Öneri Formu
Hadis Id, No:
32216, B004701
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ فِى السَّمَاءِ ضَرَبَتِ الْمَلاَئِكَةُ بِأَجْنِحَتِهَا خُضْعَانًا لِقَوْلِهِ كَالسِّلْسِلَةِ عَلَى صَفْوَانٍ - قَالَ عَلِىٌّ وَقَالَ غَيْرُهُ صَفْوَانٍ - يَنْفُذُهُمْ ذَلِكَ فَإِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ ، قَالُوا لِلَّذِى قَالَ الْحَقَّ وَهْوَ الْعَلِىُّ الْكَبِيرُ ، فَيَسْمَعُهَا مُسْتَرِقُو السَّمْعِ ، وَمُسْتَرِقُو السَّمْعِ هَكَذَا وَاحِدٌ فَوْقَ آخَرَ - وَوَصَفَ سُفْيَانُ بِيَدِهِ ، وَفَرَّجَ بَيْنَ أَصَابِعِ يَدِهِ الْيُمْنَى ، نَصَبَهَا بَعْضَهَا فَوْقَ بَعْضٍ - فَرُبَّمَا أَدْرَكَ الشِّهَابُ الْمُسْتَمِعَ ، قَبْلَ أَنْ يَرْمِىَ بِهَا إِلَى صَاحِبِهِ ، فَيُحْرِقَهُ وَرُبَّمَا لَمْ يُدْرِكْهُ حَتَّى يَرْمِىَ بِهَا إِلَى الَّذِى يَلِيهِ إِلَى الَّذِى هُوَ أَسْفَلُ مِنْهُ حَتَّى يُلْقُوهَا إِلَى الأَرْضِ - وَرُبَّمَا قَالَ سُفْيَانُ حَتَّى تَنْتَهِىَ إِلَى الأَرْضِ - فَتُلْقَى عَلَى فَمِ السَّاحِرِ ، فَيَكْذِبُ مَعَهَا مِائَةَ كَذْبَةٍ فَيَصْدُقُ ، فَيَقُولُونَ أَلَمْ يُخْبِرْنَا يَوْمَ كَذَا وَكَذَا يَكُونُ كَذَا وَكَذَا ، فَوَجَدْنَاهُ حَقًّا لِلْكَلِمَةِ الَّتِى سُمِعَتْ مِنَ السَّمَاءِ » .حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا عَمْرٌو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ . وَزَادَ الْكَاهِنِ . وَحَدَّثَنَا سُفْيَانُ فَقَالَ قَالَ عَمْرٌو سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ وَقَالَ عَلَى فَمِ السَّاحِرِ . قُلْتُ لِسُفْيَانَ قَالَ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ . قَالَ نَعَمْ . قُلْتُ لِسُفْيَانَ إِنَّ إِنْسَانًا رَوَى عَنْكَ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَيَرْفَعُهُ أَنَّهُ قَرَأَ فُزِّعَ . قَالَ سُفْيَانُ هَكَذَا قَرَأَ عَمْرٌو . فَلاَ أَدْرِى سَمِعَهُ هَكَذَا أَمْ لاَ . قَالَ سُفْيَانُ وَهْىَ قِرَاءَتُنَا .
Tercemesi:
Bize Alî b. Abdillah, ona Sufyân, ona Amr, ona İkrime, ona da Ebû Hureyre(ra.) tahdîs etti. Ebû Hureyre Hz. Peygamber'e isnâd ederek Rasûlullah'ın (sav.) şöyle buyurduğunu haber verdi:
“Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman, melekler O’nun sözüne itâatlerini arz ederek kanatlarını çırparlar. Bu ses, sanki düz ve kaygan bir taşın üzerindeki zincirin çıkardığı ses gibidir. (Meleklerin) kalplerinden korku giderildiğinde, (büyük meleklere); 'Rabbiniz ne buyurdu?' diye sorarlar. Onlar da soran meleklere, 'Allah hakkı söyledi, o çok yücedir, çok büyüktür' derler. Bu sırada kulak hırsızı (cinler), bu sözleri işitir. kulak hırsızları üst üste dizilmiş vaziyettedirler (ve bu sözleri birbirlerinden duyarlar).”
