Giriş


Açıklama: "Anlı toprak olasıca" ifadesi Araplar arasında iki farklı mana taşımaktadır. İlkine göre yüzün yere kapanması ve alnın toprak olmasıdır. İkinci manası ise ibadet ehli olması ve secde etmesinin temenni edilmesidir. Böylece alnı yere değdiğinde toprak olacaktır. İlk yorum daha çok tercih edilmiştir.

    Öneri Formu
19678 B006031 Buhari, Edeb, 38


    Öneri Formu
20605 B006088 Buhari, Edeb, 68


    Öneri Formu
41531 DM001686 Darimi, Zekat, 18


    Öneri Formu
28082 N004642 Nesai, Buyû', 77


    Öneri Formu

Bize İshak b. İbrahim, Muaz b. Hişam, ona babası [Hişam b. Ebu Abdullah], ona Katade [b. Diame], ona da Zürâre b. Evfâ, ona Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etti: "Sa'd b. Hişam karısını boşadı ve bir kısım gayr-ı menkulünü satıp silah ve ata yatırmak için Medine'ye geldi. Ensardan bir toplulukla karşılaştı [ve bu düşüncesinden bahsedince] onlar şöyle dediler: 'Rasulullah (sav) zamanında bizden altı kişi, bunu yapmak istedi ancak Hz. Peygamber (sav), onları menetti ve 'sizin için bende uyulacak bir örnek yok mudur?' buyurdu.' Sa'd b. Hişam’ın aktardığına göre kendisi daha sonra Basra'ya geldi, Abdullah b. Abbâs'la karşılaştı ve ona vitir namazını sordu. Abdullah b. Abbas: 'Sana, Rasulullah'ın (sav) vitir namazını en iyi bilenin kim olduğunu haber vereyim mi?' dedi. 'evet' dedim. 'müminlerin annesi Aişe'dir. Binaenaleyh ona gidip sor, sonra bana dön ve sana anlattığı şeyleri bana anlat!' dedi. Bunun üzerine ben Hakîm b. Efleh'e geldim ve ona; 'birlikte mü'minlerin annesi Aişe'ye gidelim' dedim. O: 'Ben gelmem. Çünkü ben onu, şu iki grubun [yani Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasındaki anlaşmazlıklara müdaheleden) menetmiştim de o, gitmekte ısrar etmişti' dedi. 'Allah aşkına geleceksin!' dedim ve birlikte Hz. Aişe'nin yanına gelip selâm verdik. O, Hakîm'in sesini tanıdı. Bu sebeple, [benim için]; 'bu kim?' dedi. 'Sa'd b. Hişâm!' dedim. 'Hangi Hişam?' dedi. 'Âmir'in oğlu Hişâm!' dedim. 'O, ne iyi bir kişi idi. Uhud Savaşında şehid edilmişti!' dedi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) ahlakından bahseder misin' dedim. 'Kur'an'ı okumuyor musun?' dedi. 'Evet, okuyorum' dedim. Bunun üzerine 'İşte o (Kur'an), Rasulullah'ın (sav) ahlâkıdır' cevabını verdi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Fakat gece ibadeti aklıma geldi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) gece ibadetinden bahsedin!' dedim. Hz. Aişe: 'yâ Eyyühe'l-Müzemmilu Sûresini okumuyor musun?' dedi. 'Okuyorum' dedim. 'İşte bu sûre [içinde anlatılanlar] Rasulullah'ın (sav) gece ibadetidir. Bu Sûrenin baş tarafı indirildiğinde Rasulullah (sav) ve Ashabı, gece kalkıp, ayakları şişinceye kadar ibadet ederlerdi. Bu sûrenin sonu on altı ay gökte tutuldu, sonra indirildi ve böylece, gece kalkıp [namaz kılmak], farz iken nafile oldu' dedi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Ancak vitir (namazı) aklıma geldi ve 'Bize, Rasulullah'ın (sav) vitir (namazından) bahsedin' dedim. Şöyle cevap verdi: 'Rasulullah (sav) uyuduğu zaman misvağını benim yanıma kordu. Sonra Allah’ın uyanmasını dilediği vakitte uyanır ve dokuz rekat namaz kılardı. Sadece sekizinci rekâtta oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder sonra, selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtta [tekrar] oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder, bize işittirecek şekilde bir selâm verirdi. Sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in gece namazı ] bu onbir rekâttır. Hz. Peygamber yaşlanıp et tutunca [yani kilo alınca] sadece altıncı rekâtta oturup Allah'a hamd, Rabbine dua eder, sonra [ayağa kalkıp yedinci rekâtı kılıp oturup] selâm vererek yedi rekât, sonra, oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in yaşlılığındaki gece namazı da] bu dokuz rekâttır. Hz. Peygamber'e (sav) uyku veya bir hastalık ağır basıp [da bu gece namazını kılamadığı] zaman ise, gündüz oniki rekât namaz kılardı. Rasulullah (sav) bir şeyi yapmayı adet edindiğinde, ona devam etmeyi severdi. Hz. Peygamber (sav) hiçbir gece, sabahlayıncaya kadar namaz kılmadı ve hiçbir zaman Kur'an'ın tamamını bir gecede hiç okumadı. Ramazan dışında hiçbir ayı da tamamen oruçla geçirmemiştir'" [Sa'd b. Hişam der ki]: "Ben de gelip İbn Abbas'a [Hz. Aişe'nin verdiği cevapları] anlattım. O da şöyle dedi: 'Sana doğru söyledi. Şunu bil ki, ben onun huzuruna girebilseydim, onunla yüz yüze konuşurdum.' Dedi. Bunun üzerine ben de: 'Eğer onun huzuruna girmediğini bilseydim bunları sana anlatmazdım' dedim."


