177 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed İbn Menî', ona Ubeyde b. Humeyd, ona A'meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebû Hureyre, -sanırım merfu olarak-, şöyle rivayet etmiştir: "Her kim bir demir parçasıyla intihar ederse, kıyamet günü o demir elinde gelecek ve sonsuza kadar Cehennem ateşinin içerisinde o demiri karnına saplayıp duracaktır. Her kim de zehirle intihar ederse, zehir elinde gelecek ve sonsuza kadar Cehennem ateşi içerisinde o zehrini yudumlayacaktır."
Açıklama: Ebu Hureyre'nin çıkarımı mı, yoksa Hz. Peygamberden mi işitmiştir, bu noktada ravinin şüphesi bulunmaktadır.
Bize Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona Ebu Hâzim, ona Sehl b. Sa'd şöyle demiştir: "Rasulullah ile birlikte bazı gazvelere katılan bir adam vardı. Bir defasında güzel bir şekilde çarpışarak çok yarar sağladı. Müslümanlar ona gıpta ettiler. Hz. Peygamber (sav) 'Ama o, cehennem ehlindendir' buyurdu. Bunun üzerine biz 'Allah’ın elçisi daha iyi bilir ama, Allah’ın elçisiyle birlikte Allah yolunda olan biri mi cehennemlik?' diye sorduk. Adam ayrıldı, yarası şiddetle ağrı yapmaya başladığında, kılıcının ucunu göğüslerinin arasına koydu, sonra üzerine yüklendi (ve intihar etti). Rasulullah’a gelip 'Sözünü ettiğiniz adam vardı ya! Ben onu kılıç böğrüne saplanmış bir halde çırpınırken gördüm' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bazı insanlar vardır ki yaptıkları güzel işler sebebiyle diğer insanların nazarında cennetliktirler, ama cehenneme giderler. Yine bazı insanlar vardır ki başkalarına göre cehenneme gideceklerin amelini yaparlar ama cennet ehlindendirler' buyurdu."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvâf, ona Ebu Zübeyir'in rivayet ettiğine göre Cabir şöyle demiştir: "Tufeyl b. Amr ed-Devsî, Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Cahiliye devrinde Devs kabilesinin olduğu gibi senin de korunaklı bir kalen ve ordun olsun ister misin? 'dedi. Hz. Peygamber (sav), Allah'ın, bu şerefi Ensar'a bahşetmesinden dolayı, teklifi reddetti. Hz. Peygamber Medine'ye hicret ettikten sonra Tufeyl de kavminden biriyle hicret etti. Adam Medine'ye varınca hastalandı ve acı çekti. Bunun üzerine adam torbasından bir ok alıp bileklerini kesti ve öldü. Tufeyl b. Amr onu rüyasında güzel bir hal içerisindeyken gördü ama elleri sargılıydı. Tufeyl adama 'Allah sana ne yaptı?' diye sordu. Adam 'Allah, beni Hz. Peygamber'e hicret etmem sebebiyle bağışladı' diye cevap verdi. Tufeyl adama 'Ellerini neden örtülü görüyorum?' diye sorunca adam şöyle dedi: Bana 'Senin bozduğun şeyi biz düzeltmeyiz' dediler. Tufeyl rüyasını Hz. Peygamber'e (sav) anlatınca Hz. Peygamber (sav) 'Onun ellerini de bağışla' diye dua buyurdu."
Bize Humeyd b. Abdurrahman er-Ruâsî, ona Züheyr, ona Simâk, ona da Câbir b. Semure şöyle rivâyet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav), bir adamın kendisini öldürdüğü bildirildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Öyleyse ben onun cenaze namazını kılmam' buyurdu."
Bize Hasan b. Musa, ona Züheyr, ona Simak, ona da Cabir b. Semure şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav), bir adamın, okun keskin ucuyla intihar ettiği bildirildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Öyleyse onun cenaze namazını kılmam' buyurdu."
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Eyyüb, ona Ebu Kılâbe, ona Sâbit İbn Dahhâk'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Kim bir şeyle kendisini öldürürse, onunla kendisine azap edilir. Kim bir mümini veya Müslümanı kafir olarak itham eder ya da öyle olduğuna şahitlik ederse, sanki onu öldürmüş gibi olur. Müslümana lanet etmek de onu katletmek gibidir. Kim İslam’dan başka bir dine mensup olduğuna dair yalan yemin ederse o yemin ettiği din üzeredir.”
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya İbn Ebu Kesîr, ona Ebu Kılâbe, ona da Sâbit İbn Dahhâk'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kişi sahip olmadığı bir şeyi adak olarak adayamaz. Mümine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Kim dünyada kendisini bir şeyle öldürürse, kıyamet gününde de kendisine aynı şeyle azap edilir. Kim İslamdan başka bir dine mensup olduğuna dair yalan yere yemin ederse, o kişi, dediği gibidir. Kim bir mümine “kafir” derse, onu öldürmüş gibidir."
Bize Cerîr, ona Muğîre, ona Hammâd, ona İbrahim en-Neha'î şöyle rivayet etmiştir: "İntihar edenin, zinadan dolayı hamile kalıp lohusalıkta ölenin ve içkiden dolayı hasta olarak ölen kimsenin cenaze namazı kılınır."
Bize Şerîk, ona Simâk, ona da Câbir b. Semure şöyle rivâyet etmiştir: "Rasulullah'ın ashabından biri yaralanmış ve çok fazla acı çekmeye başlamıştı. Adam ok torbasının yanına kadar süründü. Oradan bir ok aldı ve kendisini öldürdü. Rasulullah (sav) da onun cenaze namazını kılmadı."
Bize Vekî, ona A'meş, ona İbrahim et-Teymî'nin rivayet ettiğine göre Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Hz. Ömer'den çekindiğim için namazda birinci safı terk ediyordum. Ömer'e (suikast düzenlenip) yaralandığı gün ikinci saftaydım. Ömer gelip 'Ey Allah'ın kulları! Safları düzgün tutunuz' dedi. Sonra bize namaz kıldırdı. Ebu Lü'lü namaz esnasında onu iki ya da üç kere (hançer) sokarak yaraladı. Ömer'in üzerinde sarı bir elbise vardı. Onu göğsünün üzerine çekti. Elini kaldırarak 'Allah'ın emri kesinleşmiş bir hükümdür.' [Ahzab 33/38] ayetini okudu. Ebu Lü'lüe Ömer ile beraber, on iki ya da on üç kişiyi daha hançerledi. İnsanlar Ebu Lü'lü'nin üzerine doğru yürüyünce hançerinin üzerine kapaklanıp kendini öldürdü."