2842 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Hureyre Muhammed b. Firâs el-Basrî, ona Ebu Kuteybe, ona Ebu Avvâm, ona Katâde, ona Mutarrif b. Abdullah b. Şihhîr, ona da babası (Abdullah b. Şihhîr), Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Adem oğlunun durumu, etrafı doksan dokuz ölüm ile çevrelenmiş kimseye (benzer). Ölümler onu ıskalasa dahi ihtiyarlık gelip onu bulur ve nihayet ölür. [Ebu İsa der ki: Bu rivayet, sadece bu tarikten bildiğimiz hasen-garîb bir hadistir. Ebu Avvâm, İmrân olup o, İbn Dâver el-Kattân'dır.]
Bize Enes b. İyâz, ona Ğufra’nın azatlısı Ömer b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her ümmetin Mecusileri vardır. Ümmetimin Mecusileri de 'Kader yoktur' diyenlerdir. Hastalandıklarında onların ziyaretlerine gitmeyin. Öldüklerinde de cenazelerine iştirak etmeyin."
Bize Müsedded, ona Hammâd, ona da Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizimle sizin aranıza (size ulaşmamıza engel olan) Mudar kafirleri girdi. Bundan dolayı bizler sana ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımıza da tebliğ edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini Allah için vermenizi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)"
Bize Muhammed b. Yahya, ona İbn Ebu Meryem, ona Leys, ona Amir b. Yahya, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü bütün yaratılmışların huzurunda ümmetimden bir adam çağırılır ve ona (günahlarının yazılı olduğu) doksan dokuz sicil (yâni büyük defter açılıp) yayılır. Her defter, gözün görebildiği saha kadar uzundur. Sonra Allah (cc) (o kula) 'Bu sicillerde yazılı (günahlardan) bir şey inkâr eder misin?' diye sorar. Kul 'Hayır, ya Rabbi' der. Sonra Allah 'yazıcı melekler sana haksızlık etmişler mi?' buyurur. Sonra Allah '(günahlarına karşılık) bir mazeretin, (kefaret olacak) bir iyiliğin var mı?' diye sorar. Bunun üzerine adam büyük bir korkuyla 'Hayır' der. Sonra Allah (cc) 'Bilâkis (vardır). Şüphesiz katımızda senin bir takım iyi amellerin bulunur ve şüphesiz bu gün sana hiç bir zulüm yoktur' buyurur. Sonra o adam için üzerinde 'Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlühu' bulunan bir yaprak kâğıt çıkarılır. Adam 'Yâ Rabbi! Şu büyük defterler yanında bu kağıdın ne hükmü olabilir ki?' der. Allah 'Şüphesiz, sana zulüm edilmeyecek' buyurur. Sonra siciller (günahlarının yazılı olduğu büyük defterler) terazinin bir kefesine konulur. Şehâdet kelimesinin yazılı olduğu kâğıt da terazinin diğer kefesine konulur (ve tartılır). Büyük defterler hafif gelir ve o kağıt parçası ağır gelir." [Ravilerden Muhammed bin Yahya der ki: Bıtâka, kâğıt parçasıdır. Mısır halkı kâğıda bıtâka der.]
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona da Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizimle sizin aranıza (size ulaşmamıza engel olan) Mudar kafirleri girdi. Bundan dolayı bizler sana ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımıza da tebliğ edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini Allah için vermenizi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), hantem (topraktan yapılmış çömlek), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)"
Bize Sadaka b. Fadl, ona Velîd, ona Evzâî, ona Umeyr b. Hânî, ona Cünâde b. Ebî Umeyye, ona da Ubâde'nin (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına, O'nun tek olduğuna ve ortağı bulunmadığına; Muhammed'in O'nun kulu ve rasûlü olduğuna; İsa'nın da Allah2ın kulu ve rasûlü, Meryem'e ilka ettiği kelimesi ve O'ndan bir ruh olduğuna; cennet ve cehennemin de hak olduğuna şehadet ederse, hangi ameli yaparsa yapsın Allah onu cennete sokar." Ravi Velîd dedi ki: Bana İbn Câbir, ona Umeyr, ona da Cünâde'nin rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav.) "Cennetin sekiz kapısından hangisini isterse oradan girer" cümlesini de eklemiş.
Açıklama: Hz. İsa’ya; “Allah’ın kelimesi” denilmesinin sebebi, Cenâb-ı Hakk'ın “kün!”, yani “ol!” kelimesiyle yaratılmış olmasıdır. “Allah’ın rûhu”ndan maksat da, ya Allah tarafından bir rahmet olarak yaratılmış olması, ya da bir babadan değil de Allah’ın Meryem’e rûh üfürmesi suretiyle yaratılmış olmasıdır. “Hangi ameli yaparsa yapsın Allah onu cennete sokar” ifâdesi, bir kısmı hadîste de belirtilmiş olan iman esaslarına inan biri, âsi olsa dahi eninde sonunda mutlaka cennete girer anlamına gelir. Çünkü dinde esas olan imandır.
Bize Haccâc, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Malik'in rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ım, gerçek hayır, ahiret hayrıdır" ya da "Gerçek hayır sadece ahiret hayrıdır. Sen Ensâr'a ve Muhâcirler'e mağfiret eyle." [Şu'be der ki: Katade hikâyelerinde bunu söylerdi.]
Bize Sadaka b. Fadl, ona Velîd, ona Evzâî, ona Umeyr b. Hânî, ona Cünâde b. Ebî Umeyye, ona da Ubâde'nin (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına, O'nun tek olduğuna ve ortağı bulunmadığına; Muhammed'in O'nun kulu ve rasûlü olduğuna; İsa'nın da Allah2ın kulu ve rasûlü, Meryem'e ilka ettiği kelimesi ve O'ndan bir ruh olduğuna; cennet ve cehennemin de hak olduğuna şehadet ederse, hangi ameli yaparsa yapsın Allah onu cennete sokar." Ravi Velîd dedi ki: Bana İbn Câbir, ona Umeyr, ona da Cünâde'nin rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav.) "Cennetin sekiz kapısından hangisini isterse oradan girer" cümlesini de eklemiş.