177 Kayıt Bulundu.
Bana Muhammed b. Râfi', ona ez-Zübeyrî -Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr-, ona da Şeyban, Hasan'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sizden önceki ümmetlerden bir adamda yara çıkmış. Yara kendisini rahatsız etmeye başlayınca ok kabından bir ok çıkararak onu yarmış ve kan dinmemiş. Nihayet adam ölmüş. Rabbiniz; ben ona cenneti haram kıldım" buyurdu. [Bundan sonra Hasan elini mescide doğru uzatarak: Vallahi bu hadisi bana Cündüb şu mescitte Rasulullah'tan (sav) rivayet etti dedi.]
Açıklama: Müslim'in tamamını naklettiği Cündüb'ten gelen bu rivayete göre önceki ümmetlerden birinde adam yaralanmış; oku ile yarasını deşmiş ve kan dinmediği için de ölmüştür. İntihar olarak görülen bu teşebbüs nedeniyle Yüce Mevla, "ben ona cenneti haram kıldım" buyurmuştur.
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Vehb b. Cerîr, ona babası Cerir'in rivayet ettiğine göre Hasan şöyle dedi: Bize Cündeb b. Abdullah el-Becelî şu mescidde rivayet etti. Bir daha da unutmadık. Cündeb'in Rasulullah (sav) hakkında yalan söylemiş olacağını düşünmüyoruz. Cündeb dedi ki: Rasulullah (sav); "sizden önceki ümmetlerden bir adamda bir çıban çıkmış..." buyurdu. Arkasından, hadisi yukarıda geçen hadis gibi rivayet etti.
Açıklama: Müslim'in sahihine almayı uygun gördüğü bu rivayet, M000307 numaralı diğer rivayetinden farklı olarak çıban vurgusuyla nakledilmektedir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî; (T) Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Abdurrezzak, ona Ma’mer, ona ez-Zuhrî, ona İbn Müseyyeb ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte idik. "İslam iddiasında bulunan bir adam hakkında" Allah Rasulü, "bu cehennemliktir" buyurdu. Savaş başlayınca adam cesaretle çarpıştı, ancak yaralandı. Hz. Peygamber’e, ‘senin cehennem ehlindendir dediğin kişi, bugün cesaretle savaştı ve öldü’ denildi. Hz. Peygamber de "Cehenneme gitmiştir" buyurdu. İnsanların bir kısmı şüphelenmeye başladı. Onlar bu hal üzereyken adamın ölmediği, ancak ağır yaralı olduğu haberi geldi. Gece oldu, yaralı adam acıya dayanamadı ve intihar etti. Bu durum kendisine haber verilince Hz. Peygamber: "Allahu Ekber, ben kendimin Allah’ın kulu ve Resulü olduğuma şahitlik ediyorum” dedi . Sonra Bilal’e "Cennete sadece Müslüman olanların gireceğini, Allah’ın bu dini fâcir kimselerle de destekleyebileceğini ilan etmesini emretti."
Açıklama: Buhari’nin 4204/3907 numaralı hadisinden anlaşıldığı üzere olay Huneyn’de geçmektedir. Farklı nedenlerle Müslüman olduğunu iddia eden, ancak bilgisi Hz. Peygamber’e verildiği gibi, toplumda davranışlarıyla da kendilerini izhar eden münafıklar bulunmakta idi. Savaş meydanında kahramanca savaşan şahsın böyle biri olduğu anlaşılmaktadır. Kendi eceli konusunda Allah’ın hükmüne boyun eğmeyip intihar etmesi de buna bir işaret olarak görülmüştür. Bu olay, intihar edenin dinden çıktığı şeklinde anlaşılmamalıdır. Nitekim Allah Rasulü, adamın intiharıyla dinden çıktığını söylememiş, aksine diri iken savaş meydanında çarpışmasına atıfla “Allah bu dini facir kimselerle de destekler” şeklinde izah etmiştir. Öte yandan iman ve teslimiyet olmadığında savaş meydanında ölmenin bile bir anlamı olmadığı vurgulanmaktadır. Nitekim gerçekte Müslüman olmadığı halde, İslam iddiasında bulunan bir şahsın, savaşsa bile cennete gidemeyeceği anlatılmıştır.
