حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مُوسَى الْخُتَّلِىُّ وَزِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ - وَحَدِيثُ عَبَّادٍ أَتَمُّ - قَالاَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ - قَالَ زِيَادٌ أَخْبَرَنَا أَبُو بِشْرٍ - عَنْ أَبِى عُمَيْرِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ عُمُومَةٍ لَهُ مِنَ الأَنْصَارِ قَالَ اهْتَمَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِلصَّلاَةِ كَيْفَ يَجْمَعُ النَّاسَ لَهَا فَقِيلَ لَهُ انْصِبْ رَايَةً عِنْدَ حُضُورِ الصَّلاَةِ فَإِذَا رَأَوْهَا آذَنَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا فَلَمْ يُعْجِبْهُ ذَلِكَ قَالَ فَذُكِرَ لَهُ الْقُنْعُ - يَعْنِى الشَّبُّورَ - وَقَالَ زِيَادٌ شَبُّورَ الْيَهُودِ فَلَمْ يُعْجِبْهُ ذَلِكَ وَقَالَ
"هُوَ مِنْ أَمْرِ الْيَهُودِ." قَالَ فَذُكِرَ لَهُ النَّاقُوسُ فَقَالَ
"هُوَ مِنْ أَمْرِ النَّصَارَى." فَانْصَرَفَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدِ بْنِ عَبْدِ رَبِّهِ وَهُوَ مُهْتَمٌّ لِهَمِّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُرِىَ الأَذَانَ فِى مَنَامِهِ - قَالَ - فَغَدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ فَقَالَ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَبَيْنَ نَائِمٍ وَيَقْظَانَ إِذْ أَتَانِى آتٍ فَأَرَانِى الأَذَانَ. قَالَ وَكَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - قَدْ رَآهُ قَبْلَ ذَلِكَ فَكَتَمَهُ عِشْرِينَ يَوْمًا - قَالَ - ثُمَّ أَخْبَرَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ لَهُ
"مَا مَنَعَكَ أَنْ تُخْبِرَنِى." فَقَالَ سَبَقَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ فَاسْتَحْيَيْتُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا بِلاَلُ قُمْ فَانْظُرْ مَا يَأْمُرُكَ بِهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ فَافْعَلْهُ." قَالَ فَأَذَّنَ بِلاَلٌ.
[قَالَ أَبُو بِشْرٍ فَأَخْبَرَنِى أَبُو عُمَيْرٍ أَنَّ الأَنْصَارَ تَزْعُمُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ زَيْدٍ لَوْلاَ أَنَّهُ كَانَ يَوْمَئِذٍ مَرِيضًا لَجَعَلَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُؤَذِّنًا.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270717, D000498-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مُوسَى الْخُتَّلِىُّ وَزِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ - وَحَدِيثُ عَبَّادٍ أَتَمُّ - قَالاَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ - قَالَ زِيَادٌ أَخْبَرَنَا أَبُو بِشْرٍ - عَنْ أَبِى عُمَيْرِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ عُمُومَةٍ لَهُ مِنَ الأَنْصَارِ قَالَ اهْتَمَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِلصَّلاَةِ كَيْفَ يَجْمَعُ النَّاسَ لَهَا فَقِيلَ لَهُ انْصِبْ رَايَةً عِنْدَ حُضُورِ الصَّلاَةِ فَإِذَا رَأَوْهَا آذَنَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا فَلَمْ يُعْجِبْهُ ذَلِكَ قَالَ فَذُكِرَ لَهُ الْقُنْعُ - يَعْنِى الشَّبُّورَ - وَقَالَ زِيَادٌ شَبُّورَ الْيَهُودِ فَلَمْ يُعْجِبْهُ ذَلِكَ وَقَالَ
"هُوَ مِنْ أَمْرِ الْيَهُودِ." قَالَ فَذُكِرَ لَهُ النَّاقُوسُ فَقَالَ
"هُوَ مِنْ أَمْرِ النَّصَارَى." فَانْصَرَفَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدِ بْنِ عَبْدِ رَبِّهِ وَهُوَ مُهْتَمٌّ لِهَمِّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُرِىَ الأَذَانَ فِى مَنَامِهِ - قَالَ - فَغَدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ فَقَالَ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَبَيْنَ نَائِمٍ وَيَقْظَانَ إِذْ أَتَانِى آتٍ فَأَرَانِى الأَذَانَ. قَالَ وَكَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - قَدْ رَآهُ قَبْلَ ذَلِكَ فَكَتَمَهُ عِشْرِينَ يَوْمًا - قَالَ - ثُمَّ أَخْبَرَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ لَهُ
"مَا مَنَعَكَ أَنْ تُخْبِرَنِى." فَقَالَ سَبَقَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ فَاسْتَحْيَيْتُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا بِلاَلُ قُمْ فَانْظُرْ مَا يَأْمُرُكَ بِهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ فَافْعَلْهُ." قَالَ فَأَذَّنَ بِلاَلٌ.
