَّ رَكَعَاتٍ فِى أَرْبَعِ سَجَدَاتٍ كَبَّرَ ثُمَّ قَرَأَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَرَأَ دُونَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَرَأَ الْقِرَاءَةَ الثَّالِثَةَ دُونَ الْقِرَاءَةِ الثَّانِيَةِ ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَانْحَدَرَ لِلسُّجُودِ فَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَرَكَعَ ثَلاَثَ رَكَعَاتٍ قَبْلَ أَنْ يَسْجُدَ لَيْسَ فِيهَا رَكْعَةٌ إِلاَّ الَّتِى قَبْلَهَا أَطْوَلُ مِنَ الَّتِى بَعْدَهَا إِلاَّ أَنَّ رُكُوعَهُ نَحْوٌ مِنْ قِيَامِهِ قَالَ ثُمَّ تَأَخَّرَ فِى صَلاَتِهِ فَتَأَخَّرَتِ الصُّفُوفُ مَعَهُ ثُمَّ تَقَدَّمَ فَقَامَ فِى مَقَامِهِ وَتَقَدَّمَتِ الصُّفُوفُ فَقَضَى الصَّلاَةَ وَقَدْ طَلَعَتِ الشَّمْسُ فَقَالَ
"يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ بَشَرٍ فَإِذَا رَأَيْتُمْ شَيْئًا مِنْ ذَلِكَ فَصَلُّوا حَتَّى تَنْجَلِىَ."
[وَسَاقَ بَقِيَّةَ الْحَدِيثِ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) döneminde, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutulmuştu. İnsanlar; Güneş ancak, Hz. Peygamber'in (sav) oğlu İbrahim'in ölümü için tutuldu dediler. Hz. Peygamber kalktı, insanlara dört secde ile altı rükûlu bir namaz kıldırdı. Önce tekbir aldı, sonra kıraate başladı. Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûu da kıyamı kadar uzattı. Sonra rükûdan başını kaldırdı, ilk kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra yine bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı ve ikinci kıyamdaki kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye gitti ve iki secde yaptı. Sonra yine kıyama kalktı ve secdeye gitmeden önce yine üç rukû yaptı, ki bunların her biri sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben kıyamı kadar idi. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da geriledi. Böylece kadınlar safına kadar varmıştık. Sonra ilerledi, cemaat da O'nunla birlikte ilerledi. Nihayet Hz. Peygamber, önceki yerinde durdu. Namazdan ayrıldığı zaman güneş de eski haline dönmüştü. Sonra şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Güneş ve ay, ancak Aziz ve Celil olan Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar, insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar. Siz böyle bir şey gördüğünüzde, tutulma bitinceye kadar namaz kılınız."
[(Ravi Ahmed b. Hanbel) bundan sonra hadisin kalanını zikretmiştir.]
Açıklama:
Bu rivayette ay ve güneş tutulması esnasında Hz. Peygamber’in, iki rekâtlı bir namaz kıldığı belirtilmektedir. Bu namaz, fukahanın cumhuruna göre sünnettir.
Bu namazın kılınış şekli, diğer namazlardan farklıdır. Öncelikle kıyamı, rükûu ve secdeleri çok uzundur. Sonra bazı hadislerde Hz. Peygamber’in her rekâtta iki rükû yaptığı ifade edilmekte, bazılarında ise üç rükû yaptığı söylenmektedir. Rukûlar rukû arasında da uzun bir kırâat yapılır. İmâm Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel, iki rukû ile kılınması gerektiğine kanidirler. Hanefîler’e göre ise diğer namazlar gibi tek rukû ile kılınır. Hanefîler bu konuda Ebû Davud ve Nesâî'de zikredilen Semüre b. Cündüb ve Numan b. Beşir'den gelen rivayetlere dayanırlar.
Hz. Peygamber'in bu namazları birden çok defa kıldığı düşünülürse, her seferinde farklı şekilde kıldığı, dolayısıyla bu konudaki farklı rivayetlerin bir ihtilaftan değil, farklı uygulamaların naklinden ibaret olduğu ve böylece bunlardan herhangi birini kılmanın câiz olduğu düşünülebilir.
Rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber, sanki tutulmanın sona ermesi ile namazı tamamlamayı birbirine denk getirmeye çalışmaktadır. Bu uygulamada, güneş veya ay tutulması süresince her türlü musibetlerden Allah'a sığınmak, bu süreyi ibadet halinde geçirmek düşüncesi yatmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 263, /273
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Güneş Tutulması, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim'in ölümü, güneş tutulması
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Açıklama: “Tennûme”; çölde yetişen, kendisi ve meyvesi siyahımsı bir bitkidir.
Bazı fukaha bu hadisi esas alarak husûf ve küsûf namazlarında kıraatin gizli yapılması gerektiği kanaatini taşırlar. Ancak cumhûr, kıraatin açıktan yapılmasını tercih eder.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8742, D001184
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ قَيْسٍ حَدَّثَنِى ثَعْلَبَةُ بْنُ عِبَادٍ الْعَبْدِىُّ مِنْ أَهْلِ الْبَصْرَةِ
"أَنَّهُ شَهِدَ خُطْبَةً يَوْمًا لِسَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ قَالَ قَالَ سَمُرَةُ بَيْنَمَا أَنَا وَغُلاَمٌ مِنَ الأَنْصَارِ نَرْمِى غَرَضَيْنِ لَنَا حَتَّى إِذَا كَانَتِ الشَّمْسُ قِيدَ رُمْحَيْنِ أَوْ ثَلاَثَةٍ فِى عَيْنِ النَّاظِرِ مِنَ الأُفُقِ اسْوَدَّتْ حَتَّى آضَتْ كَأَنَّهَا تَنُّومَةٌ فَقَالَ أَحَدُنَا لِصَاحِبِهِ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى الْمَسْجِدِ فَوَاللَّهِ لَيُحْدِثَنَّ شَأْنُ هَذِهِ الشَّمْسِ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى أُمَّتِهِ حَدَثًا قَالَ فَدَفَعْنَا فَإِذَا هُوَ بَارِزٌ فَاسْتَقْدَمَ فَصَلَّى فَقَامَ بِنَا كَأَطْوَلِ مَا قَامَ بِنَا فِى صَلاَةٍ قَطُّ لاَ نَسْمَعُ لَهُ صَوْتًا قَالَ ثُمَّ رَكَعَ بِنَا كَأَطْوَلِ مَا رَكَعَ بِنَا فِى صَلاَةٍ قَطُّ لاَ نَسْمَعُ لَهُ صَوْتًا ثُمَّ سَجَدَ بِنَا كَأَطْوَلِ مَا سَجَدَ بِنَا فِى صَلاَةٍ قَطُّ لاَ نَسْمَعُ لَهُ صَوْتًا . ثُمَّ فَعَلَ فِى الرَّكْعَةِ الأُخْرَى مِثْلَ ذَلِكَ قَالَ فَوَافَقَ تَجَلِّى الشَّمْسِ جُلُوسَهُ فِى الرَّكْعَةِ الثَّانِيَةِ قَالَ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ قَامَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَشَهِدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَشَهِدَ أَنَّهُ عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ثُمَّ سَاقَ أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ خُطْبَةَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona el-Esved b. Kays, ona Basra ehlinden Sa'lebe b. İbâd el-Abdî'nin rivayet ettiğine göre, "bir gün Semüra b. Cündüb'ün (ra) şöyle söylediğine şahit olmuş. Semüra şöyle dedi: Ben ve Ensârdan bir çocuk, hedeflerimize ok atıyorduk. Birden güneş, ufukta iki veya üç mızrak boyu kadar yaklaşınca, tennûme bitkisi gibi simsiyah hale geldi. Birimiz, arkadaşına; Hadi mescide gidelim, vallahi güneşin bu hâli, Rasulullah (sav) için ümmeti hakkında yeni bir şey meydana getirecek dedi. Hemen mescide gittik, baktık ki, Rasulullah (sav) kalabalık bir cemaatin önüne geçmiş, namaza durmuş. Hz. Peygamber o gün bizi daha önceki hiçbir namazda yapmadığı kadar uzun bir süre kıyamda tuttu. Kıraatte O'nun sesini işitemiyorduk. Sonra bize, daha önce hiç yapmadığı kadar uzun bir secde yaptırdı. Burada da sesini işitmedik. Sonra ikinci rekâtı da bu minval üzere kıldırdı. Güneşin açılması, O'nun ikinci rekâttaki oturuşuna denk gelmişti. Sonra selâm verdi, Allah'a hamd ü senâ etti, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve kendisinin de O’nun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet getirdi...."