Râvî Süfyân b. Uyeyne, dinleyici şeytânların birbirleri üstünde dizilişlerini eliyle şöyle gösterdi: Sağ elinin parmaklan arasını araladı ve onların bir kısmını diğerleri üzerine dikti.
Hz. Peygamber şöyle devam etti:
"Bazen en üstteki kulak hırsızı meleklerden duyduğu sözü altındakine veremeden bir ateş parçası (şihâb) onu yakalar ve kendisini yakar, fakat bazen de alev ona yetişemeden altındaki cinlere o haberi yetiştirir. O da haberi kendisinden sonra bulunan daha aşağıdaki cinlere ulaştırır ve bu suretle haber tâ yere kadar ulaşır."
Sufyân ibn Uyeyne bazen şöyle demiştir: "Nihayet o haber yere ulaşır ve büyücünün ağzına atılır. Sihirbaz o habere yüz yalan katarak halka söyler. İlâhî emir yeryüzünde gerçekleşince de sihirbaz kişi doğru söylemiş olur. Bu haberi duyanlar da, gökyüzünden işitilen söz için 'Sihirbaz bize, fulân ve fulan günlerde şöyle şöyle olacak diye haber vermedi mi? Gördünüz dedikleri doğru çıktı' derler. Bu, gökyüzünden işitilen o sözün tasdikidir.
Artık onun verdiği haberlerin hepsini doğru saymışlardır" -.......Bize Amr, İkrime'den; o daEbû Hureyre'den: "Allah bir işi hükmettiği zaman..." hadîsini tahdîs etti de bu rivayette "Sihirbazın ağzı üzerine" sözünden sonra "Kâhinin ağzı üzerine" sözünü ziyâde etti.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona İkrime, ona da Ebû Hureyre "Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman..." hadisini rivâyet etti ve kâhinin sözünü de ekledi.
Bize Süfyân, Amr'ın şöyle dediğini rivâyet etti: Ben İkrime'yi dinledim, ona da Ebû Hureyre "Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman... Sihirbazın ağzına..." dedi.
Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye sordum, o da ben bunu İkrime'den duydum, o da evet Ebû Hureyre'den duyduğunu söyledi dedi.
Süfyân'a dedim ki: Bir insan bunu Ebû Hureyre, İkrime, Amr kanalıyla senden rivâyet etti, Ebû Hureyre de hadîsi Hz. Peygamber'e ref etti ve buradaki kelimeyi "fuzzia" şeklinde okudu. Süfyân, Amr böyle okudu dedi. Kendisi bunu bu böyle mi, yoksa farklı şekilde mi işitti, bilmiyorum.
Süfyân, bizim krâatimiz budur, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/207
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
İman, Esasları, Melekler
İman, Esasları: Melekler, Allah'ın emrine tabi oluşu
İman, Meleklerin Allah ile ilişkisi
KTB, İMAN
Şeytan, haber çalması
Sihir, sihir/büyü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32913, B004800
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا عَمْرٌو قَالَ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ إِنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ فِى السَّمَاءِ ضَرَبَتِ الْمَلاَئِكَةُ بِأَجْنِحَتِهَا خُضْعَانًا لِقَوْلِهِ كَأَنَّهُ سِلْسِلَةٌ عَلَى صَفْوَانٍ فَإِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ ، قَالُوا لِلَّذِى قَالَ الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِىُّ الْكَبِيرُ فَيَسْمَعُهَا مُسْتَرِقُ السَّمْعِ ، وَمُسْتَرِقُ السَّمْعِ هَكَذَا بَعْضُهُ فَوْقَ بَعْضٍ - وَوَصَفَ سُفْيَانُ بِكَفِّهِ فَحَرَفَهَا وَبَدَّدَ بَيْنَ أَصَابِعِهِ - فَيَسْمَعُ الْكَلِمَةَ ، فَيُلْقِيهَا إِلَى مَنْ تَحْتَهُ ثُمَّ يُلْقِيهَا الآخَرُ إِلَى مَنْ تَحْتَهُ ، حَتَّى يُلْقِيَهَا عَلَى لِسَانِ السَّاحِرِ أَوِ الْكَاهِنِ ، فَرُبَّمَا أَدْرَكَ الشِّهَابُ قَبْلَ أَنْ يُلْقِيَهَا ، وَرُبَّمَا أَلْقَاهَا قَبْلَ أَنْ يُدْرِكَهُ ، فَيَكْذِبُ مَعَهَا مِائَةَ كَذْبَةٍ ، فَيُقَالُ أَلَيْسَ قَدْ قَالَ لَنَا يَوْمَ كَذَا وَكَذَا كَذَا وَكَذَا فَيُصَدَّقُ بِتِلْكَ الْكَلِمَةِ الَّتِى سَمِعَ مِنَ السَّمَاءِ » .
