125 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr, o ikisine Abde ve Veki' (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, onlara Hişam şu isnatla yani [ona babası, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet eder: Rasulullah (sav) eliyle hiçbir şeye ne bir kadına ne de bir hizmetçiye vurmamıştı. Sadece Allah yolunda savaşırken güç kullanmıştır. Kendisine yapılan bir şey sebebiyle asla intikam almamıştır. Sadece Allah'ın (ac) yasakları çiğnendiği zaman Allah için intikam almıştır.] Raviler birbirlerine ilavelerde bulunmuşlardır.
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Âmir, ona Muhammed b. Hilal ona da babasının (Hilal b. Ebu Hilal) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Meclislerde Hz. Peygamber (sav) bizimle oturur ve sohbet ederdi. O kalktığında biz de kalkardık; hatta bazı eşlerinin odasına girdiğini görürdük. Bir gün sohbet ettik, kalktığında biz de kalktık. O esnada bir bedevînin (arkasından) O'na yaklaştığını ve ridasını çektiğini gördük. (Öyle ki) elbise Hz. Peygamber'in (sav) boğazını kızarttı. Ebu Hureyre şöyle devam etti: Ridası sert bir kumaştandı. Hz. Peygamber (geriye) döndüğünde bedevî şu iki deveme (mal) yükle! Bunlar ne senin ne de babanın malı dedi. Hz. Peygamber de (sav) ona "hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah" dedi. Sonra, "benim boğazımı çektiğin şekilde, senin boğazını çekmeme izin vermediğin sürece yüklemem." dedi. O'nun bu sözlerine karşılık bedevî hayır, bunu sana yaptırmam dedi. (Ebu Hureyre) rivayeti sonuna kadar aktardı. Sonra Hz. Peygamber yanına bir adamı çağırdı ve "bunları onun develerine yükle; birisine arpa, diğerine de hurma (yükle)" dedi. Hz. Peygamber (sav) sonra bize döndü ve "Allah'ın bereketiyle haydi gidiniz" buyurdu.
Bize Abdussamed, ona babası, ona da Ebu’t-Teyyâh, Enes'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav) insanların en güzel ahlaklısıydı. Benim bir kardeşim vardı; ona Ebu Umeyr denilirdi. -Ravi (hadisin lafzında şüphe ederek) 'zannediyorum sütten kesilmişti' dedi-. Rasulullah bize ne zaman gelse onu gördüğü zaman: 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' derdi. Ebu Umeyr (Nuğayr ismini verdiği) bu bülbülle oynardı. (Enes sözüne şöyle devam etti:) Bazen O (sav) bizim evimizde iken namaz vakti girerdi. O zaman altındaki serginin süpürülmesini emreder, (süpürülmesinin) ardından üzerine biraz su serpilirdi. Sonra Rasulullah (sav) namaza durur, biz de onun arkasında saf tutardık ve bize namaz kıldırırdı." Hadisin ravisi şöyle demiştir: 'Eneslerin sergisi, hurma dallarından yapılmış (hasır) idi.'