117 Kayıt Bulundu.
Bize Hakem b. Nâfi, ona İbn Ayyâş, ona Ebû Sebe Utbe b. Temîm, ona Velîd b. Âmir el-Yezenî, ona da Urve b. Muğîs el-Ensârî, Ömer b. el-Hattâb’dan (ra) şöyle nakletti "Hz. Peygamber (sav) binek sahibinin, (bineğin) ön tarafına binmeye daha layık olduğuna hükmetti."
Açıklama: Rivayet şevahid ile hasendir.
Bize Amr b. Ali, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Ebu Abbas eş-Şâir, ona da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Benim daima oruç tutup geceleyin namaz kıldığım Hz. Peygamber'e (sav) haber verilmişti. Hz. Peygamber ya bana birini göndermiş, ya da onunla ben karşılaşmıştım, bana; "- Senin her gün oruç tuttuğun, geceleri de uyumayıp namaz kıldığın bana haber verildi. Bazen oruç tut, ama bazen tutma! Geceleri de bir müddet kalkıp namaz kıl, ama aynı zamanda uykunu da al. Çünkü gözlerinin sende hakkı vardır. Nefsinin ve âilenin sende hakkı vardır" buyurdu. Ben ise, "- Ben bundan daha fazlasını yapabilirim" dedim. Hz. Peygamber (sav), "- O zaman Davud aleyhisselamın orucunu tut" buyurdu. "- Onun orucu nasıldı?" diye sorunca, "- O bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında da kaçmazdı" buyurmuş. "- Bunları bana kim verebilir, ey Allah'ın eçisi?" dedim. Râvilerden Atâ, "Sürekli oruç, ifadesini nasıl zikretti bilemiyorum" diyerek Hz. Peygamber'in (sav) iki kere "Sürekli oruç tutan (hiç) oruç tutmamıştır" buyurduğu bilgisini zikretmiştir.
Açıklama: Esasında ''Ya bana (birini) gönderdi ya da onunla ben karşılaştım'' ifadesindeki şüphe, İbn Hacer'e göre sahabî Abdullah'a değil, râvilerden birine aittir (İbn Hacer, Fethü'l-Bârî, IV, 225). Ancak tercümede, orijinal metne sadık kalınmıştır
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ca'fer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona da babası (Ebu Cuhayfe) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Selman el-Fârisî ile Ebu'd-Derdâ arasında kardeşlik akdi yapmıştı. Selman bir gün Ebu'd-Derdâ'yı ziyarete gitti. (Ebu'd-Derdâ evde yoktu) Ümmü'd-Derdâ'yı eski bir elbise içinde perişan bir halde gördü ve 'Bu haliniz nedir?' diye sordu. Ümmü'd-Derdâ, 'Kardeşin Ebu'd-Derdâ'nın dünyalık hiç bir işi yoktur (o kendini ibadete vermiştir)' dedi. Sonra Ebu'd-Derdâ geldi, Selman'a yemek yapıp getirdi. Selman, 'Haydi, sen de ye!' dedi. Ebu'd-Derda, 'Ben oruçluyum' deyince Selman, 'Sen yemezsen ben de yemem' dedi. Neticede Ebu'd-Derdâ orucunu bozup onunla yedi. Gece olunca Ebu'd-Derdâ kalkıp namaza duracak oldu, ama Selman, 'Yat!' dedi, o da yattı. Bir mmüddet sonra tekrar kalkacak olunca, Selman yine 'Yat!' dedi. Nihayet gecenin sonu olunca Selman, 'Hadi şimdi kalkıp namaz kılalım' dedi. Kalkıp namaz kıldılar. Sonra Selman ona şöyle dedi: "Muhakkak ki Rabbinin sende hakkı vardır. Nefsinin de sende hakkı vardır. Ailenin de sende hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver!" Sonradan Ebu'd-Derdâ bu hadiseyi Hz. Peygamber'e (sav) gelip anlattı. Hz. Peygamber (sav) de, "Selman doğru söylemiş" buyurdu.
Bize İshak, ona Harun b. İsmail, ona Ali, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs (ra) şöyle demiştir: "Rasûlullah (sav) benim yanıma girdi ve içinde, 'Misafirlerinin sende hakkı vardır, eşinin de sende hakkı vardır...' sözleri bulunan hadisi zikretti. (Sonunda bana Davud orucu tutmamı tavsiye edince de) ben, "Davud Peygamberin orucu nedir?" diye sordum. Rasûlullah da (sav), "Yılın yarısıdır" buyurdu.
Bize İbn Mukâtil, ona Abdullah, ona el-Evzâî, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) bana, 'Ya Abdullah! Bana bildirildiğine göre sen, gündüzleri oruç tutuyor, geceleyin de (hep) namaz kılıyormuşsun' buyurdu. Ben, 'Evet ey Allah'ın rasûlü! (doğrudur)' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Böyle yapma! Bazen oruç tut, bazen tutma. (Geceleri biraz) namaz kıl, ama uykunu da al! Zira bedeninin sende hakkı vardır. Hanımının sende hakkı vardır. Misafirinin sende hakkı vardır. Her aydan üç gün oruç tutman sana yeter. Her iyilik senin için on katı ile mükâfatlandırılır. Bu da, yılın tamamını oruçlu geçirmişsin demektir." Ben daha çok yapmak için ısrar ettim, bunun üzerine bana daha çok külfet yüklendi. "Ey Allah'ın Rasûlü, ben güçlüyüm" dedim. "Öyleyse Allah'ın elçisi Davud aleyhisselamın orucu gibi oruç tut, daha fazla tutma!" buyurdu. "Allah'ın elçisi Davud aleyhisselamın orucu nasıldı?" diye sorunca, "Senenin yarısında (gün aşırı) oruç tutmaktır" buyurdu. Abdullah yaşlandığında, "Keşke Hz. Peygamber'in (sav) ruhsatını kabul etseydim" diye hayıflanırdı.
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: Hadis sahih isnad ceyyiddir. Sebebi isnadda sadûk olan Muhammed b. Amr ve babasının bulunmasıdır.
Açıklama: Salih b. Dinar'ın cehaleti (bilinmemesi) sebebiyle isnadı zayıftır.