Bize Hennâd ve Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, onlara el-Muhâribî, ona Ebû Halid Yezid b. Abdurrahman, ona Zeyd b. Ebû Üneyse, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kendisinde, din kardeşinin namusu veya malı ile ilgili bir hak bulunan ve ölmeden önce kendisine gelip helâllik istediğinde (hakkını helâl eden) kula Allah Teâlâ merhamet buyursun! Zira o gün ne dinar ve ne de dirhem geçerlidir! Eğer onun sevapları varsa bu hakkı sevaplarından alınacaktır, şayet sevapları yoksa (hak sahibinin) günahları onun sırtına yüklenecektir."
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu, Said el-Makburî'nin rivayet ettiği hasen-sahih-garîb bir hadistir. Bu hadisin benzerini Malik b. Enes, Said el-Makburî'den, o Ebû Hureyre'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Kul haklarını affetme yetkisi sadece kendisine haksızlık yapılan kişiye aittir. Başka hiç kimsenin suçluyu bağışlama yetkisi yoktur. Kıyâmet günü bu suçtan kurtulmanın yolu da, dünyada yapılan hayır ve şerrin teâtisinden ibarettir. Yani zâlim, eğer bir hayırlı ameli varsa, onu, haksızlık ettiği insana verecek, hayırlı ameli yoksa veya suçunu affettirmeye kâfi gelmezse, bu sefer mazlumun günahı alınıp onun sırtına vurulacaktır. İnsan hakları konusunda İslâm'ın ölçüsü budur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14146, T002419
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ وَنَصْرُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْكُوفِىُّ قَالَ :حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِىُّ عَنْ أَبِى خَالِدٍ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « رَحِمَ اللَّهُ عَبْدًا كَانَتْ لأَخِيهِ عِنْدَهُ مَظْلَمَةٌ فِى عِرْضٍ أَوْ مَالٍ فَجَاءَهُ فَاسْتَحَلَّهُ قَبْلَ أَنْ يُؤْخَذَ وَلَيْسَ ثَمَّ دِينَارٌ وَلاَ دِرْهَمٌ فَإِنْ كَانَتْ لَهُ حَسَنَاتٌ أُخِذَ مِنْ حَسَنَاتِهِ وَإِنْ لَمْ تَكُنْ لَهُ حَسَنَاتٌ حَمَّلُواه عَلَيْهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ . وَقَدْ رَوَاهُ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Hennâd ve Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, onlara el-Muhâribî, ona Ebû Halid Yezid b. Abdurrahman, ona Zeyd b. Ebû Üneyse, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kendisinde, din kardeşinin namusu veya malı ile ilgili bir hak bulunan ve ölmeden önce kendisine gelip helâllik istediğinde (hakkını helâl eden) kula Allah Teâlâ merhamet buyursun! Zira o gün ne dinar ve ne de dirhem geçerlidir! Eğer onun sevapları varsa bu hakkı sevaplarından alınacaktır, şayet sevapları yoksa (hak sahibinin) günahları onun sırtına yüklenecektir."
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu, Said el-Makburî'nin rivayet ettiği hasen-sahih-garîb bir hadistir. Bu hadisin benzerini Malik b. Enes, Said el-Makburî'den, o Ebû Hureyre'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama:
Kul haklarını affetme yetkisi sadece kendisine haksızlık yapılan kişiye aittir. Başka hiç kimsenin suçluyu bağışlama yetkisi yoktur. Kıyâmet günü bu suçtan kurtulmanın yolu da, dünyada yapılan hayır ve şerrin teâtisinden ibarettir. Yani zâlim, eğer bir hayırlı ameli varsa, onu, haksızlık ettiği insana verecek, hayırlı ameli yoksa veya suçunu affettirmeye kâfi gelmezse, bu sefer mazlumun günahı alınıp onun sırtına vurulacaktır. İnsan hakları konusunda İslâm'ın ölçüsü budur.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 2, 4/613
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Zeyd b. Ebu Üneyse el-Cezeri (Zeyd b. Zeyd)
4. Ebu Halid Yezid b. Abdurrahman ed-Dâlânî (Yezid b. Abdurrahman b. Asım)
5. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi (Abdurrahman b. Muhammed b. Ziyad)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Haklar, haklara saygı
Haklar, kul Hakkı
Helalleşmek, hak sahipleriyle helalleşmek
Kavramlar, hak
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette sevabı bitene hak sahibinin günahının yüklenmesi
Bize Yezîd b. Harûn, ona Muhammed b. İshâk, ona Sa'îd b. Ebu Sa'îd, ona da Ebu Şurayh el-Huzâ'î'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ikram etsin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine bir gün bir gece ikramda bulunsun. Misafirlik üç gündür. Bundan sonrası ise [ev sahibi için misafire] sadakadır."
