1691 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle rivayet etti: “Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girdiler. (Selam yerine) “es-Sâmü aleyke" (yani ölüm üzerine olsun) dediler. Ben, onların ne dediklerini anladım ve hemen; “Ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun” dedim. Rasûlullah (sav); “Sakin ol ey Âişe! Allah tüm işlerde yumuşaklığı sever” buyurdu. Ben; “Ne dediklerini duymadın mı?” deyince, Rasûlullah (sav); "Ben de, 'Sizin üzerinize olsun' dedim ya!” buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِى الأَمْرِ كُلِّهِ
Bize Kuteybe, ona Cerir, ona eş-Şeybani, ona Eş’as b. Ebu Şa’sa, ona Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi yapmamızı emretti: "Hastayı ziyaret etmek, cenaze törenine katılıp namazını kılmak, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmak, zayıfa yardım etmek, zulme uğramışa yardım etmek, selamı insanlar arasında yaymak, yemin edenin yeminini bozdurmamak. Rasulullah bize gümüş kaptan içmeyi, altın yüzük takmayı, ipek eğerlere binmeyi, ipek elbise giymeyi, ince atlas (dibac), kass ipeği ve kalın atlas (istebrak) kumaşından elbise giymeyi yasakladı."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Yezîd, ona Ebu Hayr, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'e "İslam'da hangi davranış hayırlıdır?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Yemek yedirmen ve tanıdığın tanımadığın herkese selam vermen" buyurdu.
Bize İshâk, ona Abdüssamed, ona Abdullah b. Müsennâ, ona Sümâme b. Abdullah, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etti: "Rasûlullah (sav) selam vereceği zaman üç defa verir, bir söz söylediğinde de onu üç kere tekrar ederdi."
Bize Ali b. Ca'd, ona Şu'be, ona Seyyar, ona da Sâbit el-Bünânî şöyle nakletmiştir: "Enes b. Mâlik (ra) çocukların yanından geçerken onlara selam verdi ve Peygamber de (sav) böyle yapardı, dedi."
Bize Ebu Nuaym, ona Zekeriyya, ona Âmir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle rivâyet etmiştir: Rasûlullah (sav) kendisine; “Cebrail (as) sana selam ediyor” demiş. Hz. Âişe (ra) de; “Ve aleyhisselâmü ve rahmetüllahi” diye karşılık vermiştir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Dinar, ona da Abdullah b. Ömer'in (ra) rivayet ettğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Yahudiler size selam verecekleri zaman mutlaka onlardan biri “es-Sâmü aleyke" (yani ölüm üzerine olsun) der. Sen de; 've aleyke' (yani senin de üzerine olsun) diye karşılık ver.”
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hüşeym, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir b. Enes, ona da Enes b. Mâlik'in rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Ehl-i Kitâb size selam verdiği zaman (onlara) 'Ve aleyküm' (sizin üzerinize de olsun) deyiniz.”
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etti: Yahudiler Peygamber (sav)'e "es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)" diyerek selam veriyorlardı. Âişe (ra) onların bu sözünü anladı da onlara: "Ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun" dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu: "Yavaş ol yâ Aişe! Şüphesiz Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." Âişe (ra): "Yâ Nebiyyallah! Duymadın mı onlar ne diyorlar?" Rasûlüllah (sav) de: "Duymadın mı ben de bunu onlardan 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize de olsun)' diyerek aldım ya!" buyurdu.
Bize İshak b. Mansûr, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etti: “Rasûlullah (sav) mescidin bir köşesinde otururken bir adam mescide girdi, namaz kıldı. Sonra geldi ve Rasûlullah'a (sav) selam verdi. Rasûlullah (sav) ona, “Ve aleyke's-selâm. Sen git, tekrar namazı kıl, çünkü namazı (düzgün) kılmadın” buyurdu. Bunun üzerine adam döndü, tekrar namaz kıldı. Sonra dönüp geldi, yine selâm verdi. Rasûlullah (sav) yine, “Ve aleyke's-selâm. Fakat dön, tekrar namaz kıl, çünkü namazı (düzgün) kılmadın” buyurdu. Adam, ikinci seferde yahut ondan bir sonrakinde; “Yâ Rasûlullah! Bana (namazı doğru kılmayı) öğretir misin?” dedi. Bunun üzerine (Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu; “Namaz kılmak istediğinde önce güzelce abdest al. Sonra kıbleye dön ve iftitah tekbirini al. Sonra, sana kolay gelen yerlerden biraz Kur'ân oku. Sonra, rükû halinde iken tüm vücudun sükûn buluncaya kadar rükû yap. Sonra, ayakta iken tüm bedenin dümdüz olacak şekilde kıyam et. Sonra, secde halinde iken tüm vücudun sükûn buluncaya kadar secde yap. Sonra kalk ve tüm vücudun sükûn buluncaya kadar otur. Sonra, tüm vücudun sükûn buluncaya kadar (ikinci) secdeyi yap. Sonra kalk ve tüm vücudun sükûn buluncaya kadar otur. Sonra, bunu tüm namazında yap.” Ebû Üsame bu hadisin sonunda; “Ayakta iken tüm bedenin dümdüz olana kadar” diye de ekledi.