Açıklama: Yaşlanıp et tutunca: Bu Hz Peygamber'in (sav) şişmanladığı anlamına gelmiyor. Normal kilosuna geldiğini ifade ediyor.

    Öneri Formu
41361 DM001516 Darimi, Salat, 165

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Sa'id , ona Sa'id (b. Ebu Arûbe), ona Katade (b. Diame Sedusî), ona Zürâre (b. Evfâ), Sa'd b. Hişam'ın şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas’la karşılaştım ve ona Rasulullah'ın (sav) vitir namazını nasıl kıldığını sordum. O da: "Sana Rasulullah'ın (sav) vitir namazını yeryüzünde en iyi bilen birini haber vereyim mi?” dedi. Ben de: “Evet” dedim. O da: “Aişe’dir, git ona sor ve verdiği cevapları bana da bildir” dedi. Ona giderken yolda Hakim b. Eflah’a rastladım, onu da götürmek istedim. Fakat, O: “Ben gitmem, çünkü ben ona şu iki gurup arasında cereyan eden olaylarla ilgili bir şey söylememesini istemiştim; fakat dinlemedi” dedi. Bunun üzerine gelmesi için yemin ettirdim o da benimle geldi. Aişe’nin yanına girince; Aişe, Hakim’e: “Yanındaki kim?” diye sordu. Ben de: “Sa'd b. Hişam” dedim. “Hangi Hişam?” dedi. Ben de: “Amir’in oğlu” deyince; Amir’e rahmet okudu ve: “Amir ne iyi insandı” dedi. Ben de: “Ey Mü’minlerin annesi bana, Rasulullah'ın (sav) ahlakından bahset” dedim. O da: “Sen, Kur’an okumuyor musun?” dedi. Ben de: “Evet” dedim. O da: “Rasulullah'ın (ssv) ahlakı Kur’an idi” dedi. Tam kalkacağım sırada Rasulullah'ın (sav) gece kıldığı namazı aklıma geldi ve: “Ey Müminlerin annesi bana Rasulullah'ın (sav) gece namazından haber ver” dedim. “Müzemmil suresini okumuyor musun?” dedi. Ben de: “Evet” dedim. O da şöyle dedi: “Allah (ac), bu surenin başında gece namazını farz kılmıştı, bu yüzden Peygamber (sav) ve ashabı bir yıla yakın bu namaza devam etmişlerdi. Bu namaz da ayakları şişerdi. Sonunda Allah (ac), on iki ay geçince bu surenin son ayetini indirdi. Böylece farz olan bu teheccüd namazı nafile oldu. Yine tam kalkacağım sırada, Rasulullah'ın (sav) vitri nasıl kıldığı hatırıma geldi ve: “Ey Müminlerin annesi, Rasulullah'ın (sav) vitir namazından bahseder misin?” dedim. O da şöyle buyurdu: “Biz, misvak ve abdest suyunu hazırlardık, Allah (ac), onun ne zaman kalkmasını isterse o zaman gece namazı için onu kaldırırdı. O da dişlerini misvaklar, abdest alır ve hiç oturmaksızın sekiz rekat namaz kılardı. Sekizinci rekatta oturur, Allah’ı (ac) zikreder, dua eder ve bize işittirecek derecede sesli selam verirdi. Sonra oturduğu yerden iki rekat daha kılar, selam verir, sonra tek bir rekat daha kılardı. Böylece on bir rekat kılmış olurdu. Evladım! Rasulullah (sav), yaşlanıp da biraz kilo alınca yedi rekat vitir kılar, sonra oturduğu yerden iki rekat daha kılar ve selam verirdi. Böylece kıldığı rekat sayısı dokuz olurdu. Evladım! Rasulullah (sav), bir namazı kılmaya başladığında onu devamlı kılmayı severdi. Onun gece namaz kılmasına uyku, hastalık ve ağrı gibi bir şey engel olursa gündüz onun yerine on iki rekat kılardı. Rasulullah'ın (sav) bir gecede Kur’an’ın tamamını okuduğunu, bir geceyi tamamı ile ibadetle geçirdiğini, Ramazan dışında hiçbir ayın tamamını oruçla geçirdiğini bilmem. Ben tekrar İbn Abbas’a geldim, anlatılanları ona aktardım. O da: “Doğru söylemiş, eğer sizinle birlikte ben de gelseydim ağzından dikkatlice dinlerdim” dedi.


    Öneri Formu
27386 N001602 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 2


    Öneri Formu
22463 N000636 Nesai, Ezan, 8


    Öneri Formu
75113 HM024773 İbn Hanbel, VI, 54


    Öneri Formu
141645 BS004873 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 44