Giriş

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, ona babası (Abdullah b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav) Ensâr'dan bir adamın yanından geçerken, utangaç olan kardeşine böyle olmaması için nasihat ettiğini işitti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Onu rahat bırak! Haya imandandır" buyurdu.


Açıklama: Bu rivayette 'nasihat ettiğini işitti' şeklinde tercüme edilen bağlam bilgisi (B006118) nolu rivayette 'kardeşini azarladı' şeklinde yer almaktadır. Dolayısıyla abinin yaptığı şey, nasihat etmek değik de, azarlamak olarak düşünülürse hadis daha doğru anlaşılacaktır. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْحَيَاءُ مِنَ الإِيمَانِ

    Öneri Formu
1016 B000024 Buharî, İman, 16

Bize İshâk, ona Abdüssamed, ona Abdullah b. Müsennâ, ona Sümâme b. Abdullah, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etti: "Rasûlullah (sav) selam vereceği zaman üç defa verir, bir söz söylediğinde de onu üç kere tekrar ederdi."


    Öneri Formu
22144 B006244 Buhari, İsti'zan, 13

Bana İbrahim b. Hamza, ona İbn Ebu Hâzim, ona Yezîd, ona Muhammed b. İbrahim, ona İsa b. Talha et-Teymî, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kul, manasını düşünmeden öyle bir söz söyler ki, bu söz sebebiyle cehennemde doğu ile batı arası kadar uzak bir derinliğe düşer."


    Öneri Formu
23883 B006477 Buhari, Rikâk, 23

Bize Abdullah b. Münîr, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dinar), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurdu: "Kul, Allah’ın rızasına uygun, fakat kendisinin hiç de önemsemediği öyle bir söz söyler ki, Allah bu söz sebebiyle onun cennetteki makamını yükseltir. Bazen de kendisinin hiç önemsemediği, ama Allah’ın sevmediği öyle bir söz söyler ki, bu yüzden cehenneme düşer.”


    Öneri Formu
23886 B006478 Buhari, Rikâk, 23

Bize Hennâd b. es-Serî, ona Vekî', ona el-A'meş, ona Mücahid, ona Tavus, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçiyordu. Şöyle söyledi: "Bu ikisi azap görüyorlar. Üstelik azap görmeleri büyük bir günah sebebiyle değildir. Bu idrarından sakınmazdı, bu ise insanlar arasında laf taşırdı. Sonra yaş bir hurma dalı getirilmesini istedi. Dalı ikiye böldü ve bir parçasını bir mezara, diğerini öbür mezara dikti. Ardından, umulur ki, bu dallar kurumadıkça onların azabı hafifletilir.” [Bu hadisin isnadını Mansur farklı rivayet etmiş, Tavus'u hiç zikretmeden Mücahid vasıtasıyla İbn Abbas'tan nakletmiştir.]


    Öneri Formu
18018 N000031 Nesai, Taharet, 27

Bize Ebu Kamil ve Yunus, onlara Nâfi b. Ömer, ona Bişr b. Asım es-Sakafî, ona babası (Asım b. Süfyân es-Sakafî), ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: "Ağzındaki otu dili ile döndürmeye çabalayan sığır gibi ağzında kelimeleri dolandıran (laf kalabalığı yaparak) süslü konuşan kimseden Allah (ac) hoşlanmaz."