[Sonra ravi İbn Yunus, Hz. Peygamber'in hutbesini nakletti.]
Açıklama:
“Tennûme”; çölde yetişen, kendisi ve meyvesi siyahımsı bir bitkidir.
Bazı fukaha bu hadisi esas alarak husûf ve küsûf namazlarında kıraatin gizli yapılması gerektiği kanaatini taşırlar. Ancak cumhûr, kıraatin açıktan yapılmasını tercih eder.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 263, /275
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Sa'lebe b. Abbad el-Abdi (Sa'lebe b. Abbad)
3. Esved b. Kays el-Abdî (Esved b. Kays)
4. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِى شُعَيْبٍ الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنِى الْحَارِثُ بْنُ عُمَيْرٍ الْبَصْرِىُّ عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِىِّ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ قَالَ
"كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ رَكْعَتَيْنِ وَيَسْأَلُ عَنْهَا حَتَّى انْجَلَتْ."
Açıklama: Metinde yer alan "...ikişer rukülu iki rekât namaz kıldı..." bölümü şerhten anlaşıldığı üzere bu şekilde tercüme edilmiştir. (Bkz. Âzimâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, IV, 56.)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8752, D001193
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِى شُعَيْبٍ الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنِى الْحَارِثُ بْنُ عُمَيْرٍ الْبَصْرِىُّ عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِىِّ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ قَالَ
"كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ رَكْعَتَيْنِ وَيَسْأَلُ عَنْهَا حَتَّى انْجَلَتْ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Ebu Şuayb el-Harrânî, ona Haris b. Umeyr el-Basrî, ona Eyyüb es-Sahtiyânî, ona Ebû Kilabe, ona da Numan b. Beşir şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) devrinde güneş tutuldu. Bunun üzerine, Rasulullah (sav) güneç açılıncaya kadar ikişer rükûulu iki rekât namaz kıldı. (Her iki rekâtın bitiminde) güneşin açılıp açılmadığını (cemaate) soruyordu."
Açıklama:
Metinde yer alan "...ikişer rukülu iki rekât namaz kıldı..." bölümü şerhten anlaşıldığı üzere bu şekilde tercüme edilmiştir. (Bkz. Âzimâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, IV, 56.)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 268, /277
Senetler:
1. Numan b. Beşir el-Ensârî (Numan b. Beşir b. Sa'd b. Sa'lebe)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Hâris b. Umeyr el-Basrî (Hâris b. Umeyr)
5. Ahmed b. Ebu Şuayb (Ahmed b. Abdullah b. Müslim)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7693, B001065
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مِهْرَانَ قَالَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ نَمِرٍ سَمِعَ ابْنَ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - جَهَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى صَلاَةِ الْخُسُوفِ بِقِرَاءَتِهِ ، فَإِذَا فَرَغَ مِنْ قِرَاءَتِهِ كَبَّرَ فَرَكَعَ ، وَإِذَا رَفَعَ مِنَ الرَّكْعَةِ قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ . ثُمَّ يُعَاوِدُ الْقِرَاءَةَ فِى صَلاَةِ الْكُسُوفِ ، أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ فِى رَكْعَتَيْنِ وَأَرْبَعَ سَجَدَاتٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mihrân, ona Velid, ona İbn Nemr, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) kusûf namazında kıraati sesli yapmıştır. Peygamber (sav) kıraatini bitirdiği zaman 'Allâhu Ekber' deyip rükûya vardı. Rükûdan kaltığında 'Semiallâhu limen hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd' dedi. Sonra tekrar kıraate başlardı, iki rekat içinde dört rükû ile dört secde yaptı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kusûf 19, 1/400
