1691 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Leys b. Sa'd, ona Bükeyr b. Abdullah b. el-Eşec, ona Sâhibü'l-abâ Nâbil, ona İbn Ömer, ona da Suheyb (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) yanına uğradım. Namaz kılıyordu. Ona selam verdim. Selamımı işaretle aldı. (Râvî) şöyle dedi: Sadece "Parmağıyla işaret etti" dediğini biliyorum. (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Bilâl, Ebû Hureyre, Enes ve Hz. Aişe'den (r.anha) hadis rivayet edilmiştir.
Bize Hennâd, ona Ebu'l-Ahvas, ona Atâ b. es-Sâib, ona babası, ona Abdullah b. Amr (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Rahman'a kulluk ediniz, insanlara yemek yediriniz, selamı yayınız ki selametle cennete giresiniz." Tirmizî şöyle demiştir: "Bu hasen-sahîh bir hadistir".
Bize Ebü’l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebû Seleme b. Abdurrahmân, ona da Peygamber’in (s.a.v.) hanımı Âişe (r.anha) rivayet etti: Allah Rasûlü (s.a.v.): – “Ey Âişe (Âiş), şu zât Cebrail'dir, sana selâm ediyor” buyurdu. Ben de: – “Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâh (Selâm ve Allah’ın rahmeti onun da üzerine olsun) dedim. Âişe (r.anhâ) ilaven "O bizim göremediğimizi görüyor." dedi.
Bize Mahmûd b. Gaylân, ona Vekî, ona Hişâm b. Sa'd, ona Nâfi, ona İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bilal'e "Namaz kıldığı sırada insanlar kendisine selam verdiklerinde Hz. Peygamber ne yapıyordu?" diye sordum. "Eliyle işaret ediyordu" dedi. Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen-sahih bir hadistir. Suheyb hadisi, hasendir ve onu sadece Bükeyr'den Leys'in rivayetiyle bilmekteyiz. İbn Ömer'den Zeyd b. Eslem vasıtasıyla şöyle rivayet edilmiştir: Bilal'e: "Rasulullah (sav) Amr b Avf oğullarının mescidinde iken insanlar ona selam verdiklerinde ne yapıyordu?" diye sordum. "Eliyle işaret ediyordu" dedi. Her iki hadis de bana göre sahihtir. Çünkü Suheyb hadisinin hikayesi ile Bilal hadisinin hikayesi farklıdır. İbn Ömer'in her ikisinden de rivayet etmesi, bunları ikisinden de duymuş olmasına bağlı olabilir.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Muhammed b. Abdullah b. Kureyş, ona Hasan b. Süfyan, ona Feyyaz b. Züheyr, ona Abdurrezzak, ona Ma‘mer ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre (r.a.), Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Beş şey müslümanın kardeşi üzerindeki hakkıdır: Selamı alması, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demesi, hastayı ziyaret etmesi, cenazeye katılması ve davete icabet etmesidir.” Rivayeti Müslim Sahih’inde Abd b. Humeyd, Abdurrezzâk tarikiyle rivayet etmiş, Buhari de ona işaret etmiştir.
Bize Ebû Ali er-Ruzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Mahmuveyh el-Askerî, ona Cafer b. Muhammed el-Kalanisî, ona Adem b. Ebû İyas, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Âzib'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.), bize yedi şey emretti; (Bunlar) hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demek, selamı almak, davete icabet etmek, yapılan yemini kabul etmek ve mazluma yardım etmektir.” Buharî bu hadisi Sahih’inde Adem’den rivayet etti. Müslim de bunu Şu‘be’den farklı bir tarikle rivayet etti.
Bize Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî, ona Ebu’l-Abbâs Muhammed b. Yakub, ona Abbâs b. Velid b. Mezyed, ona babası, ona Evzaî, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebû Hüreyre (r.a.), Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti. “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir; Selam almak, hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, davete icabet etmek ve aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demektir.” Buharî bu hadisi Evzaî tarkiyle, Müslim Zührî'den iki farklı tarikle rivayet etti.
Kitabımda Yakub b. İbrahim'den şöyle nakledildiğini gördüm: Bize İsmail b. Uleyye, ona Ravh b. el-Kasım, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (sav) mezarlığa gitti ve "Mü'minler kavminin yurduma selâm olsun!" diyerek mezardakilere selâm verdi, sonra şöyle dedi: "İnşallâh bizler de sizlere kavuşacağız. Kardeşlerimi görmeyi çok arzu ederdim." Yanındakiler; "- Biz senin kardeşlerin değ*il miyiz?" dediler. "- Siz benim ashâbımsınız. Benim kardeşlerim ise ümmetim içerisinde benden sonra dünyaya gelecek olan kişilerdir. Ben onları havuz başında hasretle bekleyeceğim" buyurdu. "- Ümmetinden, senden sonra dünyaya gelecek olanları nasıl tanıyacaksın?" diye sorduklarında; "- Sakar ve sekili atları olan bir adam, duru ve siyah at sürüsü içerisinden kendi atlarını tanımaz mı?" diye sordu. "- Evet, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "- Onlar, abdest azalarının parlaklığından sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler, ben de onları havuz başında bekleyeceğim.Ben bazı insanları havuzumdan kovacağım, tıpkı sürünün arasından yabancı develerin kovulduğu gibi. Ben onlara, 'Hey, bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Ama bana, 'Onlar senden sonra pek çok şey ihdas ettiler' denecek. Bunun üzerine ben de, 'Öyleyse defolsunlar, defolsunlar!' diyeceğim. -
Açıklama: Alâ b. Abdurrahman el- Hırakî Tabiîn Sadûk, Hasenu'l- hadîstir.