2847 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Zürayk oğullarından Lebib b. A'sam adında bir adam Rasulullah'a (sav) sihir yaptı. Bundan dolayı Rasulullah (sav) yapmadığı bir işi yaptığını zannediyordu. Nihayet günün birinde veya gecenin birinde benim yanımda iken dua etti, yine dua etti. Sonra da bana şöyle dedi: "Ey Aişe! Aklımı kurcalayan sorunun cevabını Allah'ın bana verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi. Bunlardan birisi baş ucumda diğeri ise ayak ucumda duruyordu. Biri diğerine; 'Bu şahsın hastalığı nedir?' diye sordu. Diğeri 'Sihirlenmiştir' dedi. Öteki; 'Buna kim sihir yaptı' deyince diğeri, 'Lebib b. A'sam' cevabını verdi. Sonra, 'Hangi seyle yapıldı?' diye sordu. O da: 'Bir tarak, saç sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğuyla' dedi. Nerede yapılmış, deyince de, Zervan kuyusunda diye cevap verdi." Hz. Aişe şöyle devam etti: Rasulullah (sav) ashabından bazıları ile çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüp gelince bana: "Ey Aişe! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı veya etrafındaki hurma ağaçlarının uçları şeytanların başları gibidir." buyurdu. Ben kendisine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen o sihri o kuyunun suyuyla çıkarmadın mı?' diye sordum. Rasulullah da (sav) "(Çıkarmadım çünkü) Allah bana şifa vermiştir. Ben onu çıkarmakla insanların arasına şer yaymak istemedim." buyurdu. Hz. Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyu kapatıldı. Ebu Üsame, Ebu Damra ve İbn Ebu'z-Zinâd bu hadisi Hişam'dan rivayet etmede ona mutabaat etmişlerdir. Leys ve İbn Uyeyne Hişam'dan olan rivayetlerinde 'tarak ve keten lifi' şeklinde söylemişlerdir. Denilir ki; 'el-Muşâta' tarandığında saçtan çıkan kıllar, 'el-Muşâka' ise ketenin lifleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Ebu Zinad arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Zürayk oğullarından Lebib b. A'sam adında bir adam Rasulullah'a (sav) sihir yaptı. Bundan dolayı Rasulullah (sav) yapmadığı bir işi yaptığını zannediyordu. Nihayet günün birinde veya gecenin birinde benim yanımda iken dua etti, yine dua etti. Sonra da bana şöyle dedi: "Ey Aişe! Aklımı kurcalayan sorunun cevabını Allah'ın bana verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi. Bunlardan birisi baş ucumda diğeri ise ayak ucumda duruyordu. Biri diğerine; 'Bu şahsın hastalığı nedir?' diye sordu. Diğeri 'Sihirlenmiştir' dedi. Öteki; 'Buna kim sihir yaptı' deyince diğeri, 'Lebib b. A'sam' cevabını verdi. Sonra, 'Hangi seyle yapıldı?' diye sordu. O da: 'Bir tarak, saç sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğuyla' dedi. Nerede yapılmış, deyince de, Zervan kuyusunda diye cevap verdi." Hz. Aişe şöyle devam etti: Rasulullah (sav) ashabından bazıları ile çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüp gelince bana: "Ey Aişe! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı veya etrafındaki hurma ağaçlarının uçları şeytanların başları gibidir." buyurdu. Ben kendisine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen o sihri o kuyunun suyuyla çıkarmadın mı?' diye sordum. Rasulullah da (sav) "(Çıkarmadım çünkü) Allah bana şifa vermiştir. Ben onu çıkarmakla insanların arasına şer yaymak istemedim." buyurdu. Hz. Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyu kapatıldı. Ebu Üsame, Ebu Damra ve İbn Ebu'z-Zinad bu hadisi Hişam'dan rivayet etmede ona mutabaat etmişlerdir. Leys ve İbn Uyeyne Hişam'dan olan rivayetlerinde 'tarak ve keten lifi' şeklinde söylemişlerdir. Denilir ki; 'el-Muşâta' tarandığında saçtan çıkan kıllar, 'el-Muşâka' ise ketenin lifleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb o ikisine İbn Nümeyr (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame, Hepsine Hişam b. Urve, ona babası, ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafi'nin şöyle rivayet etmiştir: '(Hz. Peygamber'e) Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); "Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol." buyurdu.
Bize Cafer b. Avn (b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzun), ona Hişam b. Urve (b. Zübyer b. Avvam), ona babası (Urve b. Zübyer b. Avvam b. Huveylid b. Esed), ona Ebu Müravih (Sa'd), ona da Ebu Zer (el-Ğıfarî)'nin rivayet ettiğine göre bir adam Rasulullah'a (sav) "Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sormuş, Rasulullah (sav) da "Allah'a iman etmek ve Allah yolunda cihad etmek." buyurmuştur.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kürey,b o ikisine İbn Nümeyr; (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir; (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame; Hepsine Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafi rivayet etmiştir: '(Hz. Peygamber'e) Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); "Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol." buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kürey,b o ikisine İbn Nümeyr; (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir; (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame; Hepsine Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafi rivayet etmiştir: '(Hz. Peygamber'e) Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); "Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol." buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb o ikisine İbn Nümeyr (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame, Hepsine Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafi'nin şöyle rivayet etmiştir: "(Hz. Peygamber'e) 'Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); 'Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol.' buyurdu."
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe ve Ebû Küreyb onlara İbn Nümeyr; (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerîr; (T) Bize Ebû Küreyb, ona Ebû Üsâme; Hepsine Hişam b. Urve, ona babası, ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafî şöyle rivayet etmiştir: '(Hz. Peygamber'e) Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); "Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol." buyurdu.
Bize İshak b. Mansur, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Muhammed b. Cübeyr, ona da babası (Cübeyr b. Mut'im) şöyle demiştir: "Ben bir akşam namazında Hz. Peygamber'in Tûr Suresi'ni okuduğunu işittim. Benim kalbime imanı yerleştiren ilk şey işte bu suredir."
Bize İmrân b. Meysere, ona İbn Fudayl, ona Husayn; (T) Bana Üseyd b. Zeyd, ona Hüşeym, ona Husayn, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bana ümmetler gösterildi. Bir de baktım ki bir Peygamberler, kiminin yanında bir ümmet, kiminin yanında küçük bir grup, kimisi on kişiyle, kimi de beş kişi ile geçiyor, hatta yanında hiç kimse bulunmayan, tek başına geçen Peygamber de gördüm. Birden uzaktan büyük bir kalabalık göründü. “Ey Cibrîl, bunlar benim ümmetim mi?” diye sordum. Cebrâil “Hayır, sen şu ufka bak” dedi. Ufka bakınca çok büyük bir karaltı gördüm. “Senin ümmetin işte onlardır. Onların öncüsü olan yetmiş bin kişi hesap ve azap yoktur” dedi. Ben, “Niçin onlara hesap ve azap yoktur?” diye sorunca “Onlar ateşle dağlama ve rukye yapmaz, uğursuzluk telakkisine inanmazlar. Onlar sadece Rablerine güvenip dayanırlar” dedi. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mıhsan ayağa kalktı ve “Beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedi. Rasulullah (sav) de, “Allah'ım, Ukkaşe'yi onlardan kıl” diye dua etti. Ardından bir başka adam kalktı ve o da “Beni de onlardan kılması için Allah'a dua ediver” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Bu hususta Ukkâşe seni geçti” buyurdu."