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Abdurrahman b. Nemir el-Yahsubi (Abdurrahman b. Nemir)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
5. Muhammed b. Mihran el-Cemmal (Muhammed b. Mihran)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8744, D001185
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ قَبِيصَةَ الْهِلاَلِىِّ قَالَ كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ فَزِعًا يَجُرُّ ثَوْبَهُ وَأَنَا مَعَهُ يَوْمَئِذٍ بِالْمَدِينَةِ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ فَأَطَالَ فِيهِمَا الْقِيَامَ ثُمَّ انْصَرَفَ وَانْجَلَتْ فَقَالَ
"إِنَّمَا هَذِهِ الآيَاتُ يُخَوِّفُ اللَّهُ بِهَا فَإِذَا رَأَيْتُمُوهَا فَصَلُّوا كَأَحْدَثِ صَلاَةٍ صَلَّيْتُمُوهَا مِنَ الْمَكْتُوبَةِ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb (b. Halid), ona Eyyüb es-Sahtiyânî, ona Ebû Kilabe, ona da Kabisa Hilali şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) devrinde güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) elbisesini sürüyerek korkuyla (dışarı) çıktı. O gün ben de Medine'de onunla beraberdim. Rasulullah (sav) iki rekât namaz kıldırdı ve ikisinde de kıyamı uzattı. Sonra namazdan ayrıldı ve güneş tutulması sona erdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Bunlar (güneş ve ay tutulması) ancak Allah'ın (ac) kendileri ile kullarını korkuttuğu alametleridir. Onları gördüğünüzde son kıldığımız farz namaz namaz gibi namaz kılınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 263, /275
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26369, N001498
Hadis:
أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ كَثِيرٍ عَنِ الْوَلِيدِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ نَمِرٍ أَنَّهُ سَأَلَ الزُّهْرِىَّ عَنْ سُنَّةِ صَلاَةِ الْكُسُوفِ فَقَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كَسَفَتِ الشَّمْسُ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَجُلاً فَنَادَى أَنَّ الصَّلاَةَ جَامِعَةً فَاجْتَمَعَ النَّاسُ فَصَلَّى بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَبَّرَ ثُمَّ قَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً مِثْلَ قِيَامِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ وَقَالَ « سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . ثُمَّ قَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً هِىَ أَدْنَى مِنَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً هُوَ أَدْنَى مِنَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ « سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ سُجُودًا طَوِيلاً مِثْلَ رُكُوعِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ كَبَّرَ فَرَفَعَ رَأْسَهُ ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ ثُمَّ كَبَّرَ فَقَامَ فَقَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلةً هِىَ أَدْنَى مِنَ الأُولَى ثُمَّ كَبَّرَ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً هُوَ أَدْنَى مِنَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ « سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . ثُمَّ قَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً وَهِىَ أَدْنَى مِنَ الْقِرَاءَةَ الأُولَى فِى الْقِيَامِ الثَّانِى ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ كَبَّرَ فَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ « سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ أَدْنَى مِنْ سُجُودِهِ الأَوَّلِ ثُمَّ تَشَهَّدَ ثُمَّ سَلَّمَ فَقَامَ فِيهِمْ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ « إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَنْخَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ وَلَكِنَّهُمَا آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ فَأَيُّهُمَا خُسِفَ بِهِ أَوْ بِأَحَدِهِمَا فَافْزَعُوا إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ بِذِكْرِ الصَّلاَةِ » .
