1691 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Sa’id ve Hüseyin b. Ebü’s-Serrî el-Askalani onlara Ebu Davud, ona Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken bir adam yanından geçti ve ona selam verdi. (Fakat) Resul-i Ekrem onun selamını almadı.”
Açıklama: Nâsırüddin el-Elbânî bu hadîsin hasen sahih olduğunu söylemiştir.
Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."
Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.
Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."
Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.
Bize İsmail b. Muhammed et-Talhi ve Ahmed b. Sa’id ed-Darimi onlara Ravh b. Ubade, ona Sa’id, ona Katade, ona Hasan, ona Hudayn b. el-Münzir b. el-Haris b. Va’le Ebu Sasan er-Rakkaşi ona el-Muhacir b. Kunfuz b. Umeyr b. Cüd’anın şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber abdest alırken yanına gittim ve ona selam verdim. Selamımı almadı. Abdestini bitirince “Selamınına karşılık vermemenin nedeni abdestsiz olmamdı” dedi. Ebü’l-Hasan b. Seleme, bize Ebu Hatim, o da el-Ensari Sa’id b. Ebu Arube'den naklen (aynı isnadla) benzeri bir hadis nakletmiştir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Ammâr, ona İbn Ebû Ganiyye -Yahya b. Abdülmelik- ve Kasım b. Yezîd el-Cermî, onlara Süfyân, ona Zübeyr b. Adî, ona Külsûm, ona Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir. -Bu Kâsım'ın hadisidir-: Ben Hz. Peygamber namaz kılarken onun yanına uğrar selam verirdim. O da selamımı alırdı. Bir gün yine namaz kılarken ona gelip selam verdim ama selamımı almadı. Namazını bitirip selam verince orada bulunan topluluğa şöyle dedi: "Şüphesiz Allah (cc) namazda yeni bir hüküm koydu. Namazda Allah'ın zikrinden başka konuşma yapılmamasını ve Allah'a huşu ile ibadet etmenizi emretti."
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Zeyd b. el-Hubab ve Kabîsa, onlara Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi rast geldi ve ona selam verdi. Rasulullah (sav) onun selamını almadı.”
Bize İsmail b. Muhammed et-Talhi ve Ahmed b. Sa’id ed-Darimi onlara Ravh b. Ubade, ona Sa’id, ona Katade, ona Hasan, ona Hudayn b. el-Münzir b. el-Haris b. Va’le Ebu Sasan er-Rakkaşi ona el-Muhacir b. Kunfuz b. Umeyr b. Cüd’anın şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber abdest alırken yanına gittim ve ona selam verdim. Selamımı almadı. Abdestini bitirince “Selamınına karşılık vermemenin nedeni abdestsiz olmamdı” dedi. Ebü’l-Hasan b. Seleme, bize Ebu Hatim, o da el-Ensari Sa’id b. Ebu Arube'den naklen (aynı isnadla) benzeri bir hadis nakletmiştir.
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Zeyd b. el-Hubab ve Kabisa, onlara Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona da Nafi, İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi rast geldi ve adam, Rasulullah'a (sav) selam verdi. Ama Rasulullah (sav) onun selamını almadı.”
Bize İsmail b. Muhammed et-Talhi ve Ahmed b. Sa’id ed-Darimi onlara Ravh b. Ubade, ona Sa’id, ona Katade, ona Hasan, ona Hudayn b. el-Münzir b. el-Haris b. Va’le Ebu Sasan er-Rakkaşi ona el-Muhacir b. Kunfuz b. Umeyr b. Cüd’anın şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber abdest alırken yanına gittim ve ona selam verdim. Selamımı almadı. Abdestini bitirince “Selamınına karşılık vermemenin nedeni abdestsiz olmamdı” dedi. Ebü’l-Hasan b. Seleme, bize Ebu Hatim, o da el-Ensari Sa’id b. Ebu Arube'den naklen (aynı isnadla) benzeri bir hadis nakletmiştir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Ammâr, ona İbn Ebû Ganiyye -Yahya b. Abdülmelik- ve Kasım b. Yezîd el-Cermî, onlara Süfyân, ona Zübeyr b. Adî, ona Külsûm, ona Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir. -Bu Kâsım'ın hadisidir-: Ben Hz. Peygamber namaz kılarken onun yanına uğrar selam verirdim. O da selamımı alırdı. Bir gün yine namaz kılarken ona gelip selam verdim ama selamımı almadı. Namazını bitirip selam verince orada bulunan topluluğa şöyle dedi: "Şüphesiz Allah (cc) namazda yeni bir hüküm koydu. Namazda Allah'ın zikrinden başka konuşma yapılmamasını ve Allah'a huşu ile ibadet etmenizi emretti."