Açıklama: Hadiste geçen "جَائِزَتَهُ /câizetühü" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (caize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek anlamına gelir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43443, DM002078
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى شُرَيْحٍ الْخُزَاعِىِّ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ جَارَهُ ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْراً أَوْ لِيَسْكُتْ ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ جَائِزَتَهُ يَوْماً وَلَيْلَةً ، وَالضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ وَمَا بَعْدَ ذَلِكَ صَدَقَةٌ ».
Tercemesi:
Bize Yezîd b. Harûn, ona Muhammed b. İshâk, ona Sa'îd b. Ebu Sa'îd, ona da Ebu Şurayh el-Huzâ'î'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ikram etsin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine bir gün bir gece ikramda bulunsun. Misafirlik üç gündür. Bundan sonrası ise [ev sahibi için misafire] sadakadır."
Açıklama:
Hadiste geçen "جَائِزَتَهُ /câizetühü" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (caize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek anlamına gelir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Et'ime 11, 2/1294
Senetler:
1. Ebu Şurayh Huveylid b. Şurayh el-Huzâî (Huveylid b. Amr b. Sahr b. Abdüluzzâ)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
İkram, ikram etmek, paylaşmak
İman
İman, Amelle İlişkisi
İman, Esasları, Ahirete iman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
KTB, ADAB
KTB, İMAN
Misafirlik, kalma müddeti
(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
54013, KK9/19
Hadis:
أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِندَ اللّهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Tercemesi:
(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Tevbe 9/19, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, zalim ve fasıkları hidayete erdirmez
Cihad, fazileti
hac, hizmetleri (sikaye, sidane)
İbadethane, camilerde hizmet etmenin mükafatı
İbadethane, mescitlerin inşası, bakımı ve onarımı
İman, Esasları, Ahirete iman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14025, T002388
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ بُرْقَانَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ :قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : "إِنَّ اللَّهَ يَقُولُ أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِى فِىَّ وَأَنَا مَعَهُ إِذَا دَعَانِى."
[قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Ebû Küreyb, ona Vekî, ona Cafer b. Burkân, ona Yezîd b. el-Asam, ona Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur: Ben kulumun hakkımdaki zannı gibiyim. (Ona öyle muamele ederim). Bana dua ettiği zaman onunla beraberim."
[Ebu İsa (Tirmizî): Bu hasen-sahih bir hadistir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 51, 4/596
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
3. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Dua, Allah’la iletişim aracı
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Zan, Allah hakkında zan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14137, T002418