Tercemesi:
BizeAmr b. Osman b. Said b. Kesir, ona el-Velid, ona Abdurrahman b. Nemir, ona ez-Zührî, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Aişe'den (r.anha) (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Güneş tutulmuştu. Rasulullah (sav) bir kimseye:
"Namaz toplayıcıdır" diye anons etmesini emretti. Cemaat toplanınca onlara namaz kıldırdı. Tekbir alıp uzunca bir sure okudu. Sonra tekbir alıp kıyamı gibi uzunca bir rükû’ yaptı -veya kıyamdan daha uzun rükû' yaptı- sonra başını kaldırıp:
"Semiallahü limen hamideh," dedi. Sonra uzunca ayetler okudu, bu okuyuşu ilk okuyuşundan kısaca idi. Sonra tekbir aldı rükû'a gitti. Uzunca bir rükû' yaptı, bu rükû'da; ilk yaptığı rükû'dan biraz kısa idi. Sonra başını kaldırıp;
"Semiallahü limen hamideh," dedi ve tekbir alarak secdeye gitti. Secdeyi de ilk yaptığı rükû' gibi veya daha fazla uzattı. Sonra tekrar tekbir alıp başını secdeden kaldırdı. Sonra tekbir alıp tekrar secdeye gitti. Sonra tekbir alıp kalktı, kıyamında uzunca bir şeyler okudu fakat bu önceki kıyamından kısa idi. Sonra tekbir alıp tekrar rükû'a gitti. Bu rükû'un uzunluğu da öncekinden biraz kısa idi. Sonra başını kaldırdı ve
"Semiallahü limen hamideh," dedi. Sonra uzunca bir şeyler okudu ve bu okudukları önceki okuduklarından kısa idi. Sonra tekbir alıp rükû'a gitti. Rükû'u uzattı. Fakat öncekinden kısa idi. Sonra tekbir alıp başını kaldırdı ve:
"Semiallhü limen hamideh," dedi. Sonra tekbir alarak secdeye gitti. Bu secdesi önceki secdelerden biraz kısa idi. Sonra teşehhüd için oturdu. Sonra selam verdi ve cemaatin arasında ayağa kalkarak, Allah'a hamdü senadan sonra şöyle buyurdu:
"Güneş ve Ay hiçbir kimsenin doğumu ve ölümü için tutulmazlar. Fakat onlar Allah'ın varlığını ve birliğini bildiren alametlerinden bir alamettirler. Hangisi tutulursa namaz kılarak Allah'a sığınınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kusûf 21, /2186
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Abdurrahman b. Nemir el-Yahsubi (Abdurrahman b. Nemir)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Ebu Hafs Amr b. Osman el-Kuraşî (Amr b. Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
Konular:
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8721, D001177
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ أَخْبَرَنِى مَنْ أُصَدِّقُ وَظَنَنْتُ أَنَّهُ يُرِيدُ عَائِشَةَ قَالَ كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قِيَامًا شَدِيدًا يَقُومُ بِالنَّاسِ ثُمَّ يَرْكَعُ ثُمَّ يَقُومُ ثُمَّ يَرْكَعُ ثُمَّ يَقُومُ ثُمَّ يَرْكَعُ فَرَكَعَ رَكْعَتَيْنِ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ ثَلاَثُ رَكَعَاتٍ يَرْكَعُ الثَّالِثَةَ ثُمَّ يَسْجُدُ حَتَّى إِنَّ رِجَالاً يَوْمَئِذٍ لَيُغْشَى عَلَيْهِمْ مِمَّا قَامَ بِهِمْ حَتَّى إِنَّ سِجَالَ الْمَاءِ لَتُصَبُّ عَلَيْهِمْ يَقُولُ إِذَا رَكَعَ
"اللَّهُ أَكْبَرُ." وَإِذَا رَفَعَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ." حَتَّى تَجَلَّتِ الشَّمْسُ ثُمَّ قَالَ
"إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ وَلَكِنَّهُمَا آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يُخَوِّفُ بِهِمَا عِبَادَهُ فَإِذَا كُسِفَا فَافْزَعُوا إِلَى الصَّلاَةِ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Ubeyd b. Umeyr, ona da doğruladığı bir kimse- (müellif diyor ki) burada kastettiği kişi Aişe olmalıdır- şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) devrinde güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) (namaza durdu) ve uzun bir süre kıyamda kaldı. İnsanlara da kıyam yaptırdı sonra da rükûa gitti. Sonra tekrar kıyama kalktı, ardından tekrar rükûa gitti. Sonra tekrar kıyama kalktı ve tekrar rükûa gitti. Sonunda tekrar rükûa gitti ve her rekâtta üç rükû olmak üzere ve üçüncü rükûdan sonra secdeye varmak suretiyle iki rekât namaz kıl(dır)dı. O gün namazda kıyamın uzunluğundan dolayı bazı insanlar bayıldı da üzerlerine su kovalarıyla su döküldü. Rasulullah (sav) bu namazda rükûa vardığında "Allahu ekber", doğrulduğunda ise "semiallü limen hamide" dedi. Rasulullah'ın (sav) bu namazı güneç açılıncaya kadar devam etti. Sonunda Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz güneş ve ay bir kimsenin ölümü ya da hayatı için tutulmazlar. Bunlar (güneş ve ay tutulması) ancak Allah'ın (cc) kendileri ile kullarını korkuttuğu alametleridir. O halde ay ve güneş tutulduğunda hemen namaza sığınınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 262, /273