Tercemesi:
Bize Humeydî (Abdullah b. Zübeyr), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr (b. Dinar), ona İkrime (Mevla İbn Abbas), ona da Ebu Hureyre, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
'Allah semada (meleklere) bir emrin yerine getirilmesini hükmettiğinde, Allah'ın düz bir taş üstünde (hareket ettirilen) zincir (sesi) gibi heybetli buyruğuna melekler bütünüyle boyun eğerek (korku ile) kanatlarını birbirine vururlar. Kalplerinden bu korku giderilince de (melekler Cebrail gibi mukarreb) meleklere:
'Rabb'iniz ne buyurdu?' diye sorarlar. Onlar da:
'Allah hakkı buyurdu, O çok yücedir, çok büyüktür,' derler.
Bu durumda kulak hırsızı (şeytanlar) bunu (Meleklerin konuştuğu Allah'ın hükmünü) işitirler. Kulak hırsızı (şeytanlar) (yerden göğe kadar) birbirinin üstünde zincirleme dizilmiş (ve kulak hırsızlığına hazırlanmış) bulunurlar. -Sufyan (b. Uyeyne) avucunu çevirip parmaklarının arasını ayırdı da bu dizilişi avucuyla vasıfladı.- Şeytanlar bu vaziyette iken en üstteki şeytan meleklerin o konuşmasını işitir de hemen onu altındakine verir, sonra diğeri de o sözü kendinden aşağıdakine aktarır, nihayet en aşağıdaki o sözü sihirbazın veya kahinin diline atar. Bazı defa meleklerin konuşmasını işiten en üstteki şeytana bir ateş parçası yetişir, altındaki şeytana o haberi atıp işittirmeden onu yakar. Bazen de ateş kendisine erişmeden önce o haberi altındaki şeytana aktarıp ulaştırır. Artık o haberi alan kimse, bu haberin beraberinde yüz yalan daha uydurur.
(Bu haberleri kahinlerden alan insanlar da):
'O bize şu gün, şöyle şöyle ve şöyle dememiş miydi? diye söyler de, böylece şeytanın semadan işitmiş olduğu o kelime nedeniyle sihirbaz veya kahin tasdik edilir.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/249
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Hz. Peygamber döneminde bilgi (nesep, arrafe, kıyafe, şiir, vb.)