[قَالَ أَبُو بِشْرٍ فَأَخْبَرَنِى أَبُو عُمَيْرٍ أَنَّ الأَنْصَارَ تَزْعُمُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ زَيْدٍ لَوْلاَ أَنَّهُ كَانَ يَوْمَئِذٍ مَرِيضًا لَجَعَلَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُؤَذِّنًا.]
Tercemesi:
Bize Abbad b. Musa el-Hutelî ve Ziyad b. Eyyüb -Eyyüb'ün rivayeti daha tamdır-, onlara Hüşeym, ona Ebu Bişr -Ziyad, (Abbad gibi an'ane ile değil), ihbâren rivayet etmiştir-, ona Ebu Umeyr b. Enes, ona da Ensar'dan olan halası şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), insanları nasıl namaza toplayacağı hakkında düşünüp duruyordu. Kendisine, namaz vakti geldiğinde bir bayrak dikmesi teklifinde bulunuldu; böylece insanlar onu görecekler ve birbirlerine haber vereceklerdi. Ancak bu teklif onun hoşuna gitmedi. Kendisine borazan (kullanılması) teklif edildi. (Ravi) Ziyad, Yahudilerin borazanı teklif edildi diye rivayette bulundu. Bu teklif de onun hoşuna gitmedi ve "o, Yahudiler'in adetidir," diye buyurdu. Çan (çalınması da) kendisine teklif edildiyse de "o, Hristiyan adetidir" diye buyurdu. Abdullah b. Zeyd b. Abdurabbih, Hz. Peygamber'in (sav) düşünceli halini kendine dert edinerek onun huzurundan ayrıldı. Rüyasında ezanı gördü. Ertesi sabah, hemen Rasulullah'ın (sav) huzuruna gitti ve durumu ona anlattı. Ona, Ya Rasulullah, ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri bana geldi ve bana ezanı gösterdi dedi. Ömer b. Hattab ise, bu rüyayı günler önce görmüş ancak yirmi gün boyunca onu gizlemişti. Sonra o da Hz. Peygamber'e (sav) durumu haber verdi. Rasulullah (sav), Ömer'e "bunu bana niçin haber vermedin?" diye sormuş, o da Abdullah b. Zeyd benden önce davrandı, utanmıştım dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "Bilal, kalk da Abdullah b. Zeyd'in sana dediklerini yap" buyurdu. Bilal de ezanı okudu.