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ubeyd b. Umeyr el-Cündeî (Ubeyd b. Umeyr b. Katade)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26350, N001479
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَلِىٍّ الْحَنَفِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ صَاحِبُ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى يَوْمٍ شَدِيدِ الْحَرِّ فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِأَصْحَابِهِ فَأَطَالَ الْقِيَامَ حَتَّى جَعَلُوا يَخِرُّونَ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ ثُمَّ رَفَعَ فَأَطَالَ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ ثُمَّ رَفَعَ فَأَطَالَ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَصَنَعَ نَحْوًا مِنْ ذَلِكَ وَجَعَلَ يَتَقَدَّمُ ثُمَّ جَعَلَ يَتَأَخَّرُ فَكَانَتْ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ وَأَرْبَعَ سَجَدَاتٍ كَانُوا يَقُولُونَ إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَخْسِفَانِ إِلاَّ لِمَوْتِ عَظِيمٍ مِنْ عُظَمَائِهِمْ وَإِنَّهُمَا آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ يُرِيكُمُوهُمَا فَإِذَا انْخَسَفَتْ فَصَلُّوا حَتَّى تَنْجَلِىَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Davud, ona Ebu Ali el-Hanefî, ona Hişam Sahib ed-Destevâî, ona Ebu'z-Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah'tan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Rasulullah (sav) zamanında çok sıcak bir günde Güneş tutulmuştu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ashabına küsûf namazı kıldırdı. Namazda kıyamı o kadar uzattı ki bazıları bayılmaya başladı sonra rükû' yaptı, onu da uzattı sonra kalktı ve kıyamı yine uzattı sonra tekrar rükû'a vardı ve yine uzattı sonra doğruldu, kıyamını yine uzattı sonra iki secde yaptı sonra kalktı ve birinci rekattaki gibi yaptı, bir ara ilerlemeye sonra da gerilemeye başladı. Böylece dört rükû' dört secde yapmış oldu. Namazdan sonra şöyle buyurdu:
"Onlar Güneş ve Ayın sadece büyüklerden bir büyüğün ölümüyle tutulacağını söylüyorlardı. Halbuki onlar Allah'ın varlığının ve birliğinin alametlerindendir. Onların tutulduklarını gördüğünüzde açılıncaya kadar namaz kılınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kusûf 12, /2184
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Ali Ubeydullah b. Abdulmecid el-Hanefî (Ubeydullah b. Abdulmecid)
5. Süleyman b. Seyf et-Taî (Süleyman b. Seyf b. Yahya)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26372, N001501
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَامَ فَصَلَّى فَأَطَالَ الْقِيَامَ جِدًّا ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ جِدًّا ثُمَّ رَفَعَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ جِدًّا وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَأَطَالَ الْقِيَامَ وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ فَفَرَغَ مِنْ صَلاَتِهِ وَقَدْ جُلِّىَ عَنِ الشَّمْسِ فَخَطَبَ النَّاسَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ « إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ فَإِذَا رَأَيْتُمْ ذَلِكَ فَصَلُّوا وَتَصَدَّقُوا وَاذْكُرُوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ » . وَقَالَ « يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ إِنَّهُ لَيْسَ أَحَدٌ أَغْيَرَ مِنَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ يَزْنِىَ عَبْدُهُ أَوْ أَمَتُهُ يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ لَوْ تَعْلَمُونَ مَا أَعْلَمُ لَضَحِكْتُمْ قَلِيلاً وَلَبَكَيْتُمْ كَثِيرًا » .