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « أَتَدْرُونَ مَا الْمُفْلِسُ ؟ » . قَالُوا : الْمُفْلِسُ فِينَا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ لاَ دِرْهَمَ لَهُ وَلاَ مَتَاعَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « الْمُفْلِسُ مِنْ أُمَّتِى مَنْ يَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِصَلاَتِهِ وَصِيَامِهِ وَزَكَاتِهِ وَيَأْتِى قَدْ شَتَمَ هَذَا وَقَذَفَ هَذَا وَأَكَلَ مَالَ هَذَا وَسَفَكَ دَمَ هَذَا وَضَرَبَ هَذَا فَيَقْعُدُ فَيَقْتَصُّ هَذَا مِنْ حَسَنَاتِهِ وَهَذَا مِنْ حَسَنَاتِهِ فَإِنْ فَنِيَتْ حَسَنَاتُهُ قَبْلَ أَنْ يُقْتَصَّ مَا عَلَيْهِ مِنَ الْخَطَايَا أُخِذَ مِنْ خَطَايَاهُمْ فَطُرِحَ عَلَيْهِ ثُمَّ طُرِحَ فِى النَّارِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav), ''müflis kimdir, bilir misiniz'' buyurdu. (Ashâbı), ''yâ Rasulullah, bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir'' dediler. Rasulullah (sav), ''Ümmetimin müflisi namazı, orucu, zekatı, ona sövmesi, buna iftirası, şunun malını yemesi, öbürünün kanını dökmesi, berikine vurması (gibi amellerle huzura) gelen kimsedir. (Bu adam hesap vermek için) oturur, (hasımları) onun sevaplarından kısas (taleb edip) alırlar. (Adamın) sevapları günahlar(ından) dolayı yapılan kısas işleminden önce tükenirse, hasımlarının günahları alınıp ona yüklenir, ardında da (adam), ateşe atılır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 2, 4/613
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
İman, Esasları, Ahirete iman
KTB, GÜNAH
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Mizan/hesaplaşma, Ahirette sevabı bitene hak sahibinin günahının yüklenmesi
Müflis, tanımı
Sevap, sevap
عبد الرزاق عن معمر عن أبان عن رجل قال : دخل علي على ابنه الحسن وعنده الاشعري فقال : ما غدا بك أيها الشيخ ؟ قال : سمعت بوجع ابن أخي فأحببت أن أعوده فقال : اما انه لا يمنعنا ما في أنفسنا أن نحدثك ما سمعنا ، إنه من عاد مريضا نهارا صلى عليه سبعون ألف ملك حتى يمسى ، وإن عاده ليلا صلى عليه سبعون ألف ملك حتى يصبح.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
95800, MA006767
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن أبان عن رجل قال : دخل علي على ابنه الحسن وعنده الاشعري فقال : ما غدا بك أيها الشيخ ؟ قال : سمعت بوجع ابن أخي فأحببت أن أعوده فقال : اما انه لا يمنعنا ما في أنفسنا أن نحدثك ما سمعنا ، إنه من عاد مريضا نهارا صلى عليه سبعون ألف ملك حتى يمسى ، وإن عاده ليلا صلى عليه سبعون ألف ملك حتى يصبح.
Tercemesi:
Bize Ma’mer, ona Eban, bir kişinin şöyle anlattığını rivayet etti: (Bir gün) Hz. Ali oğlu Hasan’ın yanına girdi. Hasan’ın yanında (Ebu Musa) el-Eş’ari vardı. Hz. Ali “Ey ihtiyar! Seni (buraya) getiren nedir?” diye sordu. O da “Kardeşimizin oğlunun ağrısı olduğunu duydum ve onu ziyaret etmek istedim” dedi. Hz. Ali “İçimizden geçenler (Rasul-i Ekrem’den) duyduklarımızı sana anlatmamızı engelleyemez.” dedi. (Sonra ben Hz. Peygamber’i şöyle derken duydum diye devam etti:) “Kim gün içinde bir hasta ziyaret ederse yetmiş bin melek akşama kadar ona salat eder; kim gece bir hasta ziyaret ederse sabaha kadar yetmiş bin melek ona dua ve istiğfar eder.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Cenâiz 6767, 3/594
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Racül (Racül)
3. Ebu İsmail Ebân b. Ebu Ayyaş el-Abdî (Ebân b. Feyrûz)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
Konular:
Hasta, ziyareti
İman, Esasları, Melek sembolizmi
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
KTB, İMAN
Lanet, Melekler, duası veya laneti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
132097, MŞ027112
Hadis:
27112- حَدَّثَنَا عَفَّانُ , قَالَ : حدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُسْلِمٍ ، عَنِ الأَعْمَشِ ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ ، عَنْ عَلْقَمَةَ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ أَحَدٌ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةِ خَرْدَلٍ مِنْ كِبْرٍ ، وَلاَ يَدْخُلُ النَّارَ أَحَدٌ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالَ حَبَّةِ خَرْدَلٍ مِنْ إيمَانٍ.