[Ebu Bişr, Ebu Umeyr'den naklen anlattığına göre Ensar, Abdullah b. Zeyd o gün hasta olmasaydı Hz. Peygamber'in (sav) onu müezzin yapacağını söylerdi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 27, /122
Senetler:
1. Umûmetun Leh Mine'l-Ensâr (Umûmetun Leh Mine'l-Ensâr)
2. Ebu Umeyr Abdullah b. Enes el-Ensari (Abdullah b. Enes b. Malik)
3. Ebu Bişr Cafer b. Ebu Vahşiyye el-Yeşkuri (Cafer b. İyas)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Ezan, dinde alem oluşu
Ezan, tarihçesi
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Rüya, rüya ile amel
Zihin İnşası, ehl-i kitaba muhalefet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270735, D000524-2
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ وَمُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ حُيَىٍّ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ - يَعْنِى الْحُبُلِىَّ - عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَجُلاً قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ الْمُؤَذِّنِينَ يَفْضُلُونَنَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"قُلْ كَمَا يَقُولُونَ فَإِذَا انْتَهَيْتَ فَسَلْ تُعْطَهْ."
Tercemesi:
Bize İbn Serh ve Muhammed b. Seleme, onlara İbn Vehb, ona Huyey, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Bir adam; ya Rasulullah, müezzinler (sevap bakımından) bize üstün geldiler dedi. Hz. Peygamber (sav); "onların dediği gibi sen de (ezanı) tekrarla. Bitirdiğinde ise (Allah'tan) iste, (isteğin) verilir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 36, /131
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Meafirî (Abdullah b. Yezid)
3. Huyey b. Abdullah el-Meafirî (Huyey b. Abdullah b. Şurayh)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Ezan, mesajı
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270712, D000491-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يَحْيَى بْنُ أَزْهَرَ وَابْنُ لَهِيعَةَ عَنِ الْحَجَّاجِ بْنِ شَدَّادٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ الْغِفَارِىِّ عَنْ عَلِىٍّ بِمَعْنَى سُلَيْمَانَ بْنِ دَاوُدَ قَالَ
"فَلَمَّا خَرَجَ. مَكَانَ فَلَمَّا بَرَزَ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Ezher ve İbn Lehîa, ona Haccac b. Şeddâd, ona da Ebu Salih el-Gifârî, Ali'den (ra), Süleyman b. Davud'un hadisine benzer şekilde rivayette bulundu.
"Ancak (hadisi mana ile rivayet edip) beraze kelimesi yerine harece kelimesini zikretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 24, /121
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Salih Said b. Abdurrahman el-Ğifârî (Said b. Abdurrahman)
3. Haccac b. Şeddâd es-San'ânî (Haccac b. Şeddâd)
4. Yahya b. Ezher el-Kuraşi (Yahya b. Ezher)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınabilecek kılınamayacak yerler
Şehirler, Babil şehri
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - وَقَالَ مُوسَى فِى حَدِيثِهِ فِيمَا يَحْسَبُ عَمْرٌو - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الأَرْضُ كُلُّهَا مَسْجِدٌ إِلاَّ الْحَمَّامَ وَالْمَقْبُرَةَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270713, D000492-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - وَقَالَ مُوسَى فِى حَدِيثِهِ فِيمَا يَحْسَبُ عَمْرٌو - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الأَرْضُ كُلُّهَا مَسْجِدٌ إِلاَّ الْحَمَّامَ وَالْمَقْبُرَةَ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad; (T)
Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umare), ona da Ebu Said, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: -Musa, rivayetinde zannedersem Amr b. Yahya, Hz. Peygamber (sav)'den (mürsel olarak) rivayet etti dedi.-
"Hamam ve kabristan hariç yeryüzünün tamamı namazgahtır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 24, /121
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Yahya b. Umare el-Ensarî (Yahya b. Umare b. Temim b. Abd)
3. Amr b. Yahya el-Ensarî (Amr b. Yahya b. Umare b. Ebu Hasan b. Abduamr)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
CAMİ, MESCİT
Kabir, Türbe, kabirlerin / türbelerin mescid haline getirilmesi
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınabilecek kılınamayacak yerler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270724, D000506-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مَرْزُوقٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ أَبِى لَيْلَى ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ سَمِعْتُ ابْنَ أَبِى لَيْلَى قَالَ أُحِيلَتِ الصَّلاَةُ ثَلاَثَةَ أَحْوَالٍ - قَالَ - وَحَدَّثَنَا أَصْحَابُنَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"لَقَدْ أَعْجَبَنِى أَنْ تَكُونَ صَلاَةُ الْمُسْلِمِينَ - أَوْ قَالَ الْمُؤْمِنِينَ - وَاحِدَةً حَتَّى لَقَدْ هَمَمْتُ أَنْ أَبُثَّ رِجَالاً فِى الدُّورِ يُنَادُونَ النَّاسَ بِحِينِ الصَّلاَةِ وَحَتَّى هَمَمْتُ أَنْ آمُرَ رِجَالاً يَقُومُونَ عَلَى الآطَامِ يُنَادُونَ الْمُسْلِمِينَ بِحِينِ الصَّلاَةِ حَتَّى نَقَسُوا أَوْ كَادُوا أَنْ يَنْقُسُوا." قَالَ فَجَاءَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَمَّا رَجَعْتُ - لِمَا رَأَيْتُ مِنَ اهْتِمَامِكَ - رَأَيْتُ رَجُلاً كَأَنَّ عَلَيْهِ ثَوْبَيْنِ أَخْضَرَيْنِ فَقَامَ عَلَى الْمَسْجِدِ فَأَذَّنَ ثُمَّ قَعَدَ قَعْدَةً ثُمَّ قَامَ فَقَالَ مِثْلَهَا إِلاَّ أَنَّهُ يَقُولُ قَدْ قَامَتِ الصَّلاَةُ وَلَوْلاَ أَنْ يَقُولَ النَّاسُ - قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى أَنْ تَقُولُوا - لَقُلْتُ إِنِّى كُنْتُ يَقْظَانًا غَيْرَ نَائِمٍ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى
"لَقَدْ أَرَاكَ اللَّهُ خَيْرًا." وَلَمْ يَقُلْ عَمْرٌو
"لَقَدْ أَرَاكَ اللَّهُ خَيْرًا فَمُرْ بِلاَلاً فَلْيُؤَذِّنْ." قَالَ فَقَالَ عُمَرُ أَمَا إِنِّى قَدْ رَأَيْتُ مِثْلَ الَّذِى رَأَى وَلَكِنِّى لَمَّا سُبِقْتُ اسْتَحْيَيْتُ . قَالَ وَحَدَّثَنَا أَصْحَابُنَا قَالَ وَكَانَ الرَّجُلُ إِذَا جَاءَ يَسْأَلُ فَيُخْبَرُ بِمَا سُبِقَ مِنْ صَلاَتِهِ وَإِنَّهُمْ قَامُوا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ بَيْنِ قَائِمٍ وَرَاكِعٍ وَقَاعِدٍ وَمُصَلٍّ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى قَالَ عَمْرٌو وَحَدَّثَنِى بِهَا حُصَيْنٌ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى حَتَّى جَاءَ مُعَاذٌ. قَالَ شُعْبَةُ وَقَدْ سَمِعْتُهَا مِنْ حُصَيْنٍ فَقَالَ لاَ أَرَاهُ عَلَى حَالٍ إِلَى قَوْلِهِ كَذَلِكَ فَافْعَلُوا.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ ثُمَّ رَجَعْتُ إِلَى حَدِيثِ عَمْرِو بْنِ مَرْزُوقٍ قَالَ فَجَاءَ مُعَاذٌ فَأَشَارُوا إِلَيْهِ - قَالَ شُعْبَةُ وَهَذِهِ سَمِعْتُهَا مِنْ حُصَيْنٍ - قَالَ فَقَالَ مُعَاذٌ لاَ أَرَاهُ عَلَى حَالٍ إِلاَّ كُنْتُ عَلَيْهَا. قَالَ فَقَالَ