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Abde, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Aişe'den (r.anha) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Rasulullah (sav) zamanında güneş tutulmuştu. Rasulullah (sav) namaza başladı. Namazında kıyamı bir hayli uzattı, rükû'u da bir hayli uzattı sonra doğruldu, yine kıyamı haylice uzattı, bu ikincisi birinciden biraz kısa idi sonra rükû'a vardı, rükû'unu da biraz uzattı, bu ikincisi birinciden biraz kısa idi. Sonra secdeye vardı sonra secdeden başını kaldırdı ve kıyamı yine uzattı, bu uzatış öncekinden biraz kısaca idi sonra rükû' yaptı, rükû'sunu uzattı fakat bu rükû' bir öncekinden biraz kısa idi sonra doğruldu, yine kıyamını uzattı bu kıyam da önceki kıyamından biraz kısaca idi sonra tekrar rükû'a vardı, rükû'u da yine uzattı, bu da öncekinden biraz kısaca idi sonra secdeye vardı. Namazını bitirdiğinde güneş açılmıştı. İnsanlara bir hutbe vererek: Allah'a hamd-ü senâdan sonra şöyle dedi:
"Güneş ve Ay hiçbir kimsenin doğumu ve ölümü için tutulmazlar. Böyle bir tutulma hadisesi gördüğünüzde namaz kılın, sadaka verin, Aziz ve Celil olan Allah'ı zikredin. Ey Ümmeti Muhammed kullarından erkek ve kadının zina etmesine karşı hiç kimse Aziz ve Celil olan Allah kadar kıskançlık gösteremez. Ey Ümmeti Muhammed! Eğer Benim bildiklerimi siz bilseydiniz az güler çok ağlardınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kusûf 23, /2187
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Yardımseverlik, yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278484, B001058-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ وَهِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ كَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ ، فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ ، ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ ، ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ ، وَهْىَ دُونَ قِرَاءَتِهِ الأُولَى ، ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ دُونَ رُكُوعِهِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ، ثُمَّ قَامَ فَصَنَعَ فِى الرَّكْعَةِ الثَّانِيَةِ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ قَامَ فَقَالَ « إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَخْسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ ، وَلَكِنَّهُمَا آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ يُرِيهِمَا عِبَادَهُ ، فَإِذَا رَأَيْتُمْ ذَلِكَ فَافْزَعُوا إِلَى الصَّلاَةِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam, ona Mamer, ona ez-Zührî ve Hişam, onlara Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) zamanında güneş tutulmuştu. O (sav) da ayağa kalkıp insanlara namaz kıldırdı. Namazı da şöyleydi: Kıraati uzun yaptı. Sonra rukûya gitti ve rukûyu da uzun yaptı. Sonra rukûdan kalktı ve tekrar kıraati uzattı. Bu ikinci kıraati ilk kıraatinden daha kısaydı. Sonra tekrar rukûya gitti ve bu rukûsu ilkinden daha kısaydı. Sonra rukûdan kalktı. Sonra da iki secde yaptı. Ardından ayağa kalktı ve ikinci rekatı da ilk rekatı kıldığı gibi kıldı. Sonra hutbe vermek için kalktı ve şöyle buyurdu:
"Güneş ve ay, hiçbir kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmaz. Fakat bunlar Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Allah bunları kullarına gösterir. Siz bu tutulmayı gördüğünüzde hemen namaza sığının."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kusûf 13, 1/399
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Abdurrahman Hişam b. Yusuf el-Ebnâvî (Hişam b. Yusuf)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
KTB, NAMAZ,
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı