Giriş

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Vekî’, ona el-Esved b. Şeybân, ona Bahr b. Merrâr, ona dedesi Ebû Bekire (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçti ve şöyle buyurdu: "Bu ikisine azap ediliyor, hem de büyük bir günahtan dolayı değil. Bunlardan biri idrar konusunda, diğeri ise gıybet ettiği için azap görüyor."


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
9247 İM000349 İbn Mâce, Tahâret, 26

Bize Ebû Yusuf es-Saydalânî Muhammed b. Ahmed er-Rakkî, ona Muhammed b. Seleme, ona İbn İshak, ona muhammed b. İbrahim, ona Ebû Seleme, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “İnsan bazen hiç önemsemediği öyle bir söz söyler ki, bu söz sebebiyle cehennemin yetmiş yıllık mesafedeki dibine düşer”


Açıklama: Bu ve benzeri hadislerdeki tehdit ifadeleri, muhtemelen sakındırmakta mübalağa anlamındadır. Hadîste verilmek istenen mesaj, insanın diline sahip olması gerektiğidir. Çünkü insanın işlediği bütün günahların, yaptığı bütün kötülüklerin, başına gelen bütün belaların başlangıcında dil ana unsurdur. İnsan, yaptığı her hareketin öncesinde mutlaka dilini kullanır. Bundan dolayı ahirette maruz kalacağı cezaların hepsinde dil ana faktör olarak öne çıkmaktadır.

    Öneri Formu
30724 İM003970 İbn Mâce, Fiten, 12

Bize Mervan b. Muhammed, ona Said b. Abdülaziz şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdülaziz Medinelilere şöyle yazmıştır: "İlimsiz ibadet etmeye kalkan kişinin bozacağı şeyler düzelteceği şeylerden daha çok olur. Sözünü amelinden sayan kişi az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren konularda konuşur. Dinini münakaşaya hedef yapan kişi hayatı boyunca çokça değişim yaşar."


Açıklama: Zayıflık inkıtadan kaynaklanmaktadır. Zira Said, Ömer b. Abdülaziz'e yetişmemiştir.

    Öneri Formu
37061 DM000313 Darimi, Mukaddime, 29

Bize Ahmed b. Manî', ona Yezîd b. Harun, ona Ebû Gassân Muhammed b. Mutarrif, ona Hassân b. Atıyye ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Haya ve az söz, imanın iki şubedir. Sözde ölçüsüzlük ve fazla konuşmak ise nifakın iki şubesidir." Ebû İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Bunu sadece Ebû Gassân Muhammed b. Mutarrif'in rivayeti ile bilmekteyiz. Yine Tirmizî şöyle demiştir: Hadiste geçen "iy" kelimesi az konuşmak, "bezâ" kelimesi ağzını bozmak, "beyân" kelimesi de lüzumundan fazla konuşmak demektir. Tıpkı insanlara hitap ederken sözü uzatıp yayan ve Allah'ın razı olmayacağı şekilde güzel sözlerle insanları öven hatipler gibi.


Açıklama: "Iyy" kelimesi, az konuşmak demektir. Bundan maksat, düşünerek ve ölçülü konuşmak, mâlâyâniye dalmamak, günaha düşmekten ve edebiyat yaparak güzel sözlerle insanları büyülemekten sakınmaktır. Hayâ ve ölçülü konuşmak, imanın eseridir. Çünkü insanı, Allah’tan hayâ ederek çirkin işleri terk etmeye sevk eden âmil iman olduğu gibi, ölçüsüz konuşmayı terk ettiren de imandır. Hasılı iman, her türlü iyilik ve kötülüğün menşei olduğu gibi, hayânın da, ölçülü olmanın da menşeidir. “Beyân” fesâhat demektir. Maksat ölçüsüzlük, yalana ve harama aldırmamak sadece güzel sözlerle insanları büyülemektir, tekellüftür. İşte hayâsızlık ve süslü, ama yalan-yanlış sözler de nifâkın alâmetidir. Yani bunların menşei, nifaktır

    Öneri Formu
271739 T002027 Tirmizi, Birr ve Sıla, 80

Bize Ebû Bekir, ona İsa b. Yunus, ona Abdullah b. Müslim, ona Abdurrahman b. Sâbıt, ona da Câbir şöyle rivayet etti: Bir gün ben Hz. Peygamber’e, “- Bu geceyi nasıl sabahladın, ey Allah’ın elçisi?” diye sordum. Bana, “- Oruç tutmaya niyetlenmemiş ve bir hasta ziyaret etmemiş kişiden daha iyi” diye cevap verdi.


    Öneri Formu
30640 İM003710 İbn Mâce, Edeb, 18

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Muhammed b. Amr, ona babası, ona da babası Alkame b. Vakkâs’ın rivayet ettiğine göre; bir gün eşraftan biri kendisine uğramıştı. Alkame ona, “- Sen benim akrabamsın ve benim üzerinde hakkın vardır. Ben senin şu idarecilerin yanına girdiğini ve onlarla istediğin gibi konuştuğunu görüyorum. Ben, Hz. Peygamber'in (sav) ashabından Bilal b. el-Hâris el-Müzenî'nin, Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur, dediğini işittim: "Sizden biriniz nereye varacağını düşünmeden Allah'ın razı olacağı öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde kıyamete kadar Allah'ın rızasını kazanır. Yine sizden biri nereye gideceğini hiç düşünmeden Allah’ın gazap edeceği öyle bir söz söyler ki, Cenâb-ı Hak ile karşılaştığı güne kadar Allah'ın kendisine gazap duymasına sebep olur." Sonra Alkame şöyle dedi: "Onlarla birlikte iken neler dediğine, neler söylediğine dikkat et, başına gelecekleri düşün! Bilal b. el-Hâris'ten duyduğum bu hadis nice sözleri söyleyecekken kendimi tutmama vesile olmuştur."


    Öneri Formu
30720 İM003969 İbn Mâce, Fiten, 12

Bize Muhammed b. Humeyd, ona el-Fadl b. Musa, ona el-Hüseyin b. Vâkıd, ona Yahya b. Ukayl, ona da Abdullah b. Ebî Evfâ şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (sav) çok zikreder, az konuşurdu. Namazı uzun tutar, hutbeyi kısa keserdi. Beğenmemezlik yapmaz, dullar ve yoksullarla birlikte yürür ve onların ihtiyaçlarını karşılardı.”


    Öneri Formu
36626 DM000075 Darimi, Mukaddime, 13


    Öneri Formu
44780 HM008316 İbn Hanbel, II, 327


    Öneri Formu
46288 HM008703 İbn Hanbel, II, 360

Bize Muhammed b. Ziyâd, ona el-Fudayl b. Süleyman, ona Abdullah b. Osman b. Huseym, ona -Ebû Eyyûb'un âzâdlısı Osman b. Cübeyr, ona da Ebû Eyyub şöyle haber vermiştir: “Bir adam Hz. Peygambere (sav) geldi ve, "- Ey Allah'ın rasûlü! Bana bir şeyler öğret, ama az ve öz olsun" dedi. Hz. Peygamber (sav) de, "- Namaza durduğunda dünyaya veda eden kişi gibi namazını kıl. Konuştuğun zaman özür dilemene sebep olacak şeyler söyleme. İnsanların ellerindeki şeylerden ümidini kesmeye azmet."


    Öneri Formu
31899 İM004171 İbn Mâce, Zühd, 15