1691 Kayıt Bulundu.
Bize Seleme b. Şebîb, ona Abdürrazzak, ona Mamer, ona Katade veya başka biri, ona İmran b. Husayn şöyle rivayet etmiştir: "Biz cahiliye zamanında birbirimize Allah seninle gözü aydın etsin, sabahın hayırlı olsun derdik. İslam gelince bu bize yasaklandı." [Abdürrezzak'ın rivayetine göre Ma'mer şöyle demiştir: Kişinin Allah seninle gözü aydın etsin demesi mekruhtur ama Allah gözünü aydın etsin demesinde bir sakınca yoktur.]
Açıklama: Katade b. Diame ile İmran b. Husayn arasında inkıta' vardır.
Bize İbn Avf, ona Muhammed b. İsmail, ona babası –İbn Avf ben bu rivayeti İsmail'in kendisine özel kitabında gördüm demiştir- ona Damdam, ona Şurayh, ona Ebu Malik el-Eşarî, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Kişi evine girdiği zaman Allahümme innî es'elüke hayra’l-mevlici ve hayra’l- mahreci, bismillahi velecnâ ve bismillahi haracnâ ve alellalahi Rabbina tevekkelnâ’ (Ey Allah'ım, senden giriş ve çıkışın en hayırlısını istiyorum. Allah'ın adıyla girdik ve (yine) Allanın adıyla çıktık ve Rabbimiz olan Allah'a dayandık) desin, sonra (ev) halkına selâm versin."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahvas, ona Mansur, ona da Rib'î Amir oğullarından birisinin şöyle dediğini rivayet etti: Bu kişi, Hz. Peygamber, bir evde iken huzuruna girmek istemiş ve girebilir miyim? demiştir. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem, hizmetçisine "çık, şu adama izin istemeyi öğret; ona 'es-Selamü aleyküm, girebilir miyim demesini söyle!" buyurdu. Adam, Rasulullah'ın (sav) söylediklerini işitti ve es-Salamü aleyküm, girebilir miyim dedi? Hz. Peygamber de ona içeri girmesi için izin verdi, o da Hz. Peygamberin huzuruna girdi.
Bize Hafs b. Ömer, ona da Şube, Süheyl b. Ebu Salih'ten şöyle dediğini rivayet etti: Babamla Şam'a doğru (bir kafile ile) yola çıkmıştım. (Kafilede bulunanlar) yol üzerinde rastladıkları içlerinde Hıristiyanların bulunduğu manastırlardakilere selam vermeye başladılar. Bunun üzerine babam şöyle dedi: Onlara önce siz selam vermeyiniz. Zira Ebu Hureyre (ra) bize Rasulullah'ın (sav): "Onlara önce siz selam vermeyiniz. Onlarla yolda karşılaştığınızda, yolun en kenarından yürümeye onları zorlayınız" buyurduğunu rivayet etti.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Müslim, ona Abdullah b. Dinar, ona da Abdullah b. Ömer (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şüphesiz Yahudilerden biri size selam verdiğinde ancak es-Samü aleyküm (ölüm üzerinize olsun) der. Siz de ona ve alekyüm (Senin üzerine de olsun) deyin." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi bu şekilde Malik, Abdullah b. Dinar'dan rivayet etti. Yine onu Sevrî, ona da Abdullah b. Dinar'dan nakletti ve rivayetinde "ve aleyküm" dedi.]
Bize Amr b. Merzuk, ona Şube, ona Katade, ona da Enes'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabı, O'na; Ehli kitap bize selam veriyorlar. Selamlarını nasıl alalım? diye sordular. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ve aleyküm (yani sizin üzerine de olsun) deyiniz." [Ebû Davud şöyle dedi: Hz. Aişe'nin, Ebu Abdurrahman el-Cühenî’nin ve Eba Basra el-Gıfarî'nin rivayetinin de aynı şekildedir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmar, ona Ebu Ğıfar, ona Ebu Temime el-Hüceymî, Ona Ebu Cürey el-Hüceymi şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) aleyke's-selam ey Allah'ın Rasulü diye selâm verdim. "Aleyke's-selam deme, çünkü aleyke's-selam ölülerin selamıdır" buyurdu.
Bize Hasan b. Ali, ona Abdulmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Said b. Halid Huzai, ona Abdullah b. el-Fadl, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', o da Ali b. Ebu Talib'ten şunu nakletmiştir: -Ebu Davud dedi ki: Hasan b. Ali bu sözü Peygamber'e (sav) atfetmiştir.- "Bir yerden geçen bir topluluğun adına içlerinden birisinin selam vermesi yeterlidir ve oturanlar adına onlardan birisinin de bu selamı alması yeterlidir."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona İsmail, ona da Galib şöyle dedi: Biz Hasan(-ı Basrî)’ın kapısında oturuyorduk. Biri çıkageldi ve şöyle dedi: Bana babam dedemin şöyle dediğini rivayet etti: Babam beni Rasulullah'a (sav) gönderdi ve Ona gidip (benden) selam söyle, dedi. Ben de Rasulullah'a vardım ve babam size selâm söyledi dedim. Peygamber de (sav): "Aleyke ve ala ebîke's-selam (selâm senin ve babının da üzerine olsun)," diye karşılık verdi
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona Zekeriyya, ona eş-Şa'bî, ona da Ebu Seleme Aişe'nin (r.anha) kendisine şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber (sav) kendisine: "Cebrail (as) sana selam ediyor" buyurdu. O da "ve aleyhi's-selam ve rahmetullah (selam ve Allah'ın rahmeti onun da üzerine olsun)" diye karşılık verdi.