2841 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Abdullah, ona İsmail b. İbrahim b. Ukbe, ona Musa b. Ukbe, ona da İbn Şihâb şöyle dedi: Bana Urve b. ez-Zübeyr'in haber verdiğine göre, Misver b. Mahreme kendisine şöyle anlatmış: Âmir b. Lueyy kabilesinin yeminli dostu olan ve Rasulullah (sav) ile beraber Bedir'de hazır bulunan Amr b. Avf bana şöyle dedi: “Rasûlullah (sav.), Bahreyn’in cizyesini getirmek üzere Ebû Ubeyde b. el-Cerrah’ı oraya göndermişti. Hz. Peygamber (sav.), daha önce Bahreynlilerle bir cizye antlaşması yapmış ve el-Alâ’ b. el-Hadramî’yi onlara emîr tayin etmişti. Ebû Ubeyde, Bahreyn’den mallarla döndüğünde, Ensâr onun döndüğünü duymuş ve Hz. Peygamber’le (sav.) birlikte sabah namazına iştirak etmişlerdi. Hz. Peygamber (sav.) namazı tamamlayıp ayrılınca, onun önüne çıktılar. Rasûlullah (as.) onların bu halini görünce gülümsedi. Sonra "Zannediyorum, Ebû Ubeyde’nin (Bahreyn’den) geldiğini ve bir şeyler getirdiğini duydunuz" dedi. Onlar da; “Evet, ey Allah’ın Rasûlü” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav.) şöyle söyledi: "Öyle ise sevinin! Sizi sevindirecek olan şeyi de ümit edin! Allah’a yemin olsun ki, ben sizin için fakirlikten korkmuyorum; ama ben dünya nimetlerinin sizden önceliklerin önüne serildiği gibi sizin önünüze de serilmesinden ve onların bu dünyalıklar için birbirleriyle yarışa giriştikleri gibi, sizin de yarışa girmenizden ve onları meşgul ettiği gibi, sizi de meşgul etmesinden korkuyorum."
Açıklama: Bu hadîste Hz. Peygamber, dünya malına aşırı düşkünlük göstermenin ve ihtirasla çıkar peşinde koşmanın felaketine dikkat çekmiş, bunun insanlar arasında kıskançlık ve düşmanlıklara yol açabileceğini ve uzun vadede onların maddî ve manevî helâkine sebebiyet verebileceğini ifade buyurmuştur. Mal ihtirası aynı zamanda imab zaafiyetine de yol açar.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd -Abd (hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için) 'ahberena, İbn Râfi' ise ise 'haddesenâ' lafzını kullanmıştır-, onlara Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid el-Ezdî), ona ZührÎ, ona Urve (b. Zübeyr), ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle Buyurmuştur: "Melekler nurdan yaratılmıştır. Cinler dumansız alevli bir ateşten; Adem ise size (Kur'an'da) anlatılan şeyden (topraktan) yaratılmıştır."
Bana Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Osman b. Ğıyas, ona da Abdullah b. Büreyde, Yahya b. Ya'mer ile Humeyd b. Abdurrahman'ın şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Abdullah b. Ömer'le (ra) karşılaştık. Kader konusunu ve bu konuda insanların söylediklerini ona anlattık. O da bize, Ömer'in (ra) Nebi'den (sav) rivayet ettiğine benzer bir hadis nakletti. Ancak içerisinde ilave ve eksiklikler vardı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, ikisine İsmail b. İbrahim, -Ebu Bekir, hocası İbn Uleyye ile rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena İbnu Uleyye (Bize hocamız İbn Uleyye rivayet etti) demiştir- ona Halid, ona Velid b. Müslim, ona Humran, ona da Osman rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan başka ilah olmadığını bilerek (iman ederek) ölen kişi cennete girecektir."
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Abdülaziz -ed-Derâverdî-, ona Alâ; (T) Bize Ümeyye b. Bistam -hadis Ümeyye'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, ona Yezid b. Zürey', ona Ravh, ona Alâ b. Abdurrahman b. Yakub, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet getirene ve bana ve getirdiğim dine iman edene kadar insanlarla mücadele etmem bana emredildi. Eğer bunu yaparlarsa canlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak (dinin gerektirdiği bir hak veya ceza karşılığı olması) hali bunun dışındadır. Hesapları da Allah'a aittir."
Bize Muhammed b. Yahya b. Ömer el-Mekkî ve Bişr b. Hakem, ona Abdülaziz-b. Muhammed- ed-Derâverdî, ona Yezid b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona Amir b. Sa'd, ona da Abbas b. Abdulmuttalib'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, peygamber olarak Muhammed'e razı olan kişi imanın tadını almıştır."
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İsmail b. Reca, ona babası (Reca b. Rabî'a), ona da Ebu Said el-Hudrî; ve yine Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihab, ona da Ebu Said el-Hudrî, Mervan'ın kıssası ile Ebu Said'in Nebî'den (sav) Şu'be ve Süfyan hadislerine benzer olan hadisini aktarmıştır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav), amellerin en faziletli olanı hangisidir? diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Allah'a ve Rasûlü'ne îmân etmektir" buyurdu. Ondan sonra hangisidir? denildi. "Allah yolunda cihâd etmektir" buyurdu. Sonra hangisidir? denildi. "Mebrûr (yânî makbul olmuş, günah ve riya karışmamış) hacdır" buyurdu
Bana Muhammed b. Ubeyd el-Guberî, Ebu Kamil el-Cahderî ve Ahmed b. Abde, onlara Hammad b. Zeyd, ona Matar el-Varrak, ona da Abdullah b. Büreyde, Yahya b. Ya'mer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ma'bed (el-Cühenî) kader hakkındaki görüşlerini söylediğinde biz bunlara karşı çıktık. Ben ve Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî, birlikte hacca gittik. Bu hadisi, Kehmes’in hadisinin anlamıyla ve onun isnadıyla rivayet ettiler. Rivayette bazı fazlalıklar ve bazı harf eksiklikleri (lafız farklılıkları) bulunmaktaydı.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: كاد الفقر أن يكون كفرا