Kahin, Kehanet, kahine gitmek veya inanmak
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
Nazar, nazar boncuğu, muska, fal, büyü, uğursuzluk
Şeytan, haber çalması
Sihir, sihir/büyü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20576, B006063
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ مَكَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كَذَا وَكَذَا يُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهُ يَأْتِى أَهْلَهُ وَلاَ يَأْتِى ، قَالَتْ عَائِشَةُ فَقَالَ لِى ذَاتَ يَوْمٍ « يَا عَائِشَةُ إِنَّ اللَّهَ أَفْتَانِى فِى أَمْرٍ اسْتَفْتَيْتُهُ فِيهِ ، أَتَانِى رَجُلاَنِ ، فَجَلَسَ أَحَدُهُمَا عِنْدَ رِجْلَىَّ وَالآخَرُ عِنْدَ رَأْسِى ، فَقَالَ الَّذِى عِنْدَ رِجْلَىَّ لِلَّذِى عِنْدَ رَأْسِى مَا بَالُ الرَّجُلِ قَالَ مَطْبُوبٌ . يَعْنِى مَسْحُورًا . قَالَ وَمَنْ طَبَّهُ قَالَ لَبِيدُ بْنُ أَعْصَمَ . قَالَ وَفِيمَ قَالَ فِى جُفِّ طَلْعَةٍ ذَكَرٍ فِى مُشْطٍ وَمُشَاقَةٍ ، تَحْتَ رَعُوفَةٍ فِى بِئْرِ ذَرْوَانَ » . فَجَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « هَذِهِ الْبِئْرُ الَّتِى أُرِيتُهَا كَأَنَّ رُءُوسَ نَخْلِهَا رُءُوسُ الشَّيَاطِينِ ، وَكَأَنَّ مَاءَهَا نُقَاعَةُ الْحِنَّاءِ » . فَأَمَرَ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأُخْرِجَ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَهَلاَّ - تَعْنِى - تَنَشَّرْتَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا اللَّهُ فَقَدْ شَفَانِى ، وَأَمَّا أَنَا فَأَكْرَهُ أَنْ أُثِيرَ عَلَى النَّاسِ شَرًّا » . قَالَتْ وَلَبِيدُ بْنُ أَعْصَمَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى زُرَيْقٍ حَلِيفٌ لِيَهُودَ .
Tercemesi:
Bize el-Humeydî (Abdullah b. Zübeyr), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şu kadar vakit ikamet etti, kendisine ailesinin yanına gitmediği halde gitmiş gibi gösterilirdi. Aişe dedi ki: Bir gün bana: "Ey Aişe! Allah bana, hakkında fetva istediğim bir hususta bana fetva verdi. Şöyle ki: Yanıma iki adam geldi. Bunlardan birisi ayaklarımın, diğeri ise başımın yanına oturdu. Ayaklarımın yanındaki, başımın yanındakine: 'Bu adamın nesi var?' diye sordu. Diğeri de: 'Buna tıbb yapılmış, yani sihir yapılmış' dedi. 'Ona kim sihir yaptı' dediğinde, diğeri: 'Lebid b. A'sam' diye cevap verdi. Sonra da: 'Bu sihir ne ile yapılmış' diye sordu. Diğeri de: 'Zervan Kuyusu'nun içinde büyük bir taşın altında bir tarak, tararken dökülen saçlar ve erkek hurmanın kurumuş kabuğu ile yapılmıştır' dedi. Sonra Rasulullah (sav) bu kuyuya gitti ve: 'Bana (rüyamda) gösterilen kuyu işte budur. Kuyunun etrafındaki hurma ağaçlarının başları (uçları), şeytanların başları gibidir. Kuyunun suyu ise (içine atılanlar sebebiyle) kına rengi gibidir.' Rasulullah (sav) (kuyudan sihir malzemelerinin çıkarılmasını) emretti de onlar dışarı çıkarıldı. Aişe (büyüyü kastederek): 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunu yapanı niçin (aşığa çıkarıp) yaymıyorsun?' Rasulullah (sav) da: 'Allah beni iyileştirdi. Ben bunu söyleyip de insanlara sihir şerrini yaymak istemem' buyurdu." Aişe dedi ki: Velid b. A'sam, Zurayk Oğulları'ndan Yahudiler'le müttefik olan bir adamdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 56, 2/502
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, ADAB
Rüya, doğru çıkanı
Rüya, peygamberlerin
Rüya, rüya ile amel
Rüya, rüyanın tabiri
Sihir, sihir/büyü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26465, B002766
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ الْمَدَنِىِّ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ ، وَمَا هُنَّ قَالَ « الشِّرْكُ بِاللَّهِ ، وَالسِّحْرُ ، وَقَتْلُ النَّفْسِ الَّتِى حَرَّمَ اللَّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ ، وَأَكْلُ الرِّبَا ، وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ ، وَالتَّوَلِّى يَوْمَ الزَّحْفِ ، وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ الْغَافِلاَتِ » .
