2914 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Amr b. Dînâr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir: Bir adam Arafat'ta Hz. Peygamber'le (sav) birlikte vakfe yaparken ansızın devesinden düştü. Düşer düşmez de devesi onun boynunu kırdı. -Burada "vekasa" fiilini yahut aynı manaya gelen "ek'asa" fiilini kullandı-. Sonra Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Onu su ve sidr ile yıkayın ve iki bez ile -yahut giydiği iki ihram ihram bezi ile- kefenleyin. Ona koku sürmeyin ve başını da örtmeyin. Çünkü Allah onu kıyamet gününde telbiye eder hâlde diriltecektir."
Bize Abdullah b. Musa, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Ebu Murâvih, ona da Ebu Zerr (ra) şöyle anlatmış: Ben Hz. Peygamber'e (sav), amellerin en faziletlisi hangisidir? diye sordum. Rasûlullah (sav), "Allah'a imân etmek ve O'nun yolunda cihâd yapmaktır" buyurdu. Ben tekrar, esîr veya kölelerin hangisini âzâd etmek daha faziletlidir? diye sordum. "En pahalı ve sahipleri nezdinde en değerli olanı" buyurdu. Ben tekrar, eğer buna imkân bulamazsam? diye sordum. "Zarara uğrayana yardım eder yahut beceremeyenin işini görürsün" buyurdu. Ben yine, eğer bunu yapmaya da gücüm yetmezse? diye sordum. “İnsanlara kötülük yapmaktan sakınırsın! Şüphesiz bu da, kendi nefsine karşı yaptığın bir tasadduktur” buyurdu
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiyy, ona Şu'be, ona Hâbîb b. Ebu Sâbit, ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zerr'in (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Cibril bana: 'Ümmetinden her kim Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölürse cennete girer yâhud ateşe girmez' dedi." Ebû Zerr (ra), o kişi zina etse ve hırsızlık yapsa da mı? diye sordu. Hz. Peygamber, "Hangi günahı işlerse işlesin (sonunda cennete girer)" buyurdu.
Bize Musa, ona Cerîr, ona Ebu Recâ, ona da Semüre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Ben bu gece rüyamda iki adamın bana geldiğini ve şöyle dediklerini gördüm. O ateş yakan adam, cehennemin bekçisi olan Mâlik'tir. Ben ise Cebrâil'im. Bu da Mikâîl'dir."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona Ukbe b. Amr Ebu Mes'ûd şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (sav) eliyle Yemen tarafına işaret etti ve şöyle buyurdu: "îmân Yemenli'dir, işte şu taraftadır. İyi biliniz ki, sertlik ve katı kalplilik de develerin kuyrukları dibinde gezinen çığırtkanlarda ve, şeytanın iki boynuzunun doğduğu yerdeki Rabîa ve Mudar kabilelerindedir."
Bize Hasan b. Rabî', ona Ebu Ahvas, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah b. Mesud'un (ra) rivâyet ettiğine göre kendisi doğru söyleyen ve kendisine de doğru söylenen Allah'ın rasûlü (sav) şunları söylemiş: “Sizden birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra o zaman zarfında alaka (kan pıhtısı) hâline gelir. Sonra yine o zamanda mudğa (et parçası) hâline gelir. Sonra Allah ona bir melek gönderir ve meleğe dört kelimeyi, yani rızkını, ecelini, amelini ve saîd veya şakî olacağını yazması emredilir. Sonra ona rûh üflenir. Sizden biriniz cennetliklerin amelini yapar, hatta cennetle arasında bir kulaç kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cehennemliklerin amelini yapar. Yine biriniz cehennemliklerin amelini yapar, hatta cehennemle arasında bir kulaç kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cennetliklerin amelini yapar.”
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Bu Cebrail'dir, sana selam söylüyor". Hz. Aişe, "Selam, Allah'ın rahmeti ve bereketi onun da üzerine olsun" demiş ve Hz. Peygamber'i kastederek "Sen benim görmediklerimi de görüyorsun" demiştir."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muâviye b. Amr, ona Ebû İshak, ona Humeyd, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle dedi: “Rasûlullah (sav.) Hendek mevkiine çıktığında Muhâcir ve Ensâr’ın sabah ayazında hendek kazdıklarını gördü. Onların bu işi yapacak köleleri yoktu. Ashâbındaki yorgunluk ve açlığı görünce Hz. Peygamber şu beyti terennüm etti: “Ey Allah’ım! Gerçek hayat, âhiret hayatıdır; Ensâr ve Muâcirlere mağfiret buyur!” Ashâb da şöyle karşılık verdiler: “Bizler, hayatta olduğumuz müddetçe cihâd etmek üzere Muhammed’e bîat ettik.”
Bize Ebu Numan, ona Hammâd, ona Ebu Cemre ed-Dubbaî, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Abdülkays heyeti geldi ve, "Ey Allah'ın resûlü, bizimle senin aranda Rabîa'dan şu kabilesi, yânî Mudar kâfirleri vardır. Bu sebeple biz sana ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Dolayısıyla bize, hem kendimizin yapacağı, hem de geride bıraktığımız kişileri de yapmaya davet edeceğimiz şeyler emret!" dediler. Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum; Allah'a îmân etmeyi ve Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik etmeyi emrediyorum." Bu sırada Rasûlullah (sav) parmaklarını yumarak biri işaret etti. Sonra şöyle devam etti: "Namaz kılmayı, zekât vermeyi, Ramazân orucunu tutmayı ve bir de aldığınız ganimetin beşte birini Allah için (devlet hazînesine) vermeyi emrediyorum. Ayrıca sizi dübbâ, nakîr, hantem ve müzeffetten (kabak ve hurma kütüğünün içi oyularak yapılan su kaplarını, topraktan yapılan testileri ve içi ziftlenmiş kalpları su kabı olarak kullanmayı) men ediyorum."