Giriş

Bize Müsedded, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman b. Atik, ona Talk b. Habib, ona Ahnef b. Kays, ona da Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) üç kez, "gereksiz yere konuşup mesele üretenler helâk olmuşlardır" buyurdu.


    Öneri Formu
33512 D004608 Ebu Davud, Sünne, 5

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Şerik, ona Rükeyn b. Rabî, ona Nuaym b. Hanzala, ona da Ammar (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dünyada iki yüzlü olan kişinin kıyamette ateşten iki dili olacaktır."


    Öneri Formu
33907 D004873 Ebu Davud, Edeb, 34

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona el-Esved b. Amir, ona Ebu Bekir b. Ayyaş, ona el-A'meş, ona Said b. Abdullah b. Cüreyc, ona da Ebu Berze el-Eslemi'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ey diliyle iman ettiğini söylediği halde kalplerine iman girmeyen insanlar! Müslümanların gıybetini yapmayınız. Onların kusurlarını araştırmayınız. Her kim onların ayıplarını araştırırsa, Allah da onun ayıplarını araştırır. Allah ayıbını takip ettiği kişiyi evinde saklansa bile onu rezil-rüsvay eder."


    Öneri Formu
33914 D004880 Ebu Davud, Edeb, 35

Bize Muhammed b. Sinan el-Bahilî -o, Avaka'da otururdu-, ona Nafi' b. Ömer, ona Bişr b. Asım, ona babası, ona Abdullah'ın (Ebû Davud: o, Abdullah b. Amr'dır dedi) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah ineklerin dilini otlara dolaması gibi dilini evirip çevirip kelimelerle oynayarak konuşan lafazan kişileri sevmez."


    Öneri Formu
34085 D005005 Ebu Davud, Edeb, 86

Bize Abde b. Abdullah, ona Abdüssamed, ona Abdullah b. el-Müsennâ, ona Sümâme b. Abdullah, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) bir söz söylediğinde ne dediği iyice anlaşılsın diye sözünü üç kere tekrar ederdi. Bir topluluğun yanına gelip onlara selâm verdiğinde de üç defa selâm verirdi."


Açıklama: Hz. Peygamber'in üç kere selam vermesi üç kere peşpeşe selamlaması anlamına gelmemektedir. Onun üç kere selam vermesi, 1. bir eve geldiğinde giriş için izin istemek üzere, 2. İçeri girdikten sora evdekileri selamlamak amacıyla, 3. kalkarken ev halkını selamlamlamak olarak anlaşılmıştır (Aynî, Umde, III, 176 -Şamile-). Allah Resûlü önemli olan ifadeleri ise iyice anlaşılsın diye üç kere tekrar etmiştir.

    Öneri Formu
1274 B000095 Buhari, İlim, 30

Bize Hişâm b. Ammâr, ona el-Hakem b. Hişâm, ona Yahya b. Saîd, ona Ebû Ferve, ona ashâb-ı kiramdan Ebû Hallâd’ın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kişiye dünyevî zevklerden uzak durma ve az konuşma özelliğinin verildiğini görürseniz, ona yaklaşınız. Çünkü o, konuştuğu zaman hikmetli söz söyler."


Açıklama: Düyevî zevklerden uzak durmaktan maksat, dünya nimetlerinden istifade etmemek değil, ihtirasla dünyaya sarılmamaktır. Cenâb-ı Hak dünyadaki bütün nimetleri insanlar için yaratmıştır. Cenâb-ı Hakk’ın kendisi için yaratmış olduğu bir nimeti, mü’minin bir kulun reddetmesi düşünülemez. Böyle bir anlayış, minnetsizlik anlamına gelir. Allah Teâlâ bize, kendisinden “dünyanın ve âhiretin bütün güzelliklerini istememizi” öğütlemektedir. Hz. Peygamber fazla konuşmayı sevmediği gibi ashâbına da az konuşmalarını, gereksiz yere laf kalabalığı yapmamalarını tavsiye etmiştir. Çok sözün yalandan uzak kalamayacağı bilinen bir husustur.

    Öneri Formu
31614 İM004101 İbn Mâce, Zühd, 1

Bize Abdülmelik b. Şuayb b. el-Leys, ona İbn Vehb, ona el-Leys, ona Yahyâ b. Saîd, ona Hâlid b. Ebu İmrân, ona Abdurrahman el-Beylemanî, ona Abdurrahman b. Hürmüz, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sağır, dilsiz ve kör bir fitne ortaya çıkacak; kim ona yaklaşırsa, fitne de onu kendine doğru çeker. O dönemde dilini kullanmak da kılıç kullanmak gibidir."


Açıklama: “Sağır, dilsiz ve kör” ifadesi, fitneye karışan insanların ortak vasfıdır, o insanların vasfı ile fitne tavsif edilmiştir. Buna göre o insanlar hakka kulak vermezler, hakkı konuşmazlar ve hakkı görmezler. Kör bir taassup onların bütün varlıklarını kuşatmıştır. İyi ile doğruyu, hak ile bâtılı, güzel ile çirkini ayırt edemezler. Hak ve adâlet namına ağızlarından güzel bir söz çıkmaz.

    Öneri Formu
32874 D004264 Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 3

Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Rasulullah'ın (sav) zevcesi Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Ebu Hureyre'nin (ra) yaptığına şaşmaz mısın? Geliyor, odamın yanına oturuyor ve bana duyurarak Hz. Peygamber'den (sav) hadis rivayet ediyor. Ben de o sırada namaz kılıyordum. Ben namazımı bitirmeden o kalkıp gitti. Eğer yetişseydim ona şöyle diyecektim: Rasulullah (sav) sizin konuştuğunuz gibi hızlı ve sesli konuşmazdı."


    Öneri Formu
25584 D003655 Ebu Davud, İlm, 7

Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Hammad b. Zeyd, ona el-Leys, ona Tâvus, ona Ziyad adında bir adam, ona da Abdullah b. Amr'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bütün Arapları içine alan bir fitne vuku bulacak! O fitnede öldürülenler, cehennemliktir. O dönemde konuşmak, kılıç sallamaktan daha tehlikelidir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Sevrî, Leys'ten, o Tavus'tan, o da el-A'cem'den rivayet etmiştir. Şöyle demiştir: O Ziyad el-A'cem'dir.]


    Öneri Formu
32875 D004265 Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 3

Bana Ebû't-Tâhir ve Harmele b. Yahya, onlara İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe’nin rivâyet ettiğine göre Abdullah b. Mesûd (ra) şöyle demiştir: "Bir topluluğa akıllarının ermeyeceği bir hadis rivâyet edersen, bu onlar için fitne sebebi olur."


    Öneri Formu
274661 M000014-2 Müslim, Mukaddime, 5