"إِنَّ مُعَاذًا قَدْ سَنَّ لَكُمْ سُنَّةً كَذَلِكَ فَافْعَلُوا." قَالَ وَحَدَّثَنَا أَصْحَابُنَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَمَّا قَدِمَ الْمَدِينَةَ أَمَرَهُمْ بِصِيَامِ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ثُمَّ أُنْزِلَ رَمَضَانُ وَكَانُوا قَوْمًا لَمْ يَتَعَوَّدُوا الصِّيَامَ وَكَانَ الصِّيَامُ عَلَيْهِمْ شَدِيدًا فَكَانَ مَنْ لَمْ يَصُمْ أَطْعَمَ مِسْكِينًا فَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ "(فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ)" فَكَانَتِ الرُّخْصَةُ لِلْمَرِيضِ وَالْمُسَافِرِ فَأُمِرُوا بِالصِّيَامِ. قَالَ وَحَدَّثَنَا أَصْحَابُنَا قَالَ وَكَانَ الرَّجُلُ إِذَا أَفْطَرَ فَنَامَ قَبْلَ أَنْ يَأْكُلَ لَمْ يَأْكُلْ حَتَّى يُصْبِحَ. قَالَ فَجَاءَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَأَرَادَ امْرَأَتَهُ فَقَالَتْ إِنِّى قَدْ نِمْتُ فَظَنَّ أَنَّهَا تَعْتَلُّ فَأَتَاهَا فَجَاءَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَأَرَادَ الطَّعَامَ فَقَالُوا حَتَّى نُسَخِّنَ لَكَ شَيْئًا فَنَامَ فَلَمَّا أَصْبَحُوا أُنْزِلَتْ عَلَيْهِ هَذِهِ الآيَةُ "(أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَائِكُمْ)."]
Tercemesi:
Bize Amr b. Merzuk, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona İbn Ebu Leyla; (T)
Bize İbn Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona da İbn Ebu Leyla şöyle rivayet etmiştir: Namaz, üç evre geçirmiştir. Ashabımız, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müslümanların -ravi yahut müminlerin dedi- namazlarının tek (bir imam tarafından cemaat halinde kılınması) benim hoşuma gidiyor. (Bunun için) namaz vaktinde insanları namaza çağıracak adamları mahallelere göndermeyi ve bazı adamlara, Medine'nin kalelerine çıkmalarını ve namaz vaktinde insanlara haber vermelerini emretmeyi bile düşündüm. Öyle ki çan çalmalarını emredecektim. -Ravi yahut neredeyse çan çalacaklardı" dedi.- (Ravi İbn Ebu Leyla) şöyle devam etti: Ensar'dan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve ona Ya Rasulullah, senin düşünceli halini görüp (evime) döndüğüm zaman sanki üzerinde iki yeşil elbise olan bir adam gördüm. (Adam), mescitte ayağa kalktı, ezan okudu, ardından biraz oturdu. Sonra (yine) kalktı, ezanın bir benzerini okudu. Ancak bu sefer namaz vakti girmiştir cümlesini ilave etti. Eğer insanların -ravi İbn Müsenna, eğer sizin demiştir- yalancı demelerinden çekinmesem bunu uyurken değil de uyanıkken gördüğümü söylerdim. (Bunun üzerine) Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: -Ravi İbn Müsenna şöyle rivayet etti:-
"Şüphesiz ki Allah, sana, hayrı gösterdi." -(Diğer râvi) Amr ise İbn Müsenna gibi dememiştir.-
"Bilal'e emret de ezan okusun." Ömer, ben de onun gördüğüne benzer bir rüya gördüm ancak haber vermekte gecikince utandım demiştir.
(İbn Ebu Leyla), ashabımız şöyle rivayet etmiştir dedi: Bir adam, mescide geldiğinde (namazın hangi rekatında olunduğunu) sorar, ona kaçırdığı rekatlar haber verilirdi. Ashab, kimilerinin ayakta, kimilerinin rukuda, kimilerinin oturur halde, kimilerinin de Hz. Peygamber'in (sav) yaptıklarını yapar halde oldukları halde Rasulullah (sav) ile namaz kılarlardı.
