Giriş

Bize Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî, ona Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona el-Abbas b. el-Velîd b. Mezyed, ona da babası, el-Evzâî’nin şöyle derken işittiğini haber vermiş: Bana Yahya b. Ebî Kesîr, ona Ebû Kılâbe el-Cermî’nin haber verdiğine göre, Ebû Abdullah el-Cermî Ebû Mes’ûd’a, “- Rasûlullah’ın (as.), ‘Demişler ki’ sözü hakkında ne söylediğini duydun?” diye sordu. O da; “- Rasûlullah’ın (as.) ‘O, insanın ne kötü vasıtasıdır!’ dediğini işittim” diye cevap verdi.


Açıklama: “Demişler ki” diye tercüme ettiğimiz “zeamû” sözcüğü, zan ifâde eden bir kelimedir. İnsanın bu şekilde söylemiş olduğu şeyde, kesin ve sağlam bir bilgiye sahip olmadığını, tahmine ve rasgele duyduğu sözlere dayalı olarak konuştuğunu gösterir. Dolayısıyla “Duydum ki... denildi ki...” gibi kesin bir tespite dayanmayan sözlerle kafaların karıştırılmaması ve bu tür sözlere güvenilmemesi gerekir. Kaldı ki Münzirî, bu rivâyetin zayıf olduğunu imâ eder. Ebû Mes’ûd ed-Dımaşkî’nin, el-Etrâf adlı eserinde, Ebû Kılâbe’nin, Ebû Mes’ûd ve Ebû Abdullah’ı dinlemediğini kaydettiğini belirtir.

    Öneri Formu

Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Eb'û'l-Abbas Abdullah b. el-Hüseyin el-Kadî Merv'de ve Ebû Abdullah Muhammed b. Ali b. Mahled el-Cevherî Bağdat'ta, onlara el-Hâris b. Ebî Üsâme, ona Saîd b. Âmir ed-Dubbeî, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona da babası vasıtasıyla dedesi Alkame b. Vakkas şöyle rivâyet etti: "Cesur bir adam vardı, umeranın huzuruna gider, onları güldürürdü. Bir gün dedem ona dedi ki: "- Yazık sana be adam! Niçin o adamlarına huzuruna gidip kendilerini güldürüyorsun? Ben, Rasûlullah'ın (sav) sahabesi Bilal b. el-Hâris el-Müzenî'nin (ra), Hz. Peygamber'den şöyle rivâyet ettiğini işittim: "Kul bazen Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle kendisiyle karşılaşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bazen de Allah’ın kızacağı öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar.”


    Öneri Formu
153874 BS16744 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,263

Bize Ebû'l-Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, ona Abdullah b. Cafer, onaYakub b. Süfyan, ona İbn Osman, ona Abdullah b. el-Mübarek, ona Musa b. Ukbe, ona Alkame b. Vakkas el-Leysî, ona da Bilal b. el-Hâris el-Müzenî şöyle demiş: "Ben senin şu Emîrlerin huzuruna girdiğini, onlarla haşir neşir olduğunu görüyorum. Onlarla ne yaptığına dikkat et! Çünkü ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "İnsan bazen öyle hayırlı bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle kendisiyle karşılaşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bazen de öyle kötü bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar.” Alkame şöyle diyordu: Bu hadisi Bilal'den duyduktan sonra nice söz var ki benimle onun arasına girmiştir.


    Öneri Formu
153875 BS16745 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,263

Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Tamtâm, ona Ebû Nuaym el-Fadl b. Dükeyn, ona Şerîk, ona er-Rükeyn b. er-Rabî’, ona Nuaym b. Hanzale, ona da Ammâr b. Yâsir (ra) Rasûlullah’ın (sav) şöye buyurduğunu haber vermiştir: “Dünyada iki yüzlü olanın kıyamet gününde ateşten iki dili olur.”


    Öneri Formu

Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona el-Esfâtî, Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Ebû Bekir b. Ayyâş, ona el-A’meş, ona Saîd b. Abdullah b. Cüreyc, ona da Ebû Berze’nin (ra) haber verdiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ey iman kalbine işlemediği halde dili ile Müslüman olduğunu söyleyenler! Müslümanların gıybetini yapmayın! Onların gizli hallerinin peşine düşmeyin! Kim, Müslüman kardeşinin gzli hâlinin peşine düşerse, Allah da onun gizli hâlinin peşine düşer ve evinin içinde saklansa bile onu rezil rüsvay eder.”


    Öneri Formu


    Öneri Formu
87363 MA019437 Musannef-i Abdurrezzak, X, 385


    Öneri Formu
185295 DK002055 Darekutni, Sünen, II, 134

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebû Hânî Muâz b. Hânî el-Yeşkürî, ona Cehdam b. Abdullah, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebû Sellâm, ona Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, ona Mâlik b. Yuhâmir es-Seksekî, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Rasûlullah (sav) sabah namazına gelmekte gecikmişti. Neredeyse güneş doğacaktı. Derken hemen çıktı ve kamet getirildi. Hz. Peygamber (sav) namazı hafif bir şekilde kıldırdı. Namazı bitirince "- Saflarda olduğunuz gibi kalınız" buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi: "Bu gün neden geç kaldığımı size anlatayım: Geceleyin kalkıp abdest aldım ve kılabildiğim kadar namaz kıldım. Derken uykum geldi, ağırlık bastı. Kendimi en güzel suretiyle Rabbimin huzurunda gördüm. Bana "- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de, "- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Bana, "- Büyük melekler kim hakkında tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu. "- Bilmiyorum" dedim. Aynı soruyu üç defa sordu. Sonra elini iki kürek kemiğimin arasına koydu. Parmak uçlarının serinliğini göğsümde hissettim. Bana her şey göründü ve sorunun cevabını bildim. Tekrar bana, "- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de, "- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Tekrar, "- Büyük melekler hangi konuda tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu. "- Keffaretler hakkında" diye cevap verdim. "- Nedir onlar?" diye sorunca, "- İyilik yapmak için adım atmak, namazlardan sonra mescitlerde oturmak, her türlü zorluğa rağmen abdest organlarını iyice yıkamak" dedim. "- Sonra nelerdir?" diye sordu. "- Yemek yedirmek, yumuşak konuşmak, insanlar uyurken geceleyin namaz kılmak" dedim. Sonra, "- Dile benden ne dilersen!" buyurdu. Ben de, "- Allah'ım! Senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, fakirleri sevmeyi lütfetmeni istiyorum. Ayrıca beni affetmeni, bana merhamet etmeni, bir topluluğu imtihan edeceksen beni o fitneye sokmadan canımı almanı, seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve sana yaklaştıracak amelleri sevmeyi diliyorum" diye dua ettim. Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi "Bu söylenenler haktır, onları çalışın ve öğrenin." Ebû İsa şöyle demiştir: Bu hadis hasen-sahihtir. Muhammed b. İsmail'e bu hadisi sordum. Dedi ki: Bu hasen-sahih bir hadistir. Tirmizî dedi ki: Bu hadis, el-Velid b. Müslim'in, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Yine Tirmizî dedi ki: Bize Halid b. el-Leclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, "Ben, Rasûlullah'tan işittim" diyerek hadisi rivayet etmiştir. Bu rivayet ise mahfuz değildir. el-Velid de hadisinde Abdurrahman b. Âiş'in "Ben Rasûlullah'tan işittim" dediğini zikretmiştir. Bişr b. Bekir, Abdurrahman b. Yezid b. Cabir'den bu hadisi bu isnatla Abdurrahman b. Âiş vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. Yukarıda verilen hadis ise daha sahihtir. Abdurrahman b. Âiş Hz. Peygamber'den işitmemiştir.


    Öneri Formu
19203 T003235 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 38

Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Bahr b. Nasr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona da İbn Şihâb’ın rivayet ettiğine göre; kendisine Ömer b. el-Hattâb’ın (ra) şöyle dediği haber verilmiş: “Seni ilgilendirmeyen şeylerle uğraşma! Düşmanından uzaklaş! Dostlarının sadece güvenilir olanını koru! Çünkü bir toplumda güvenilir insana eşdeğer bir şey yoktur. Ahlaksız kişilerle arkadaşlık yapma ki sana kendi ahlaksızlığını öğretmesin! Ona sırrını da verme! Dinin konusunda da Azîz ve Celîl olan Allah’tan korkanlarla istişare et!”


    Öneri Formu
157652 BS020351 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,190


    Öneri Formu
188663 NM000386 Hakim, el-Müstedrek, I, 163 (1/112)