1691 Kayıt Bulundu.
Bize Affân, ona da Şu'be, Süheyl b. Salih'in şöyle dediğini rivayet etti: Babamla beraber (bir kafile ile) Şam'a doğru yola çıktık. Şam halkı, manastırlardaki rahiplere uğrayıp onlara selam veriyorlardı. Babamı (onlara) şöyle derken işittim: Ebu Hüreyre Rasûlüllah'ın (sav), "Onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." buyurduğunu işitmiştir.
Bize Vekî', ona Süfyân (H) Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer, Rasûlüllah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yahudiler sizinle karşılaştığı zaman size: 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' derler. Siz de onlara: 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin."
Bize Musa b. Davud, ona İbn Lehîa, ona Halid b. Ebu İmran, ona Nâfi, ona İbn Ömer'in söylediğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu zor zamanda terk etmez. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki iki kişi birbirini sevdi mi aralarının açılmasına ancak ikisinden birisinin işlediği günah sebep olur." Hz. Peygamber (sav) ayrıca şöyle buyurmuştur: "Bir Müslümanın Müslüman kardeşi üzerinde iyilik kabilinden altı hakkı vardır: Aksırdığında ona dua etmek, hastalandığında ziyaret etmek, yanında da gıyabında da olsa onun iyiliğini İstemek, karşılaştığında ona selam vermek, davet ettiğinde icabet etmek, ölünce cenazesine katılmak. Hz. Peygamber (sav), bir Müslümanın Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durmasını da yasakladı."
Bize Ebu Kâmil, ona Züheyr, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası (Ebu Salih es-Semmân), Ebu Hureyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Onlarla yolda karşılaştığınızda selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." Züheyr dedi ki: Süheyl'e: '(Onlarla kastettiğin) Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır?' diye sordum. O da: 'Müşriklerdir' dedi.
Bize Yahya, ona Şu'be, ona Katâde (T) Bize İbn Ca'fer, o ikisine Şu'be, ona da Katâde, Enes'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber'in (sav) ashabı O'na: 'Ehl-i kitap bize selam veriyor. Biz onların selamını nasıl alalım?' diye sordular. Rasulullah: "Siz de 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin!" buyurdu. Haccâc bu hadisin bir benzerini rivayet etti. Şu'be: 'Katâde'ye bu hadisi Enes'ten işitip işitmediğini sormadım' dedi.
Bize Hüşeym, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Enes, ona da dedesi Enes b. Mâlik (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ehl-i kitap size selam verdiğinde 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin."
Bize Behz ve Affân, onlara Hemmâm, ona da Katâde, Enes'in şöyle dediğini rivayet etti: Bir Yahudi Nebi (sav) ve ashabının yanına geldi ve (onlara): "es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)" diyerek selam verdi. Peygamber'in (sav) ashabı da onun selamını aldılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "O ancak 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi" buyurdu. Bunun üzerine Yahudi yakalanıp O'nun (sav) huzuruna getirildi ve ve adam yaptığını itiraf etti. Peygamber (sav) de: "Onlara söylediklerini karşılık olarak verin!" buyurdu.
Bize Sevrî, Mansur'dan rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: İbrahim ve Mücahid'e: "Şu kabile reisine nasıl mektup yazayım?" diye sordum. İbrahim: "es-Selâmu aleyküm diye yaz" cevabını verdi. Mücahid de: "es-Selâmu alâ menittebea'l-hüdâ (Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun) diye yaz!" dedi.
Bize Ma'mer ve es-Sevrî, onlara Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası (Ebu Salih es-Semmân), Ebu Hüreyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yolda müşriklerle karşılaştığınız zaman, Onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın."
Bize Sevrî, Mansur'dan rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: İbrahim ve Mücahid'e: "Şu kabile reisine nasıl mektup yazayım?" diye sordum. İbrahim: "es-Selâmu aleyküm diye yaz" cevabını verdi. Mücahid de: "es-Selâmu alâ menittebea'l-hüdâ (Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun) diye yaz!" dedi.