1691 Kayıt Bulundu.
Açıklama: (1)Namazla meşgulüm. Seninle ilgilenemem. Bu meşguliyet beni her şeyden alıkoyar. Bir işle meşgul kişi bir başka şeyle meşgul edilmez. Başka bir işle meşgul olmak için ne vaktim ne fırsatım var. Çünkü Allah ile beraberim.
Açıklama: (1) Bu, Mekke’de namazdayken selam alıp vermenin nesh edilmesinden önceydi. Habeşistan’a hicretten sonra namazda selam alıp vermenin hükmü değişti. (2) Selamımı almaktan imtina etmesine neyin sebep teşkil ettiğini derin derin düşünmeye başladım. Rasûl (s.a.v.)’in selamımı almayışı büyük bir olaydı benim için. (3) Bu bir akide meselesidir. Bu, yeni hükmün onun ilminde olmaması anlamında değildir. Rabbimiz ezelden beri hükmünü değiştireceğini bilir. Bir sürprizle karşılaşıp hükmünü değiştirmek zorunda kalır diye bir durum söz konusu olmaz. (4) Talak 65/1. Allah dilediği hükümleri kaldırır ve bildiği bir hikmete mebni yeni bir hüküm ortaya koyar (Ra’d 13/39). Bu Allah’ın görüş değiştirdiği anlamına gelmez. Hepsi Allah’ın kadim ilminde mevcuttur. Namazda selama karşılık verme hükmünün iznini silmiş ve yerine başka bir hüküm koymuştur. Allah bir ayeti değiştirir ya da kalplerden ve zihinlerden izale ederse, bizim için ondan daha yararlısını veya mükellefiyet ve sevapta benzerini mutlaka getirir. Her birini bir hikmete mebni yapar (Bakara 2/106).
Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd, ona İsmail b. İshak, ona İbrahim b. el-Haccâc, ona Abdulvâris b. Saîd, ona Kesir b. Şınzîr, ona da Atâ b. Ebû Rebah, Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.) bir işi için beni (bir yere) gönderdi. İşi yerine getirdim ve döndüm. Yanına geldiğimde Hz. Peygamber (s.a.v.) namaz kılıyordu, kendisine selam verdim, fakat selamımı almadı.”