1691 Kayıt Bulundu.
Bize Saîd b. Rebi‘, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله (Allah sana rahmet etsin) demeyi, selamı almayı, mazluma yardım etmeyi ve yeminle istenilen şeyi yapmayı emretti."
Bize Muâz b. Fadâle, ona Ebu Ömer Hafs b Meysera, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra)’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Sakın yol üstüne oturmayın”. Bunu üzerine ashâb-ı kiramdan bazıları “Ey Allah’ın resulü! Bazen konuşmak için oturmamız gerekebiliyor. Ne yapmamız gerekir” dediler. Hz. Peygamber “Eğer illa oturacaksanız, yola hakkını veriniz” buyurdu. “Yol hakkı nedir?” diye sordular. Hz. Peygamber “Gözü haramdan sakınmak, yoldan geçenlere rahatsızlık vermemek, selamı almak, iyiliği emredip kötülükten alıkoymaktır” buyurdu.
Bize İmran b. Musa b. Müşâci, ona Osman b. Ebû Şeybe, ona Cerîr, ona Süheyl b. Ebû Salih, ona Neccaroğulları’nın azatlısı Said b. Yesar Ebu’l-Hubâb, ona Zeyd b. Hâlid el-Cühenî, ona Ebu Talha el-Ensârî şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber’den (sav) şöyle işittim: “İçerisinde köpek ve heykel olan eve melekler girmez.” Gidip bu hadisi Âişe’ye (r.anha) sorayım dedim. Yanına geldim ve “Ey annemiz! Bu adamın naklettiğine göre Peygamberimiz (sav) “İçerisinde köpek ve heykel olan eve melekler girmez” buyurmuş. Sen Peygamber’den (sav) böyle bir söz işittin mi?” diye sordum. “Hayır. Ancak ne yaptığını size anlatayım: Savaşlarından birine çıkmıştı. Ben de bu sırada bir döşeme alıp döşeğin üzerine örtmüştüm. Dönüşünü gözlüyordum. Geldiğinde onu kapıda karşıladım. “Selam ve Allah’ın rahmeti üzerine olsun! Sana izzet, Nusret ve ikramını bahşeden Allah’a hamdolsun” dedim. Evin içine baktı ve örtüyü gördü. Bir şey demedi ama yüzünden hoşlanmadığını anlamıştım. Döşemeyi aldı ve onu yırttı veya kesti ve şöyle buyurdu: “Allah bize rızık olarak verdiklerinde toprağı ve taşı giydirmemizi emretmiyor.” Hz. Aişe (r. anha) şöyle buyurdu: Sonra ben o kumaşın içini lifle doldurdum. Hz. Peygamber buna bir şey demedi.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: السَّلاَمُ قَبْلَ الْكَلاَمِ
Bize Ebû Saîd, ona İshâk b. Osmân el-Kilâbî Ebû Ya‘kub, ona İsmâil b. Abdurrahmân b. Atıyye e-Ensârî, ona da ninesi Ümmü Atıyye anlattı: Allah Rasûlu (s.a.v.) Medine’ye geldiklerinde ensar kadınlarını bir evde topladıktan sonra Ömer b. el-Hattâb’ı (r.a.) onlara gönderdi. Ömer evin kapısına geldiğinde selam verdi, onlar da selamını aldılar. O: – Ben Allah Rasûlu’nun (s.a.v.) size gönderdiği elçiyim, deyince biz: – Rasûlullah’a da, onun elçisine de merhaba, diye karşılık verdik. O: – Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, el ve ayakları arasında (babasız bir çocuk) peyda edip dünyaya getirmemek, âdâbda ona karşı gelmemek hususunda biat eder misiniz? dedi. Bizler: – Evet, dedik ve ellerimizi evin içinden uzattık. O da evin dışından elini uzattı. Sonra da: – Allah’ım! şahid ol, dedi. Ayrıca bize genç kızlarla hayızlı kadınları bayramlarda (bayram yerlerine) çıkarmamızı emredip, cenazenin arkasından yürümemizi yasakladı. Ayrıca Cuma namazının bize farz olmadığını da sözlerine ekledi. Ben (İsmâil) ona (Ümmü Atıyye) “Âdabda sana (Peygamber'e) karşı gelmeyecekler” (Mümtehine,60, 12) ayetini sordum, o da "Feryâd u figân ederek ölüye ağlamaktan menedildik", diye cevap verdi.
