8053 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Ben Rasulullah'ın (sav) kuşluk namazını kıldığını asla görmedim. Bununla birlikte ben onu (sürekli) kılarım. Şüphesiz Rasulullah (sav) bir ameli yapmayı arzu etmekle birlikte insanların da onu yaparak sonunda onlara farz kılınması ihtimalinden dolayı terk ettiği olurdu."
Açıklama: Rasulullah'ın (sav) bazen kılıp bazen terk ettiği nâfile namazlardan biri “duhâ” bir diğer adıyla “kuşluk” namazıdır. Bu namaz, “işrâk” namazı adıyla da bilinmektedir. Hz. Peygamber (sav), duhâ namazının kılınmasını tavsiye etmiş ve faziletine dikkat çekmiştir. Yukarıdaki rivayette Hz. Âişe kendisinin duhâ namazını kıldığı yönündeki açıklamasını, onun bu namazı sürekli kıldığı; Hz. Peygamber’in bu namazı kılmadığı şeklindeki ifadesini de “sürekli kılmadığı” manasında değerlendirmek gerekir.
Bize Ali, ona Süfyan, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Said şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Onu bir çakıl taşı ile kazıdı. Ardından kişinin önüne veya sağına tükürmesini yasakladı. Bunu soluna veya sol ayağının altına yapması gerektiğini belirtti." Ayrıca Zührî, Humeyd'den Ebu Said kanalıyla bu (hadisin manası)na yakın bir hadis rivayet etmiştir.
Açıklama: Bu kayıt, hadisin sonunda yer alan '' وَعَنِ الزُّهْرِىِّ سَمِعَ حُمَيْدًا عَنْ أَبِى سَعِيدٍ نَحْوَهُ '' kısmına binaen girilmiştir. Benzer bir durum için bk. B000394-2
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve; (T) Bize Züheyr b. Harb -lafız kendisine aittir-, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Yanımda bir kadın varken Rasulullah (sav) yanıma girdi ve "Bu (kadın) kim?" buyurdu. "[Geceleri] uyumayıp namaz kalan bir kadın" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Gücünüzün yettiği ameli yapmaya bakınız. Vallahi, siz usanmadıkça Allah usanmaz!” buyurdu. (Hz. Âişe diyor ki) Hz. Peygamber'e (sav) en hoş gelen ibadet, kişinin [sürekli] devam ettiğiydi. Ebu Üsâme’nin naklettiği hadiste o kadının Esedoğullarından bir kadın olduğu belirtilmektedir.
Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve; (T) Bize Züheyr b. Harb -lafız kendisine aittir-, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Yanımda bir kadın varken Rasulullah (sav) yanıma girdi ve "Bu (kadın) kim?" buyurdu. "[Geceleri] uyumayıp namaz kalan bir kadın" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Gücünüzün yettiği ameli yapmaya bakınız. Vallahi, siz usanmadıkça Allah usanmaz!” buyurdu. (Hz. Âişe diyor ki) Hz. Peygamber'e (sav) en hoş gelen ibadet, kişinin [sürekli] devam ettiğiydi. Ebu Üsâme’nin naklettiği hadiste o kadının Esedoğullarından bir kadın olduğu belirtilmektedir.
Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.
Bize Ali, ona Süfyan, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Said şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Onu bir çakıl taşı ile kazıdı. Ardından kişinin önüne veya sağına tükürmesini yasakladı. Bunu soluna veya sol ayağının altına yapması gerektiğini belirtti." Ayrıca Zührî, Humeyd'den Ebu Said kanalıyla bu (hadisin manası)na yakın bir hadis rivayet etmiştir.
Bize Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Nebi’nin (sav) zevcesi Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’ı (sav) hiçbir zaman kuşluk namazı kılarken görmedim. Bununla birlikte ben onu (devamlı) kılıyorum. Şüphesiz Rasulullah (sav) yapmayı arzu ettiği halde bir ameli, insanlar da (kendisine uyarak) o ameli işler ve bu sebeple onlara farz kılınır korkusu ile terk ederdi."
O bana, ona Malik, ona Ebu’z-Zinâd, ona A‘rec, ona da Ebu Hüreyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Sizler benim yüzümü kıbleye çevirdiğimi, dolayısıyla (başka tarafı) görmediğimi mi zannediyorsunuz? Vallahi, huşûnuz da rükûnuz da bana gizli değildir. Gerçekten ben sizi arkamda olduğunuz halde görüyorum.”
Bize Haşim b. Kasım, ona Şu‘be, ona Muhammed b. Ziyad’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Hüreyre’yi şöyle derken dinledim: Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Biriniz imamdan önce başını (secdeden) kaldırdığında, Allah’ın, başını (veya görünüşünü) eşeğin başına (veya görünüşüne) döndürmesinden hiç mi korkmuyor?”
Bize Ebu Tahir ve Amr b. Sevvâd, onlara İbn Vehb, ona Cabir b. İsmail, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona da Enes’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) yolculukta acele ettiği zaman öğle namazını ikindi namazının ilk vaktine kadar geciktirir ve ikisini bir arada kılardı. Akşam namazını da şafak kaybolduğu zaman yatsı ile birlikte kılacak şekilde geciktirirdi.