İbn Müsenna dedi ki: Bana Amr, ona Husany, ona da İbn Ebu Leyla'nın rivayet ettiğine göre Muaz gelene kadar (bu durum böyle devam etti) dedi. Şube, ben bu rivayeti Muaz'ın hangi halde görürsem sözünden, Hz. Peygamber'in (sav) "(Muaz gibi) yapın" sözüne kadarki kısmı Husayn'dan işittim dedi.
[Ebu Davud dedi ki: (Tüm bu açıklamalardan) sonra Amr b. Merzûk'un hadisine dönüyorum: Muaz geldi, ashab da ona kaçırdığı rekatları bildirdiler. Şube, ben bunu Husayn'dan duydum dedi. Muaz, ben, Rasulullah'ı (sav) hangi halde görürsem o şekilde namazı kılarım. Bunun üzerine Muaz, Hz. Peygamber'in (sav), "Muaz sizin için güzel bir sünnet ortaya koydu; (siz de onun yaptığını) yapın" buyurduğunu rivayet etti.
İbn Ebu Leyla, ashabımız bize şöyle rivayet ettiler dedi: Hz. Peygamber Medine'ye gelince, ashabına (ayın) üç gününü oruçlu geçirmelerini emretti. Sonra Ramazan orucu farz kılındı. Ashab, oruç tutmaya alışık değildi ve oruç onlara ağır geldi. Oruç tutamayanlar fakirleri doyururdu da "sizden Ramazan ayına erişen oruç tutsun" ayeti nazil oldu. Ayette sadece hasta ve yolculara ruhsat vardı, diğerleri oruç tutmakla emrolundular. İbn Ebu Leyla ashabımız şöyle rivayet etti dedi: Bir adam, iftar vakti geldiğinde bir şey yemeden uyursa ertesi güne kadar bir şey yiyemezdi. Ömer, oruç gecesi hanımı ile birlikte olmak istemiş, hanımı ise ona (iftar etmeden) uyuduğunu söylemişti. Ömer de hanımının bahane ürettiğini zannedip onunla birlikte olmuştu. Ensar'dan başka bir adam da iftar vakti yemek istemiş, ailesi de pişene kadar beklemesini söylemişlerdi. Ancak adam uyuya kalmıştı. Onlar, (bu vaziyette) sabahladıklarında "oruç gecesi hanımlarınıza yaklaşmanız sizlere helal kılındı" ayeti nazil oldu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 28, /126
Senetler:
1. Ashabuna (Ashabuna)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Ezan, dinde alem oluşu
İbadet, Namaz
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Namaz, namazı tamamlama
Oruç Olgusu
Oruç, Aşure, aşure gününde tutulacak orucun zamanı ve şekli
Oruç, ne zaman farz kılındı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270726, D000508-2
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْمُبَارَكِ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ سِمَاكِ بْنِ عَطِيَّةَ ح
وَحَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ جَمِيعًا عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ
"أُمِرَ بِلاَلٌ أَنْ يَشْفَعَ الأَذَانَ وَيُوتِرَ الإِقَامَةَ."
[زَادَ حَمَّادٌ فِى حَدِيثِهِ إِلاَّ الإِقَامَةَ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb ve Abdurrahman b. Mübarek, onlara Hammad, ona Simak b. Atiyye; (T)
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, onlara Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Enes şöyle rivayet etti:
"Bilal ezanı çift, kameti ise tek olarak okumakla emrolundu."
[Hammad, rivayetinde, kamet cümlelerini zikretmekle ilave bir bilgi kaydetmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 29, /128
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Simak b. Atiyye el-Mirbedi (Simak b. Atiyye)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Bekir Abdurrahman b. Mübarek el-Ayşî (Abdurrahman b. Mübarek b. Abdullah)
Konular:
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Namaz, kamet getirmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270727, D000508-3
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْمُبَارَكِ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ سِمَاكِ بْنِ عَطِيَّةَ ح
وَحَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ جَمِيعًا عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ
"أُمِرَ بِلاَلٌ أَنْ يَشْفَعَ الأَذَانَ وَيُوتِرَ الإِقَامَةَ."