Tercemesi:
Bize Affân rivayet etti ve şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Müslim, A‘meş’ten, o İbrahim’den, o da Alkame’den, o da Abdullah’tan rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan kişi cennete giremez. Kalbinde hardal tanesi kadar iman eden kişi cehenneme girmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Edeb 27112, 13/535
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Abdülaziz b. Müslim el-Kasmelî (Abdülaziz b. Müslim)
6. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Amel, cehennemden koruyan ameller
İman
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
195618, NM007488
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عُقْبَةَ الشَّيْبَانِيُّ، بِالْكُوفَةِ، ثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْحَاقَ الزُّهْرِيُّ، ثَنَا يَعْلَى، وَمُحَمَّدٌ، ابْنَا عُبَيْدٍ، ثَنَا أَبَانُ بْنُ إِسْحَاقَ، عَنِ الصَّبَّاحِ بْنِ مُحَمَّدٍ الْبَجَلِيِّ، عَنْ مُرَّةَ الْهَمْدَانِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
«إِنَّ اللَّهَ قَسَمَ بَيْنَكُمْ أَخْلَاقَكُمْ كَمَا قَسَمَ بَيْنَكُمْ أَرْزَاقَكُمْ وَإِنَّ اللَّهَ يُعْطِي الْمَالَ مَنْ يُحِبُّ وَمَنْ لَا يُحِبُّ وَلَا يُعْطِي الْإِيمَانَ إِلَّا مَنْ يُحِبُّ فَمَنْ أَعْطَاهُ اللَّهُ الْإِيمَانَ فَقَدْ أَحَبَّهُ، وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَا يُسْلِمُ عَبْدٌ حَتَّى يُسْلِمَ قَلْبُهُ وَلَا يُسْلِمُ عَبْدٌ حَتَّى يَأْمَنَ جَارُهُ بَوَائِقَهُ»
هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحُ الْإِسْنَادِ وَلَمْ يُخَرِّجَاهُ
Tercemesi:
Bize Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed b. Ukbe eş-Şeybânî (Kûfe'de), ona İbrahim b. İshak ez-Zührî, ona Ya'lâ b. Ubeyd ve Muhammed b. Ubeyd, onlara Eban b. İshak, ona Sabbah b. Muhammed el-Becelî, ona Mürre el-Hemdânî, ona da ilk ravi Abdullah b. Mesud (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Gerçekten Allah, rızıklarınızı aranızda nasıl bölüştürdüyse, ahlâkınızı da aranızda öylece bölüştürdü. Şüphesiz Allah, malı sevdiğine de sevmediğine de verir. İmanı ise sadece sevdiğine verir. O halde Allah kime iman vermişse onu sevmiş demektir. Muhammed’in canını elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, kul, kalbi teslim olmadıkça ve komşusu kendisinin kötülüğünden emin olmadıkça Müslüman olamaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek, Birr ve's-sıla 7488, 9/180
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu İsmail Mürra et-Tayyib (Mürra b. Şurahil)
3. Sabbah b. Muhammed el-Ahmesi (Sabbah b. Muhammed b. Ebu Hazim)
4. Eban b. İshak el-Esedi (Eban b. İshak)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Ubeyd et-Tenafisî (Muhammed b. Ubeyd b. Abdurrahman)
5. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
6. ibn Ebu Anbes Ebu İshak İbrahim b. İshak ez-Zühri (İbrahim b. İshak b. Ebu Anbes)
7. Ebu Hasan Ali b. Muhammed eş-Şeybani (Ali b. Muhammed b. Ukbe b. Hemmam b. Velid)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32760, B004777
Hadis:
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ عَنْ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى حَيَّانَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَوْمًا بَارِزًا لِلنَّاسِ إِذْ أَتَاهُ رَجُلٌ يَمْشِى فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِيمَانُ قَالَ « الإِيمَانُ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَرُسُلِهِ وَلِقَائِهِ وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ الآخِرِ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِسْلاَمُ قَالَ « الإِسْلاَمُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا ، وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ ، وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ ، وَتَصُومَ رَمَضَانَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا الإِحْسَانُ قَالَ « الإِحْسَانُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ ، فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَتَى السَّاعَةُ قَالَ « مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ ، وَلَكِنْ سَأُحَدِّثُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا إِذَا وَلَدَتِ الْمَرْأَةُ رَبَّتَهَا ، فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا ، وَإِذَا كَانَ الْحُفَاةُ الْعُرَاةُ رُءُوسَ النَّاسِ فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا فِى خَمْسٍ لا يَعْلَمُهُنَّ إِلاَّ اللَّهُ ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِى الأَرْحَامِ ) » . ثُمَّ انْصَرَفَ الرَّجُلُ فَقَالَ « رُدُّوا عَلَىَّ » . فَأَخَذُوا لِيَرُدُّوا فَلَمْ يَرَوْا شَيْئًا . فَقَالَ « هَذَا جِبْرِيلُ جَاءَ لِيُعَلِّمَ النَّاسَ دِينَهُمْ » .
