Giriş

Bize Ebû Saîd, ona Şu‘be, ona da Ebû İshak, Berâ'nın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.) Ensar’dan bir grubun meclisine uğradı ve şöyle dedi: “Eğer yollarda oturmak zorunda kalırsanız, (bilmeyene, sorana) yol gösteriniz, selamı alınız ve mazluma yardım ediniz.”


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
67733 HM018879 İbn Hanbel, IV, 301

Bize Muhammed b. Ca’fer, Şu‘be’nin şöyle dediğini rivayet etti. “Ebû İshak, Berâ'dan (r.a.) rivayet etti, fakat Ebû İshak, bu hadisi Berâ'dan dinlemedi. BU SENEDİN BURADA MÜSTAKİL BİR HADİSMİŞ GİBİ KAYDEDİLMESİ UYGUN OLMASA GEREKTİR. BİR ÖNCE GEÇEN 67733 NUMARALI HADİSİN SONUNA EKLENMESİ UYGUN OLUR. NİTEKİM MÜSNED'DE DE BÖYLEDİR.


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
67735 HM018880 İbn Hanbel, IV, 301

Bize Safvan, ona Abdullah b. Saîd, ona da babası, Ebû Şureyh b. Amr el-Huzâî'nin (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: Rasûlullah (s.a.v.); "- Yollara oturmaktan sakınınız. İçinizden kim de yola oturursa ona hakkını versin" buyurdu. Biz, "- Ey Allah'ın Rasûlü; onun hakkı nedir?" diye sorduk, "- Gözleri (haramdan) korumak, selamı almak, ma'rûfu emretmek ve nehyi münkere mani olmaktır" buyurdu.


Açıklama: İsnadı 'cidden' zayıftır. Abdullah b. Sa'îd (İbn Ebî Sa'îd el-Makberî) metrûku'l-hadistir.

    Öneri Formu
76348 HM027705 İbn Hanbel, VI, 386

Bize Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, ona da Ebû İshak, Berâ'nın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.), Ensar’ın olduğu bir meclise uğradı ve şöyle buyurdu; "(Yollarda) oturmak zorunda iseniz, (yol bilmeyene) yolunu gösteriniz, selamı alınız ve mazluma yardım ediniz.”


    Öneri Formu
67057 HM018676 İbn Hanbel, IV, 282

Bize Muhammed b. Cafer ve Affan, onlara Şu‘be, ona da Ebû İshak rivayet etti. Affan; "Ebû İshak,Bera'dan (r.a.) rivayet etti, fakat o bu hadisi Bera'dan (r.a.) işitmedi" dedi. Bera (r.a.) şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v.) yolda oturan bir topluluğa uğradı ve şöyle dedi: “Eğer (yollarda oturmanız) mutlaka gerekiyorsa, (yol bilmeyene) yolunu gösteriniz, selamı alınız ve mazluma yardım ediniz.” Affan; “أغيثوا” kelimesi yerine aynı manaya gelen “أعينوا” kelimesini zikretti. Babam dedi ki; "Bize, Ebû Said, Şu'be'nin; 'Ebu İshak'ı أَعِينُوا الْمَظْلُومَ derken işittim' dediğini rivayet etti.


    Öneri Formu
67415 HM018768 İbn Hanbel, IV, 292

Bize Yahya b. Âdem, ona İsrail ona da Ebû İshak, Berâ b. Âzib'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.), Ensar’ın olduğu bir meclise uğradı ve şöyle buyurdu; "(Yollarda) oturmak zorunda iseniz, (bilmeyene, sorana) yol gösteriniz, selamı alınız ve mazluma yardım ediniz."


    Öneri Formu
67479 HM018791 İbn Hanbel, IV, 293

Bize Muhammed b. Ca‘fer, ona Şu‘be, ona Kattân, ona Nümeyr oğullarından birisi, ona babası, dedesinden naklen rivâyet ettiğine göre; dedesi Peygamber’in (s.a.v.) yanına gelerek; "– Babam size selâm ediyor" demiş, Peygamber (s.a.v.) de: "– "Ve alâ ebîke’s-selâm (babana da selam olsun)" diye karşılık vermiş.


    Öneri Formu
73662 HM023492 İbn Hanbel, V, 366

Bize Süfyân, ona Mücâlid, ona Şa‘bî, ona Ebû Seleme, ona da Âişe (r.anha) anlattı: Allah Rasûlu’nü (s.a.v.) ellerini atın yelesine koymuş bir halde biriyle konuşurken gördüm. (Kendisine): – Seni, ellerini Dihye el-Kelbî’nin atının yelesine koymuş, Dihye ile konuşurken gördüm, dedim. O: – Sen de gördün mü? diye sordu. Ben de: – Evet (gördüm), dedim. O: –İşte o Cebrail'dir (a.s.), kendisi sana selâm ediyor” dedi. Ben: – Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh (selam, Allah’ın rahmeti ve bereketi onun da üzerine olsun), Allah dost ve misafirimizi hayırla mükâfatlandırsın. O ne güzel dost ve ne güzel misafirdir, dedim. Süfyân dedi ki: Hadiste geçen “dahîl”, dost demektir.


    Öneri Formu
75534 HM024966 İbn Hanbel, VI, 75


    Öneri Formu

Bize Muhammed b. Cafer, ona Saîd, ona da Katâde, Mutarrif b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti. “Imran b. Husayn hastalığında bana birini gönderdi. Yanına vardığımda bana; 'Sana bazı hadisler rivayet ediyordum. Umulur ki şanı yüce olan Allah, bu hadîslerle benden sonra sana fayda verir. Bil ki (melekler ) bana selam veriyordu. Eğer yaşarsam bunu gizle, ölürsem istersen bunu söyleyebilirsin' dedi."


Açıklama: Buhârî ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
67071 HM020080 İbn Hanbel, IV, 428