[زَادَ حَمَّادٌ فِى حَدِيثِهِ إِلاَّ الإِقَامَةَ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb ve Abdurrahman b. Mübarek, onlara Hammad, ona Simak b. Atiyye; (T)
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, onlara Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Enes şöyle rivayet etti:
"Bilal ezanı çift, kameti ise tek olarak okumakla emrolundu."
[Hammad, rivayetinde, kamet cümlelerini zikretmekle ilave bir bilgi kaydetmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 29, /128
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Simak b. Atiyye el-Mirbedi (Simak b. Atiyye)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Namaz, kamet getirmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270729, D000520-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا قَيْسٌ يَعْنِى ابْنَ الرَّبِيعِ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ الأَنْبَارِىُّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ جَمِيعًا عَنْ عَوْنِ بْنِ أَبِى جُحَيْفَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ
"أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بِمَكَّةَ وَهُوَ فِى قُبَّةٍ حَمْرَاءَ مِنْ أَدَمٍ فَخَرَجَ بِلاَلٌ فَأَذَّنَ فَكُنْتُ أَتَتَبَّعُ فَمَهُ هَا هُنَا وَهَا هُنَا. قَالَ ثُمَّ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعَلَيْهِ حُلَّةٌ حَمْرَاءُ بُرُودٌ يَمَانِيَةٌ قِطْرِىٌّ. وَقَالَ مُوسَى قَالَ رَأَيْتُ بِلاَلاً خَرَجَ إِلَى الأَبْطَحِ فَأَذَّنَ فَلَمَّا بَلَغَ حَىَّ عَلَى الصَّلاَةِ حَىَّ عَلَى الْفَلاَحِ. لَوَى عُنُقَهُ يَمِينًا وَشِمَالاً وَلَمْ يَسْتَدِرْ ثُمَّ دَخَلَ فَأَخْرَجَ الْعَنَزَةَ وَسَاقَ حَدِيثَهُ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Kays b. Rabî'; (T)
Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbari, ona Veki', ona Süfyan, onlara Avn b. Ebu Cuheyfe, ona da babası (Vehb b. Vehb) şöyle rivayet etmiştir:
"Mekke'ye, Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldim, o ise deriden (yapılmış) kırmızı bir çadır içerisindeydi. Bilal çıkıp ezan okudu. Ben de onun ağzını bir o tarafa bir bu tarafa (çevirişini) izliyordum. Daha sonra Rasulullah (sav), üzerinde Yemen işi kırmızı çizgili bir elbise olduğu halde (çadırından) çıktı. (Ebû Davud'un hocası) Musa, Bilal'i Ebtah (denilen yere) çıkıp ezan okurken gördüm. Hayye ale's-salât, hayye ale'l-felâh (kısmına) geldiğinde boynunu sağa ve sola çevirdi ancak bedenini çevirmedi. Sonra (Bilal, çadıra) girip (Hz. Peygamber'in (sav) namaz kılarken sütre edindiği) değneği çıkardı diyerek rivayetin (devamını) zikretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 34, /130
Senetler:
1. Ebu Cuhayfe Vehb b. Vehb es-Süvaî (Vehb b. Abdullah b. Cünade)
2. Avn b. Ebu Cuheyfe es-Süvâi (Avn b. Vehb b. Abdullah)
3. Ebu Muhammed Kays b. Rabî' el-Esedî (Kays b. Rabî')
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Ezan, okurken yüzü kıbleye, sağa sola çevirmek
