44 Kayıt Bulundu.
Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona Ebu Salih (es-Semmân), ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanı(n ayıbını) örterse, Allah da onu(n) dünya ve ahirette (ayıbını) örter. Kim darda kalana kolaylık gösterirse, Allah dünyada ve ahirette ona kolaylık gösterir. Kişi, kardeşinin yardımcısı olursa, Allah da onun yardımcısı olur. Kim ilim elde etme çabasına girerse, bu gayreti nedeniyle Allah, onun için cennete giden yolu kolaylaştırır. Allah’ın evlerinde toplanıp Kur’ân okuyan ve onu müzakere eden cemaatleri melekler kuşatır, cemaattekileri iç huzuru (sekinet) kaplar; ilâhî rahmet kuşatır; Allah, katında bulunanlara onlardan bahseder. Ameli yüzünden geri kalan kimseyi nesebi öne çıkaramaz."
Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona Ameş (Süleyman b. Mihran), ona Ebu Salih (es-Semmân), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim müslümanın dünyada sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun ahiret günündeki sıkıntılarından birini giderecektir. Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah onun dünya ve ahirette ayıbını örtecektir. Kim fakir borçluya kolaylık gösterirse, Allah ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterecektir. Kul, din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısıdır. Kim ilim arayışına girerse, Allah ona cennete giden yolu kolaylaştıracaktır. Allah’ın evlerinden birisinde toplanıp Kur’ân okur ve onun üzerine çalışırlarsa, melekler onları kuşatır, huzurla dolarlar, ilâhî rahmet onları kaplar, katında bulunan melekler yanında Allah onları övgü ile anar. Ameli yüzünden geri kalan bir kimseyi nesebi ileri götürmez."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî, ona Yahya b. Ya'lâ b. Haris el-Muhâribî, ona Ğaylan b. Camiu el-Muhâribî, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde el-Eslemî) şöyle rivayet etti: "Maiz b. Malik Peygamber'e (sav) gelerek “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Rasulullah (sav) tekrar “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Peygamber (sav) ona “seni ne hususta temizliyeyim” diye sordu. Maiz “zinadan” dedi. Bunu müteakip Rasulullah (sav) “bunda delilik var mı” diye sordu. kendilerine onun deli olmadığı haber verildi. Hz. Peygamber “Şarap içmiş mi” diye sordu. Hemen bir zat kalkarak onun ağzını kokladı, fakat şarap kokusu bulamadı. Rasulullah (sav) tekrar “sen zina mı ettin?” diye sordu. Maiz “evet” cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Maiz recmedildi. Onun hakkında cemaat ikiye bölündü. Kimisi “helak oldu! Onu günahı kuşattı” diyor, diğeri de “Maiz'in tövbesinden efdal tövbe olmaz! Zira o Peygamber'e (sav) gelerek elini onun eline koydu, sonra da beni taşlatarak (recmederek) öldür” dedi. Bu minval üzere iki veya üç gün durdular. Sonra onlar otururken Rasulullah (sav) gelerek selam verdi ve oturdu. Arkasından “Maiz b. Malik için istiğfar edin” buyurdu. Ashab “Allah Maiz b. Malik'e mağfiret eylesin” dediler. Rasulullah (sav) da “gerçekten öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında taksim edilse onlara yeterdi” buyurdu. Sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. Kadın “görüyorum beni, Maiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun” dedi. Hz. Peygamber (sav) “ne oldu sana” diye sordu. Kadın “bu kadın zinadan dolayı hamile” dedi. Hz. Peygamber (sav) “sen mi” buyurdu. Kadın “evet” cevabını verdi. Hz. Peygamber (sav) ona “(git), karnındakini doğuruncaya kadar (gelme)” buyurdu. Derken kadın doğuruncaya kadar geçimini Ensar'dan bir zât üzerine aldı. Bilâhare Peygamber'e (sav) gelerek “Gâmidli kadın doğurdu” dedi. Efendimiz “onu recmedip de çocuğunu küçük olduğu halde emzirecek kimseden mahrum bırakamayız” buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan bir zat ayağa kalkarak “çocuğun bakımı bana ait olsun ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kadına recim cezası uyguladı."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Osman b. Ebu Şeybe –hadisin metni bu senedle mana ile rivayet edildi- o ikisine Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona Osman ve Cerir er-Râzî; (T) Bize Vasıl b. Abdula'la, ona Esbat, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her kim bir müslümanı dünya sıkıntılarının birinden nefes aldırırsa –kurtarırsa- Allah da onu kıyamet gününde bir sıkıntıdan kurtarır. Kim darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık ihsan eder. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da dünya ve ahirette onun ayıbını örter. Kul din kardeşinin yardımında oldukça Allah da o kulun yardımındadır." [Ebû Davud dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden olan) Osman (metinde geçen); "kim de darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse" cümlesini Ebu Muaviye'den olan rivayetinde zikretmedi.]