Açıklama: isnadında ömer lafzının zikredilmesi hariç, hadis sahihtir.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona İbn Fudayl, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik. (Necâşî'nin yanından) döndüğümüz zaman ona selam verdim ama selamımı almadı ve "Namazda büyük bir meşguliyet vardır" buyurdu.
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Kesîr b. Şinzîr, ona Atâ b. Ebu Rabâh, ona Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) beni bir ihtiyacı için göndermişti. Ben de gidip o işi yaptım ve geri geldim. Hz. Peygamber'e (sav) selam verdim ama selamımı almadı. Kalbime bir hüzün çöktü ki onu Allah bilir. Kendi kendime "Belki de Rasulullah benim geç kaldığımı düşünüyor" dedim. Ardından tekrar selam verdim. Yine selamımı almadı. Bu sefer daha çok üzüldüm. Sonra tekrar selam verdim. Bu sefer selamımı aldı ve "Namaz kıldığım için selamını alamadım" buyurdu. Bineği üzerinde kıble dışındaki bir tarafa yönelmişti.
Bize Kuteybe, ona Cerîr b. Abdülhamid, ona Husayn b. Abdurrahman, ona Amr b. Meymun el-Evdî şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. el-Hattâb'ı gördüm. Abdullah b. Ömer'e şöyle dedi: "Müminlerin annesi Aişe'ye git ve ona 'Ömer sana selam söylüyor' de ve iki dostumun (yani Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir'in) yanında gömülmek istediğimi söyle." Hz. Aişe "Oraya ben gömülmeyi arzu ediyordum ama bugün Ömer'i kendime tercih ederim" diye cevap verdi. Abdullah döndüğünde Hz. Ömer ona "Ne haber getirdin?" diye sordu. O da "Sana izin verdi" dedi. Hz. Ömer "Bu gün benim için bu mezardan daha önemli bir şey yoktur. Vefat ettiğim zaman beni taşıyın ve (Hz. Aişe'ye) selam verin "Ömer b. el-Hattab (buraya gömülmek için) izin istiyor" deyin. Eğer izin verirse beni oraya gömün. Yoksa beni müslümanların kabristanına götürüp gömün. Halifelik için Rasulullah'ın kendilerinden razı olarak vefat ettiği bu topluluktan (şura heyetinden) daha layık kimseyi göremiyorum. Benden sonra onlar hangisini halife seçerse o halifedir. Onun sözünü dinleyin ve ona itaat edin." dedi. Sonra Osman, Ali, Talha, Zübeyir, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebu Vakkas'ın isimlerini saydı. Bu sırada Ensar'dan bir genç Hz. Ömer'in yanına girdi ve "Müjdeler olsun ey müminlerin emiri! Bildiğin gibi sen İslam'a ilk girenlerden birisin. Sonra halife seçildin ve adil davrandın. En sonunda da şehitliğe kavuşacaksın." dedi. Hz. Ömer şöyle karşılık verdi: "Ey kardeşimin oğlu! keşke bu halifelik işinden eşit derecede yani ne günah ne de sevap kazanarak çıkabilseydim. Benden sonraki halifeye ilk muhacirlere iyi muamele etmesini ve onların haklarını gözeterek, hürmet göstermesini tavsiye ederim. Hz. Peygamber'e yurtlarını açan ve ona iman eden ensara da iyilik etmesini, onların iyilik yapanlarına iltifat etmesini, kötülük yapanı affetmesini dilerim. Allah'ın ve peygamberin zimmetinde olanların (ehl-i kitaptan zimmîlerin) ahitlerine uymayı, onları korumayı ve güçlerinden fazlasının onlara yüklenmemesini tavsiye ederim.