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270733, D000523-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ ابْنِ لَهِيعَةَ وَحَيْوَةَ وَسَعِيدِ بْنِ أَبِى أَيُّوبَ عَنْ كَعْبِ بْنِ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"إِذَا سَمِعْتُمُ الْمُؤَذِّنَ فَقُولُوا مِثْلَ مَا يَقُولُ ثُمَّ صَلُّوا عَلَىَّ فَإِنَّهُ مَنْ صَلَّى عَلَىَّ صَلاَةً صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا ثُمَّ سَلُوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لِىَ الْوَسِيلَةَ فَإِنَّهَا مَنْزِلَةٌ فِى الْجَنَّةِ لاَ تَنْبَغِى إِلاَّ لِعَبْدٍ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ تَعَالَى وَأَرْجُو أَنْ أَكُونَ أَنَا هُوَ فَمَنْ سَأَلَ اللَّهَ لِىَ الْوَسِيلَةَ حَلَّتْ عَلَيْهِ الشَّفَاعَةُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme, ona İbn Vehb, ona İbn Lehîa ve Hayve b. Şureyh ve Said b. Ebu Eyyüb, onlara Ka'b b. Alkame, ona Abdurrahman b. Cübeyr, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müezzini işittiğinizde onun dediği gibi siz de deyin. Sonra bana salât ve selamda bulunun. Zira bana salât ve selamda bulunana Allah on sevap bahşeder. Ardından benim için Allah'tan vesileyi isteyin. (Nitekim vesile), cennette bir makam olup sadece Allah Teâlâ'nın bir kuluna nasip olur. O (kulun) ben olmasını ümit ediyorum. Benim için Allah'tan vesileyi isteyene şefaatim gerekli olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 36, /130
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdurrahman b. Cübeyr el-Müezzin (Abdurrahman b. Cübeyr)
3. Ka'b b. Alkame et-Tenûhi (Ka'b b. Alkame b. Ka'b b. Adi)
4. Ebu Yahya Said b. Maklas el-Huzâ'î (Said b. Maklas)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Şefaat, şefaat
Vesile, vesîle makamı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270734, D000523-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ ابْنِ لَهِيعَةَ وَحَيْوَةَ وَسَعِيدِ بْنِ أَبِى أَيُّوبَ عَنْ كَعْبِ بْنِ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"إِذَا سَمِعْتُمُ الْمُؤَذِّنَ فَقُولُوا مِثْلَ مَا يَقُولُ ثُمَّ صَلُّوا عَلَىَّ فَإِنَّهُ مَنْ صَلَّى عَلَىَّ صَلاَةً صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا ثُمَّ سَلُوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لِىَ الْوَسِيلَةَ فَإِنَّهَا مَنْزِلَةٌ فِى الْجَنَّةِ لاَ تَنْبَغِى إِلاَّ لِعَبْدٍ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ تَعَالَى وَأَرْجُو أَنْ أَكُونَ أَنَا هُوَ فَمَنْ سَأَلَ اللَّهَ لِىَ الْوَسِيلَةَ حَلَّتْ عَلَيْهِ الشَّفَاعَةُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme, ona İbn Vehb, ona İbn Lehîa ve Hayve b. Şureyh ve Said b. Ebu Eyyüb, onlara Ka'b b. Alkame, ona Abdurrahman b. Cübeyr, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müezzini işittiğinizde onun dediği gibi siz de deyin. Sonra bana salât ve selamda bulunun. Zira bana salât ve selamda bulunana Allah on sevap bahşeder. Ardından benim için Allah'tan vesileyi isteyin. (Nitekim vesile), cennette bir makam olup sadece Allah Teâlâ'nın bir kuluna nasip olur. O (kulun) ben olmasını ümit ediyorum. Benim için Allah'tan vesileyi isteyene şefaatim gerekli olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 36, /130
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdurrahman b. Cübeyr el-Müezzin (Abdurrahman b. Cübeyr)
3. Ka'b b. Alkame et-Tenûhi (Ka'b b. Alkame b. Ka'b b. Adi)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Şefaat, şefaat
Vesile, vesîle makamı