1675 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki' ve Ebu Muaviye, onlara A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Hişam b. Ammar, ona Mesleme b. Ali, ona Evzai, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber küçük abdestini bozarken birisi ona rast geldi ve selam verdi. Rasulullah (sav) işini bitirince avuçlarını yere vurdu ve teyemmüm etti; sonra o kişinin selamını aldı.”
Açıklama: Elbani, الأَرْضَ kelimesinin yerine الجدار kelimesinin olduğu şekliyle sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve İbn Nümeyr, onlara Ameş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve İbn Nümeyr, onlara Ameş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil manada) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Kuteybe, ona Muhammed b. Musa, ona Sa’id b. Ebu Sa’id, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir mü’minin diğer mü’min üzerindeki hakkı altıdır. Hastalığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, davet ettiğinde icabet eder, karşılaştığında selam verir, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) onun için hayır dua eder, gıyabında veya yanında onun iyiliğini İster."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said b. Ebu Said el-Makburi, ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) mescidin köşesinde otururken bir adam mescide geldi, namaz kıldı ve sonra "Es-selamu aleyke" diyerek selam verdi."
Bize Ebu Kâmil, ona Züheyr, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah(sav) şöyle buyurdu: "Onlarla yolda karşılaştığınızda selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Züheyr dedi ki: 'Süheyl'e: '('Onlar' derken kastettiğin) Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır?' diye sordum. O da: 'Müşriklerdir' cevabını verdi.']
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki' ve Ebu Muaviye, onlara A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bana Mâlik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) mezarlığa gelmiş ve orada yatanlara selam verip şöyle demişti: "Selam ey mümin kavmin yurdu! Biz de Allah dilediği zaman size katılacağız. Kardeşlerimizi görmek isterdim." Orada bulunanlar "Ey Allah'ın resulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?" dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim benden sonra geleceklerdir. Ben onlardan önce Kevser havuzuna gidip onları bekleyeceğim" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! senden sonra ümmetinden gelecek olanları nasıl bileceksin ?" diye sordular. "Bir adam düşünün, onun siyah atlar arasında alınları ve sekileri beyaz atları olsa onları hemen ayıramaz mı?" diye sordu. "Elbette ayırır" dediler. Bunun üzerine "Benim kardeşlerim de abdest izleri sebebiyle kıyamet günü bembeyaz gelirler. Ben onlardan önce kevser havuzuna gidip onları beklerim. Nice adamlar da kayıp develer gibi havuzumdan kovulacaklardır. Ben 'Gelin buraya' diye onlara sesleneceğim. O zaman 'onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar' denilecektir. Ben de öyleyse 'Uzak olun, uzak olun" derim.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) mezarlığa gelmiş ve orada yatanlara selam verip şöyle demişti: "Selam size ey mümin kavmin yurdu! Biz de Allah dilediği zaman size katılacağız." Sonra şöyle dedi: "Kardeşlerimizi görmek isterdik." Orada bulunanlar "Ey Allah'ın resulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?" dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim benden sonra geleceklerdir. Ben onlardan önce Kevser havuzuna gidip onları beklerim." buyurdu. "Ey Allah'ın resulü! Ümmetinden daha gelmemiş olanları nasıl bileceksin?" diye sordular. "Bir adam düşünün, onun siyah atlar arasında alınları ve sekileri beyaz atları olsa onları hemen ayıramaz mı?" diye sordu. "Elbette ayırır" dediler. Bunun üzerine "Benim kardeşlerim de abdest izleri sebebiyle kıyamet günü bembeyaz gelirler" buyurdu. "Ben onlardan önce kevser havuzuna gidip onları beklerim" dedi ve şöyle ekledi: "Nice adamlar kayıp develer gibi havuzumdan kovulacaklardır. Ben de onlara 'Gelin buraya' diye sesleneceğim. O zaman 'onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar' denir, onlar da arkalarını dönüp giderler. Ben de 'Uzak olun, uzak olun" derim.