    Öneri Formu
274603 HM006758-2 İbn Hanbel, II, 188

Bize Yahya b. Adem ve Ebu Ahmed, onlara Süleym oğullarının Becle koluna mensup İsa b. Abdurrahman el-Becelî, ona Talha, ona Abdurrahman b. Avsece, ona da Berâ b. âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber’e (sav) bir bedevî geldi ve "Ey Allah’ın Rasûlü, bana, cennete girmeme vesile olacak bir amel öğret" dedi. Hz. Peygamber (sav): "kısa konuştun ama geniş bir soru sordun. Bir insanı özgürlüğüne kavuştur ve bir kölenin boyun bağını çöz" buyurdu. Bedevî, "Ey Allah’ın Rasûlü, bu ikisi aynı şey değil midir?" diye sorunca, Hz. Peygamber "Hayır! Bir insanı azat etmek (عِتْقَ النَّسَمَةِ) bedelini tek başına ödeyerek onu özgürlüğüne kavuşturmandır. Boyun bağını çözmek (فَكَّ الرَّقَبَةِ) ise özgürlüğüne kavuşmak isteyen kimseye destek olarak onun özgürlüğünü elde etmesine yardımcı olmandır. (Seni cennete götürecek bir diğer amel ise) sütünden istifade etsin diye sütü bol bir deveyi birine emanet vermek, zalim (ilişkiyi kesen) akrabaya yardım etmektir. Eğer buna gücün yetmezse aç olanı doyur, susamışa su ver, iyiliği tavsiye et, kötülükten alıkoy. Buna da gücün yetmezse o zaman dilini tut, hayırdan başka söz söyleme."


    Öneri Formu
274546 HM018850-2 İbn Hanbel, IV, 299

Bize Osman, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Mücâhid, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Medîne veya Mekke'nin bahçelerinden birinin yanından geçiyordu. Kabirlerinde azap gören iki insanın sesini duydu. Hz. Peygamber (sav), "Onlara azap ediliyor, hem de büyük bir günah sebebiyle değil" buyurdu ve sonra da, "Evet, onlardan biri küçük abdest bozarken örtünmezdi, diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı" diye ekledi. Sonra bir hurma dalı istedi ve onu ikiye ayırdı. Kabirlere birer tanesini koydu. Kendisine, 'Ey Allah'ın rasûlü, niçin böyle yaptınız?' diye sorulduğunda, "Umulur ki onlar kurumadıkları sürece -veya kurumadıkça- onların (zikirleri) sayesinde azabı hafifletilir" buyurdu.


    Öneri Formu
1684 B000216 Buhari, Vudu, 55

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Hâzim, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tavus, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurdu: "Onlara azap ediliyor. Hem de büyük bir (günah) sebebiyle değil. Bunlardan biri küçük abdestini bozarken örtünmezdi, diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı.". Sonra yaş bir hurma dalı alıp iki parçaya ayırdı ve her iki mezara birer tane dikti. Orada bulunanlar, 'Ey Allah'ın rasûlü, neden böyle yaptınız?' diye sordular. Hz. Peygamber de "umulur ki, bu dallar yaş kaldığı sürece onların /zikri sayesinde) bunların azabı hafifletilir" buyurdu. İbn Müsennâ şöyle demiştir: Bize A'meş, Mücâhid'den benzer bir hadisi naklederken "İdrarını yaparken örtünürdü" derken işittim.


    Öneri Formu
1699 B000218 Buhari, Vudu, 56

Bize Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da İbn Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Medine'deki bir tarlada Hz. Peygamber'le (sav) birlikte idim. Rasûlullah (sav) bir ağaç dalına yaslanmıştı. O sırada Yahudilerden bir grup oradan geçiyordu, içlerinden biri, 'Ona ruh hakkında sorun' dedi. Bazıları ise, 'Hayır sormayın, çünkü size hoşlanmayacağınız şeyler söyleyebilir' dediler. Sonunda onun yanına gelip, 'Ey Ebu'l-Kâsım! Bize ruhtan bahset' dediler. Hz Peygamber bir müddet durup bekledi. O sırada kendisine vahiy geldiğini anlamıştım. Biraz geri durdum, nihayet vahiy hali kalktı. Sonra şu âyeti okudu: "Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruhun ne olduğunu ancak Rabbim bilir, size ise pek az bilgi verilmiştir.(el-İsra, 17/85)".


    Öneri Formu
29332 B007297 Buhari, İ'tisâm, 3