2846 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Muhammed b. Mus’ab, ona el-Evzâî, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Hilâl b. Ebî Meymûne, ona Atâ b. Yesâr, ona da Rifâa el-Cühenî şöyle rivâyet etti: “Hz. Peygamber’le (sav.) birlikte seferden dönüyorduk. O sırada Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu: “Muhammed'in hayatı elinde olan Allah adına yemin ederim ki, iman eden sonra doğru yoldan ayrılmayan hiç bir kul yoktur ki cennete dahil edilmesin. Sizler ve neslinizden salih olanların cennetteki makamlarınıza yerleşmedikçe, (diğer ümmetlerin mü'minlerden mü’min olanların) cennete girmeyeceklerini de ümit ederim. Azîz ve Celîl olan Rabbim, ümmetimden yetmiş bin kişiyi hesapsız olarak cennete sokacağını bana vadetmiştir.”
Açıklama: Bu hadîsten, her Peygamber’in ölümü sırasında dünya ile âhiret arasında muhayyer bırakıldığı, dolayısıyla arzu edenin dünyada yaşama hakkına sahip olduğu manası çıkarılabilir. Ancak maksat o değildir, çünkü böyle bir mana, âyetin açık hükmüne aykırıdır. İnsanın eceli, bir saniye bile sekteye uğratılmaz. Muhtemelen burada kastedilen, ona cennetteki yerinin gösterilmesi ve onun da dünyayı bırakıp bir an önce o makama gitmeyi arzu etmesidir. Bu konuda rivâyet edilen; “Allah, kulunu dünya ile kendi yanındaki nimetler arasında muhayyer bıraktı, o kul da Allah’ın yanındakini tercih etti” (Buharî, Salât, 80; Fedâilu Ashâbi’n-Nebî, 3; Menâkıbu’l-Ensâr, 11) meâlindeki hadîs de bunu desteklemektedir. Bu ifâdeyi, Peygamberlerin Allah katındaki değeri manasına hamletmek de mümkündür.