Giriş

İşte onlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir.


    Öneri Formu
53170 KK2/86 Bakara, 2, 86

(Resûlüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.


    Öneri Formu
56830 KK28/56 Kasas, 28, 56


    Öneri Formu
22976 N002715 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 47


    Öneri Formu
32216 B004701 Buhari, Tefsir, (Hicr) 1


    Öneri Formu
32261 İM004192 İbn Mâce, Zühd, 19


    Öneri Formu
279352 İM004299-2 İbn Mâce, Zühd, 35


    Öneri Formu
52146 HM012059 İbn Hanbel, III, 106


Açıklama: Bu hadîste sözü edilen haşirden maksadın ne olduğu konusunda iki görüş vardır. Birine göre maksat, kabirden kalktıktan sonra meydana gelecek olan haşirdir. Âlimlerden çoğunluğunun benimsediği diğer görüşe göre de maksat, kıyâmetten önce ortaya çıkacak ve insanları sevk edecek olan ateştir. Bu ateş ortaya çıkınca insanlar, yukarıda belirtildiği şekilde üç halde bulunacaklar. Bu haşrin âhirette olduğu düşünüldüğünde; ümitli ve korkulu olanlardan maksat, korku ve ümit hâlet-i rûhiyesi içinde olanlardır. İkinci gurubun da, binitli oldukları halde hepsinin aynı konumda olmadıkları, iman ve amellerine göre farklı bir durumda bulundukları anlaşılır. Üçüncü guruptakilerin de devamlı cehennem azabı ile yüz yüze bulundukları anlaşılır. Haşrin dünyada olduğu düşünüldüğünde ise; ümitli ve korkulu olanlardan maksat, kurtuluş ve gelecek için ümitli, ama geride bıraktıkları için kaygılı olanlardır. İkinci gurup ile de ateşten kurtulmak için özel aracı ile rahatça yola koyulan veya buldukları vasıtalara tıka basa doluşan insanlar kastedilmiştir. Üçüncü gurup da kaçma imkânı bulamayan ve kendilerini ateşin sürüklediği kişilerdir.

    Öneri Formu
279336 M007202-2 Müslim, Cennet ve Sıfât'u Naîmihâ ve Ehlihâ, 59


Açıklama: İbn Lehîa'nın hafızasının kötü olmasından dolayı isnad zayıftır.

    Öneri Formu
48035 HM009061 İbn Hanbel, II, 391


    Öneri Formu
14239 M007202 Müslim, Cennet ve Sıfât'u Naîmihâ ve Ehlihâ, 59