Tercemesi:
Bize İshak (b. Râhûye), ona Cerir (b. Abdulhamid), ona Ebu Hayyân (Yahya b. Saîd), ona da Ebu Zür'a (b. Amr), Ebu Hureyre'nin (ra), şöyle dediğini rivayet etti:
Bir gün Rasulullah (sav), meydanda, insanlar içinde oturuyordu. Derken yürüyerek bir adam O'na geldi de:
— Yâ Rasulallah (sav)! İman nedir? diye sordu.
— "İman Allah'a, meleklerine, rasullerine ve Allah'a kavuşmaya inanman ve yine öldükten sonra son dirilmeye inanmandır'' diye cevâb verdi.
O zât:
— Yâ Rasulullah! İslâm nedir? dedi. Rasulullah (sav):
— "İslâm Allah 'a ibâdet etmen ve O'na hiçbirşeyi ortak kılmaman, namazı kılman, farz kılınan zekâtı vermen ve ramazanda oruç tutmandır" dedi.
O şahıs:
— Yâ Rasulallah! İhsan nedir? diye sordu. Rasulullah (sav):
— "İhsan, Allah'ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Eğer sen Allah'ı görmüyorsan, şübhesiz O seni görür" buyurdu.
O zât:
— Yâ Rasûlallah! Kıyamet ne zaman? dedi. Rasûlullah:
— "Bu mes'elede sorulan, sorandan daha bilgili değildir. Lâkin ben sana onun (daha evvel meydana gelecek) alametlerini haber vereceğim; Kadın kendi sahibesini doğurduğu zaman, işte bu, kıyametin alametlerindendir. Yalın ayaklı, çıplak kimseler insanların başına geldiklerinde, işte bu da kıyametin alametlerindendir. Kıyametin vakti, Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği beş şeyin içindedir (yani beş şeyden biridir): "Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır." (Lokma/34)".
Sonra o zât ayrıldı gitti. Rasulullah (sav):
— "Onu bana geri getirin" buyurdu.
Sahâbîler onu geri çevirmek için aradılar, fakat hiçbirşey göremediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav):
— "Bu Cibril'dir, insanlara dînlerini öğretmek için geldi" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/242
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
İhsan, ihsan nedir?
İman, imanın esasları
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, alametleri
Kıyamet, zamanı
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279247, M000313-2
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَقُتَيْبَةُ وَابْنُ حُجْرٍ جَمِيعًا عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ جَعْفَرٍ - قَالَ ابْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - قَالَ أَخْبَرَنِى الْعَلاَءُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: "بَادِرُوا بِالأَعْمَالِ فِتَنًا كَقِطَعِ اللَّيْلِ الْمُظْلِمِ يُصْبِحُ الرَّجُلُ مُؤْمِنًا وَيُمْسِى كَافِرًا أَوْ يُمْسِى مُؤْمِنًا وَيُصْبِحُ كَافِرًا يَبِيعُ دِينَهُ بِعَرَضٍ مِنَ الدُّنْيَا."
Tercemesi:
Bana Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'bize İsmail tahdis etmiştir' demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Karanlık gecenin parçalarına benzeyen fitneler ortaya çıkmadan önce iyi ameller yapmaya başlayın. Bu fitneler ortaya çıktığı zaman kişi mümin olarak sabaha kafir olarak akşama çıkacak, yahut mümin olarak akşama, kafir olarak sabaha varacak ve küçük bir dünyalık karşılığında dinini satacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 313, /69
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Din, dünyalık bir mal/meta karşılığında dini satmak
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
İbadet, Amel, fitnelerle karşılaşmadan önce acele etmek
KTB, İMAN