1691 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, Leys, ona Cafer b. Rabia, ona el-A'rec, ona İbn Abbas'ın azatlısı Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ben ve Rasulullah'ın (sav) eşi Meymûne’nin azatlısı Abdullah b. Yesâr gittik, Ebu Cüheym b. Hâris b. Sımt el-Ensârî’nin huzuruna vardık. Ebu Cüheym şöyle dedi: "Rasulullah (sav), Cemel kuyusu tarafından geliyordu. Kendisine bir adam rastladı, adam selam verdi fakat Rasulullah (sav) selamını almadı, hemen bir duvarın yanına gitti, (ellerini duvara vurarak) yüzünü ve kollarını mesh etti, sonra adamın selamını aldı."
Açıklama: Cemel kuyusu tarafından gelen Hz. Peygamber, tuvalet ihtiyacını gidermiş dolayısıyla abdesti bozulmuştur. Kendisine verilen selamı, teyemmüm yaptıktan sonra alması, bazı rivayetlerde Allah'ın adını abdestsiz ağzıma almak istemedim diye şahsa açıklama yapması onun nezaketini ve her an abdestli olma noktasındaki hassasiyetini göstermektedir.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Asım b. Behdele, ona da Ebu Vail, Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bizler namazda iken konuşurduk. Bir ara Hz. Peygamber'e (sav) geldim, (namaz kılıyordu), selam verdim, selamımı almadı. İçimi bir üzüntü kapladı. Hz. Peygamber (sav) (namazı bitirince) şöyle buyurdu:"Allah, Peygamberine (verdiği hükümden) dilediğini yeniler. Allah'ın yenilediği emirlerden biri de 'namazda konuşmayın' emri olmuştur."
Açıklama: mütabileri ile sahihtir.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona da Ebu Hayr, ona da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etti: Bir adam, Rasûlullah'a (sav) İslam'da hangi amelin daha hayırlı olduğunu sordu. Rasûlullah (sav) de şöyle cevap verdi: "Yemek yedirmen ve tanıdığına da tanımadığına da selam vermendir."
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Zeyd b. el-Hubab ve Kabîsa, onlara Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi rast geldi ve ona selam verdi. Rasulullah (sav) onun selamını almadı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muaz b. Muaz, ona Saîd, ona Katade, ona Hasan, ona Hudayn Ebu Sâsân, Muhacir b. Kunfuz'ün şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber küçük abdest bozarken el-Muhacir b. Kunfüz ona rast geldi ve selam verdi. Rasulullah (sav) onun selamını abdest alıncaya kadar iade etmedi. Abdest alınca selamını aldı."
Bize Müsedded, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyan ve Mâlik b. Enes, onlara Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurdu: “Yahudiler sizden birine selam verdiklerinde, özellikle; “Sâmun aleyke (yani ölüm üzerine olsun) derler, Sen de ona sadece “Ve aleyke" (yani senin üzerine olsun) diye karşılık ver."
Bize Müsedded, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyan ve Mâlik b. Enes, onlara Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Yahudiler sizden birine selam verdiklerinde, özellikle; “Sâmun aleyke (yani ölüm üzerine olsun) derler, Sen de ona sadece “Ve aleyke" (yani senin üzerine olsun) diye karşılık ver."
Bize Ravh, ona İbn Cüreyc; (T) bize Dahhak b. Mahled ona İbn Cüreyc; (T) bize Abdullah b. el-Haris, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Ebu Safvan (Dahhak ve Abdullah b. el-Haris’in nakline göre Amr b. Abdullah b. Safvan) Kelede b. Hanbel’nin şöyle dediğini rivayet etti: Safvan b. Ümeyye Kelede ile birlikte Hz. Peygamber’e (bir miktar) bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç dağâbîs (kuşkonmaza benzer bir bitki) göndermişti. Rasul-i Ekrem o sırada vadinin en yukarısında bulunmaktaydı. Kelede şöyle şöyle der: Hz. Peygamber'in huzuruna selâm vermeden ve izin almadan girdim. Bunun üzerine bana: "Geri dön ve es-selamu aleykum. Girebilir miyim de!" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. Amr (b. Ebu Süfyan) dedi ki: Bu hadisi bana Ümeyye b. Safvan, Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. (Fakat) Bunu ondan işittim demedi. Dahhak ve İbnü’l-Haris, bu hadise Safvan Müslüman olduktan sonra olmuştur demiştir. Dahhak ve Abdullah b. el-Haris, rivayetlerinde “Bir miktar süt ve bir keçi yavrusu” ifadesini kullanmışlar (ancak “dağâbîs” ten söz etmemişlerdir.)
Bize Ravh, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Dahhak b. Mahled ona İbn Cüreyc; (T) Bize Abdullah b. el-Haris, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Ebu Safvan (Dahhak ve Abdullah b. el-Haris’in nakline göre Amr b. Abdullah b. Safvan) Kelede b. Hanbel’nin şöyle dediğini rivayet etti: Safvan b. Ümeyye Kelede ile birlikte Hz. Peygamber’e (bir miktar) süt, bir keçi yavrusu ve dağâbîs (kuşkonmaza benzer bir bitki) göndermişti. Rasul-i Ekrem o sırada vadinin en yukarısında bulunmaktaydı. Kelede şöyle der: Hz. Peygamber'in huzuruna selâm vermeden ve izin almadan girdim. Bunun üzerine bana: "Geri dön ve es-selâmu aleykum. Girebilir miyim de!" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. Amr (b. Ebu Süfyan) dedi ki: Bu hadisi bana Ümeyye b. Safvan, Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. (Fakat) Bunu ondan işittim demedi. Dahhak ve İbnü’l-Haris, bu hadise Safvan Müslüman olduktan sonra olmuştur demiştir. Dahhak ve Abdullah b. el-Haris, rivayetlerinde “Bir miktar süt ve bir keçi yavrusu” ifadesini kullanmışlar (ancak “dağâbîs” ten söz etmemişlerdir.)
Bize Mülâî, ona İbn Ebû Ganiyye, ona Muhammed b. Muhâcir, ona babası, ona da Esmâ bt. Yezîd el-Ensâriyye rivayet etti: Allah Rasûlu (s.a.v.) geçerken biz yaşıt olan genç kızlara uğrayıp şöyle dedi: – "Geçiminizi sağlayanlara karşı nankörlük etmekten sakının”. Bunun üzerine ben de: – Sizden birinizin geçiminizi sağlayanlara karşı nankörlüğü ne demektir? dedim. O da şöyle cevap verdi: – “Belki sizden biriniz ana babasının yanında evde kalacak kadar uzun bir süre evlenmeden bekledikten sonra Allah kendisine iyi bir koca nasip eder de o, öfkeye kapılıp ona: ‘Senden hiçbir hayır görmedim ki!’ der”, buyurdu.