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub -İbn Abdurrahman el-Kârî- (Kâr bir Arap boyudur), ona Ebû Hazim, ona Sehl b. Sa'd es-Sâidi (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) müşriklerle karşılaşmış ve çarpışmışlardı. Rasulullah (sav) kendi karargahına, ötekiler de kendi karargâhlarına döndükleri vakit Rasulullah'ın (sav) ashabından bir kişi, düşman ordusundan geride kalmış birilerini gördüğü vakit onların peşine düşüp boyunlarını vuruyordu. Bunun üzerine ashab; bugün hiçbirimiz filan kişi kadar yarar gösteremedi dediler. Rasulullah (sav); "dikkat edin, o adam muhakkak cehennemliktir" buyurdu. Bunun üzerine oradakilerden biri; ben onun yanından ayrılmayacağım dedi. O durduğunda diğeri de duruyor; o hızlandığında diğeri de onunla beraber hızlanıyordu. Derken adam ağır şekilde yaralandı ve bir an önce ölmek istediği için kılıcının kabzasını yere, sivri ucunu da göğsünün ortasına dayadı. Sonra kılıcının üzerine yüklenerek kendini öldürdü. Beraberinde giden adam, Rasulullah'ın (sav) huzuruna çıkarak; şehâdet ederim ki sen Allah'ın Rasulusün dedi. Peygamber (sav); "ne oldu?" deyince, sen adamın Cehennemlik olduğunu söylediğinde bu insanlara ağır geldi. Ben de onu bana bırakın deyip adamın peşine takıldım. Adam ağır bir şekilde yaralandı ve çabuk ölmek isteyerek kılıcının kabzasını yere, sivri ucunu da göğsünün ortasına dayadı. Sonra da üzerine yüklenerek kendini öldürdü dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bazı insanlar vardır ki insanların nazarında cennetliklerin amelini işler, ancak o cehennemliktir. Bazı insanlar da insanların nazarında cehennemliklerin amelini işler, ancak o cennetliktir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Süleyman (Ebu Bekir onun Süleyman b. Harb olduğunu söyledi), ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Tufeyl b. Amr ed-Devsî Peygamber'e (sav) gelerek: Ya Rasulullah! Korunaklı bir kaleye ve muhafızların yanına gitmek ister misin? dedi. Cabir, cahiliye devrinde Devs'e ait bir kale vardı dedi. Peygamber (sav) buna razı olmadı. Çünkü Allah muhafızlığı ensara ayırmıştı. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret etti. Onunla kavminden bir kişi de hicret etti. Fakat Medine'de sıkılmışlardı. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı ve onlarla parmak eklemlerini kesti. Ellerinden akan kan kesilmeyince öldü. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel ama elleri sarılı bir haldeydi. Tufeyl ona; Rabbin sana ne yaptı? diye sordu. O da Peygamber'in (sav) yanına hicret ettiğim için beni affetti, diye cevap verdi. Tufeyl; neden ellerini sarılmış görüyorum? deyince; bana senin bozduğun bir şeyi düzeltecek değiliz dediler, cevabını verdi. Tufeyl bu rüyayı Rasulullah'a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Allah'ım onun ellerini de affet!" diye dua etti.
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb, ona Ebu'z-Zinad, ona A'rec, ona da Ebû Hureyre Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir. "(Dünyada iken) kendini boğarak öldüren kimse, ateşin içinde de kendini boğar durur. Bedenine bir şey sokarak kendini öldüren kimse, ateşte de aynı şeyi bedenine sokmaya devam eder" buyurdu.
Bize Abdurrezzak, ona Ma’mer, ona A’meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etmiştir: “Kim bir demir parçasıyla kendisini öldürürse, cehennem ateşinde sonsuza kadar demiri karnına sokar durur. Kim kendisini uçuruma atarak öldürürse o cehennem ateşinde sonsuza kadar kendisini atar durur. Kim zehir içerek kendisini öldürürse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar elindeki zehiri içer durur.”
Bize Avn b. Sellam el-Kûfî, ona Züheyr, ona Simak, ona da Cabir b. Semura'dan rivayet edildiğine göre; "Hz. Peygamber'e (sav) kendini okuyla öldüren bir adam getirdiler de onun cenaze namazını kılmadı."
Bize Ârim, ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvâf, ona Ebu'z-Zübeyr ona da Cabir b. Abdullah rivâyet etmiştir: Tufeyl b. Amr Hz. Peygamber’e “Devs kabilesi gibi bir kalen ve kuvvetin olmasını ister misin? diye sordu. Hz. Peygamber, Alah bu şerefi Ensara saklandığı için kabul etmedi. Bunun üzerine Tufeyl hicret etti. Onunla birlikte kavminden biri daha hicret etti. Adam hastalandı ve dayanamadı -ya da buna benzer bir şey söyledi-. Adam ok torbasına doğru gitti ve ucu keskin bir ok alarak bileklerini kesti, sonra da öldü. Tufeyl onu rüyasında gördü ve 'Sana nasıl muamele edildi?' diye sordu. Rabbim beni Hz. Peygamber'e (sav) hicretim nedeniyle bağışladı. "Elinin hali ne?" diye sordum. Adam: “Bana elinin halini düzeltmeyeceğiz denildi.” dedi. Tufeyl bu rüyayı Hz. Peygamber'e anlatınca, Hz. Peygamber (sav) ellerini kaldırarak onun için "Ey Rabbim! Ellerini de bağışla!" diye dua etti.
Bize İshak b. İbrahim, İshak b. Mansur ve Abdulvâris b. Abdussamed, onlara Abdussamed b. Abdülvaris, ona Şube, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Sabit b. Dahhâk el-Ensârî; (T) Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Sevrî, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona da Sabit b. ed-Dahhâk Hz. Peygamber'den (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan yere kasten yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Her kim kendini bir şeyle öldürürse Allah o kişiye cehennem ateşinde o şeyle azap eder." [Süfyan'ın hadisi bu şekildedir.] Şube'nin rivayetine göre ise Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan olarak yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Ve her kim kendini bir şeyle keserek öldürürse, kıymet gününde de o şeyle kesilir."
Açıklama: Yemini alışkanlık haline getiren insanları istisna edecek gibi görülen "kasten" ifadesinin kullanılması, 'bilerek söylememiştir' hüsnü zannıyla müslümanı tekfirden kaçınmayı öğütlerken, bu beyanla yemin eden birisine de gerçekten İslam'a değil, o dine mensup olarak değerlendirileceği uyarısını yapmaktadır.