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Süleyman b. Bilal, ona Sevr b. Zeyd el-Medenî, ona Ebu Gays (Salim el-Adevî), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Helak edecek yedi büyük günahtan kaçının." Oradakiler: Ey Allah'ın Rasulü! Onlar nelerdir? dediler. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "1-Allah'a ortak (şirk) koşmak. 2-Sihir. 3-Allah'ın haram kıldığı bir cana kıymak (haksız yere adam öldürmek). 4-Faiz yemek. 5-Yetim malı yemek. 6-Savaştan kaçmak. 7-Zinadan uzak olan Müslüman kadınlara zina isnadında ve iftirasında bulunmaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vesâyâ 23, 1/749
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Sevr b. Zeyd ed-Dîlî (Sevr b. Zeyd)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Büyük Günah, büyük günahlar
Faiz, Riba
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
KTB, GÜNAH
Savaş, Savaştan kaçmak
Sihir, sihir/büyü
Şirk, şirk koşmak
Zina, zina isnadı / kazf
Öneri Formu
Hadis Id, No:
158096, BS21349
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْفَضْلِ الأَزْرَقُ حَدَّثَنَا حَرْبُ بْنُ شَدَّادٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ سِنَانٍ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ : كُنْتُ مَعَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ :« أَلاَ إِنَّ أَوْلِيَاءَ اللَّهِ الْمُصَلُّونَ أَلاَ وَإِنَّهُ مَنْ يُتِمُّ الصَّلاَةَ الْمَكْتُوبَةَ يَرَاهَا لِلَّهِ عَلَيْهِ حَقًّا وَيُؤَدِّى الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ وَيَصُومُ رَمَضَانَ وَيَجْتَنِبُ الْكَبَائِرَ ». فَقَالَ لَهُ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْكَبَائِرُ؟ قَالَ :« الْكَبَائِرُ تِسْعٌ أَعْظَمُهُنَّ إِشْرَاكٌ بِاللَّهِ وَقَتْلُ نَفْسِ مُؤْمِنٍ وَأَكْلُ الرِّبَا وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَةِ وَالْفِرَارُ مِنَ الزَّحْفِ وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ وَالسِّحْرُ وَاسْتِحْلاَلُ الْبَيْتِ الْحَرَامِ مَنْ لَقِىَ اللَّهَ وَهُوَ بَرِىءٌ مِنْهُنَّ كَانَ مَعِىَ فِى جَنَّةٍ مَصَارِيعُهَا مِنْ ذَهَبٍ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Umeyr b. Katade el-Cündei (Umeyr b. Katade b. Sa'd b. Âmir)
2. Ubeyd b. Umeyr el-Cündeî (Ubeyd b. Umeyr b. Katade)
3. Abdulhamid b. Sinan el-Hicazî (Abdulhamid b. Sinan)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Hattab Harb b. Şeddâd el-Yeşkürî (Harb b. Şeddâd)
6. Abbas b. Fadl el-Ezrak (Abbas b. Fadl b. Abbas b. Yakub)
7. Abbas b. Muhammed ed-Duri (Abbas b. Muhammed b. Hatim b. Vakıd)
8. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Büyük Günah, büyük günahlar
Cihad, meydanından kaçmak
Faiz, Riba
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, veda haccı
İftira, iffetli kimseye
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Kan dökmek, Mekke'de
Namaz, kul üzerinde Allah'ın hakkı
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Sihir, sihir/büyü
Şirk, şirk koşmak
Tecessüs, gizli halin araştırılması
Yargı, adam öldürmek
Yetim, Yetim malı
Zekat, fazileti