92 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya et-Temimi, ona Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona Ebu Mütevekkil, ona Ebu Said el-Hudri şöyle haber vermiştir: Rasulullah'ın (sav) ashabından bazıları bir yolculukta idiler. Arap kabilelerinden birine uğradılar. Onlardan kendilerini misafir etmelerini istediler, fakat oranın ahalisi onları misafir etmedi. Onlara; içinizde rukye yapan (okuma yoluyla tedavi eden) var mı? Çünkü kabilenin önderini zehirli hayvan soktu veya hastalandı dediler. İçlerinden birisi; evet cevabını verdi ve yanına giderek ona Fatiha ile rukye yaptı. Bunun üzerine adam iyileşti. (Bunun üzerine) Ona (rukye yapan sahâbîye) bir koyun sürüsü verdiler. Fakat o koyunları kabul etmedi ve bunu Hz. Peygamber'e (sav) anlatmadan kabul etmem dedi. Ardından Peygamber'e (sav) gelerek hadiseyi ona anlattı ve ey Allah'ın Rasulü (sav)! Fatiha'dan başka bir şeyle rukye (okuma yoluyla tedavi) yapmadım dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) gülümsedi ve "onun rukye olduğunu nereden bildin" dedi. Sonra; "sürüyü alın, bana da sizinle bir hisse ayırın" buyurdu.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Süleyman, ona Ebu'd-Duhâ, ona da Mesrûk, Âişe’nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir hastayı ziyaret ettiğinde, eliyle hastayı mesheder ve 'Ey insanların Rabbi! Bu rahatsızlığı gider ve şifa ver. Şifa verici ancak sensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki hasta üzerinde hiçbir hastalık izi bırakmasın' diye dua ederdi. Hz. Peygamber'in (sav) ölümü ile sonuçlanan hastalığı sırasında, hastalara yaptığı o duayı yapmak için elini tuttum. Hz. Peygamber (sav) elini elimden çekti ve 'Ya Rab! Beni bağışla! Beni refîk-i a'lâ ehlinden (Allah’a, cennete, peygamberlere, meleklerle birlikte) kıl' diye dua etti."
Bize Ali b. Seleme, ona Zeyd b. Hubab, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Size iki şifayı (ilacı) tavsiye ediyorum: Bal ve Kur’ân."
Bize Muhammed b. Ubeydullah b. Utbe b. Abdurrahman b. el-Kindi, ona Ali b. Sabit, ona Muaz b. Süleyman, ona Ebu İshak, ona Hâris, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "En hayırlı deva (ilaç) Kur'an'dır."
Bize Abdullah, ona Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Ömer b. Ali, ona Ebu Cenab, ona Abdullah b. İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Übeyy b. Ka'b şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında iken bir bedevi geldi “ey Allah'ın rasulü, benim bir erkek kardeşim var, hasta” dedi. Peygamber (sav) "Kardeşinin hastalığı nedir?" diye sordu. Bedevi “kardeşimde delilik var” dedi. Peygamber (sav) "Git de onu bana getir" buyurdu. Bedevi onu Hz. Peygamber'in (sav) önünde oturttu. Hz. Peygamber (sav) ona şifaya kavuşması için Allah'a sığınarak Fatiha Suresi, Bakara suresinin başından dört ayet, sonra yine şu iki ayeti; وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ (Bakara, 163) آيَةِ الْكُرْسِيِّ (Bakara, 255), Bakara Suresinin son üç ayetini, A'râf Suresi'nin {إِنَّ رَبَّكُمْ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ} (54.) ayetini, Mü'minûn Suresi'nin sonunda {فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ} (116.) ayetini, Cin Suresi'nin { وَأَنَّهُ تَعَالَى جَدُّ رَبِّنَا } 3. ayetini, Saffât Suresi'nin ilk 10 ayetini, Haşr suresinin son üç ayetini, İhlâs ve Muavvizeteyn surelerini okudu. Adam şifaya kavuşup sanki hiç hasta değilmiş gibi ayağa kalktı.