1675 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona da Zührî, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Beş şey müslümanın kardeşi üzerindeki hakkıdır: Selam almak, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demek, davete icabet etmek, hastayı ziyaret etmek ve cenazelere katılmak."
Açıklama: Zührî ile Hz Peygamber arasında irsal vardır
Bize Yezid b. Harun, ona Muhammed b. İshak ve İbn Ebu Adiyy, ona Muhammed b. İshak, ona İbn Ebu Habib, ona Mersed b. Abdullah el-Yezenî, ona da Ebu Abdurrahman el-Cühenî, Rasulullah'ın (sav) kendilerine şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yarın ben Yahudilere gideceğim. Onlara önce siz selam vermeyin. Onlar size selam verdiğinde: 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin."
Açıklama: Hadis mütabîleriyle sahihtir. Ancak İbn İshak'ın bu isnadı illetlidir. 28: 527.
Bize Abd b. Humeyd, ona Affan b. Müslim es-Saffar Ebu Osman, ona Abdullah b. Hassan, ona iki büyük annesi Safiyye bt. Uleybe ve Duhaybe bt. Uleybe, mürebbiyeleri ve babalarının anneannesi olan Kayle bt.Mahreme'den (r.anha) şöyle dediğini haber vermiştir: Rasûlullah'ın (sav)’in yanına gitmiştik. Kayle hadisi uzunca anlattı: Güneş yükseldiğinde bir adam geldi. "Esselamü aleyke ya Rasulullah (Ey Allah’ın Rasûlü! Selam sana) dedi. Rasûlullah da (sav) Ve aleyke's-selam ve rahmetullah (Allah’ın selamı ve rahmeti senin üzerine olsun)" buyurdu. ٍÜzerinde -Peygamber'i kastederek- safranla boyanmış, ancak bu boyası da dökülmüş eski iki elbise vardı. Peygamber'in (sav) yanında bir hurma dalı bulunmaktaydı.” Tirmizî: Kayle hadisini sadece Abdullah b. Hassân’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Açıklama: Sistem düzeltmeye imkan vermedi.
Bize Abdurrezzak, ona Davud b. Kays, Zeyd b. Eslem’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Babam beni İbn Ömer’e göndermişti. (Yanına vardığımda) “Girebilir miyim?” dedim. İbn Ömer sesimi tanıdı ve bana şöyle dedi Yavrucuğum! Bir topluluğa geldiğin zaman onlara “es-selamu aleykum” de. Eğer selamını alırlarsa “Girebilir miyim?” de. Zeyd b. Eslem der ki: İbn Ömer daha sonra oğlu Vakıd’ın elbisesinin eteğini yerde sürüdüğünü gördü ve şöyle dedi: Eteğini yerde sürüme. Ben Hz. Peygamber’in “Kim elbisesinin eteğini kibirle yerde sürürse Allah ona (rahmet nazarıyla) bakmaz” dediğini işittim."
Bize Süleyman b. Mansur el-Belhi, ona Ebü’l-Ahvas (T), Bize Hennad b. es-Serri, ona Ebü’l-Ahvas, ona Eş’as, ona Muaviye b. Süveyd, Bera b. Azib’in şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber bize yedi şeyi emredip yedi şeyi de yasakladı. Hastayı ziyaret etmeyi, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duasında bulunmayı, ettiği yemini bozmamayı, mazluma yardım etmeyi, selamı yaymayı, davet edenin davetine icabet etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı emretti. Altın yüzük takmayı, gümüş kaplar kullanmayı, ipek eğer yastıklarını, ibrişimli kumaşları (kassi), parlak atlası (istebrak), ipekli elbise ve halis ipek (dibac) giymeyi yasak etti."
Bize Ma'mer, Katâde'nin şöyle dediğini rivayet etti: "Ehl-i kitabın evlerine girdiğinizde onlara verilecek selam: 'es-Selâmü alâ meni't-tebe'a'l-hüda' (Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun) şeklindedir".
Bize Musa b. Davud, ona İbn Lehîa, ona Halid b. Ebu İmran, ona Nâfi, ona İbn Ömer'in söylediğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu zor zamanda terk etmez. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki iki kişi birbirini sevdi mi aralarının açılmasına ancak ikisinden birisinin işlediği günah sebep olur." Hz. Peygamber (sav) ayrıca şöyle buyurmuştur: "Bir Müslümanın Müslüman kardeşi üzerinde iyilik kabilinden altı hakkı vardır: Aksırdığında ona dua etmek, hastalandığında ziyaret etmek, yanında da gıyabında da olsa onun iyiliğini İstemek, karşılaştığında ona selam vermek, davet ettiğinde icabet etmek, ölünce cenazesine katılmak. Hz. Peygamber (sav), bir Müslümanın Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durmasını da yasakladı."
Bize Ma'mer ona Zühri, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir Müslümanın kardeşi üzerindeki hakkı beştir: Selamını almak, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) dua etmek, davetine icabet etmek, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazesine katılmak."
Bize Abdurrezzak, ona Ma’mer, ona Sa’id el-Cerirî, ona Ebu Nadra, Ebu Sa’id el-Hudrî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Kays Ebu Musa el-Eş’arî, Hz. Ömere (Huzuruna girmek için izin almak üzere) üç kez selam verdi. (Fakat) kendisine izin verilmedi. Bunun üzerine Ebu Musa geri döndü. Hz. Ömer geri gelmesi için arkasından haber gönderdi. (Ebu Musa Hz. Ömer’in huzuruna gelince ona) "Niçindönüp gittin? diye sordu. Ebu Musa, "Ben Hz. Peygamber’in ‘Herhangi biriniz üç kez selam verir de selamına cevap verilmezse geri dönsün’ buyurduğunu işittim" dedi. Hz. Ömer, "Ya bu dediğine delil (şahit) getirirsin ya da ben (sana şöyle şöyle) yaparım" dedi. Ömer bu sözüyle onu tehdit etti. Ebu Sa’id el-Hudri şöyle dedi: Ebu Musa bize geldi. Beti benzi atmıştı. Ben de birkaç kişiyle birlikte oturuyordum. Kendisine "Sorunun nedir?" dedik. Bize "Ömer’e selam verdim” diye söze başladı ve başından geçen olayı anlattı. Sonra da "Sizden Hz. Peygamber’den bu sözü duyan oldu mu?" dedi. Arkadaşlar "Hepiniz duyduk" dediler. sonra da aralarından birini Ebu Musa ile gönderdiler. Bu kişi (Ömer’e) geldi ve bu rivayeti ona bildirdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes b. Malik; (T) Bana Ebu Bekir b. Nafi' -lafız ona aittir- ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes b. Malik rivayet ettiğine göre Eslem kabilesinden bir genç Hz. Peygamber'e (sav) gelip; ey Allah'ın Rasulü! Ben savaşmak istiyorum ama savaş için hazırlık yapacak gücüm yok dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Falancaya git! O savaşa gitmek için hazırlık yapmıştı ama sonradan hastalandı." Adam ona gitti ve şöyle dedi: Rasulullah sana selam söylüyor ve savaş için hazırladığın şeyleri bana vermeni istiyor. Hasta adam da ey falan hanım! Savaş için bütün hazırlığımı ona ver, hiç bir şey saklama sakın. Alah için ondan hiçbir şey saklama ki bu nedenle Allah sana bereket verecektir.