Giriş

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Namaz ilk olarak iki rekât farz kılındı. Sefer namazı olduğu gibi bırakıldı. Fakat ikamet halindeki namaz (dört rekâta) tamamlandı. [Zührî der ki: Ben Urve’ye “Peki, neden Aişe namazı (seferde) tam olarak kılıyor” deyince, bana “Hz. Âişe de Osman’ın tevil ettiği gibi tevilde bulunmuştur” dedi.]


    Öneri Formu
7817 B001090 Buhari, Taksiru's-Salat, 5

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Şerik, ona Zübeyd, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ömer şöyle demiştir: Muhammed’in (sav) dili ile sabit olduğu üzere yolculuk namazı, Cuma namazı ve Bayram namazı, herhangi bir kısaltma söz konusu olmaksızın, tam olarak iki rekâttır.


    Öneri Formu
11963 İM001063 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 73

Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Muhammed b. Bişr, ona Yezid b. Ziyad b. Ebu Ca‘d, ona Zübeyd, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona Ka‘b b. Ucre, ona da Ömer şöyle demiştir: Muhammed’in (sav) dili ile, sefer namazı, Cuma namazı, Ramazan bayramı ve kurban bayramı namazı, her hangi bir kısaltma söz konusu olmaksızın tam olarak iki rekâttır.


    Öneri Formu
11965 İM001064 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 73

Bize İshak b. İbrahim, ona Süfyan, ona Zührî, ona Urve, ona da Âişe şöyle demiştir: Namaz önceleri ikişer rekât olarak farz kılındı. Yolculukta namaz olduğu gibi kaldı, hazarda (ikamet halinde) kılınan namaz ise (dörde) tamamlandı.


    Öneri Formu
21611 N000454 Nesai, Salât, 3

Bize Muhammed b. Haşim el-Ba‘lebekkî, ona da Velid şöyle demiştir: Ebu Amr el-Evzâî, Zührî’ye, Rasulullah’ın Medine’ye hicret etmeden önce Mekke’deki namazına dair soru sordu. (Zührî) der ki: Bana Urve, ona da Âişe şöyle demiştir: Aziz ve Celil Allah namazı Rasulullah’a (sav) başlangıçta, ikişer rekât olarak farz kıldı, sonra namaz hazarda (ikamet halinde) dörde tamamlandı, yolculuk (sefer) namazı ise ilk farz kılındığı hal üzere kaldı.


    Öneri Formu
21613 N000455 Nesai, Salât, 3

Bize Kuteybe, ona Malik, ona Salih b. Keysan, ona Urve, Hz. Âişe şöyle demiştir: Namaz başlangıçta, ikişer rekât olarak farz kılındı. Yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı. Hazar (ikamet halinde kılınan namaza) da ilave yapıldı.


    Öneri Formu
21614 N000456 Nesai, Salât, 3

Bize Ali b. Hucr, ona Şerik, ona Zübeyd, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ömer şöyle demiştir: Cuma namazı iki rekâttır, ramazan bayramı namazı iki rekâttır, kurban bayramı namazı iki rekâttır, yolculuk namazı da Muhammed’in (sav) dili üzere kısaltmak söz konusu olmaksızın tam olarak iki rekâttır. [Ebu Abdurrahman (Nesaî) der ki: Abdurrahman b. Ebu Leyla, Ömer’den hadis dinlememiştir.]


    Öneri Formu
26238 N001421 Nesai, Cuma, 37

Bize Ebu Bekir b. Hallâd, ona Veki, ona Üsâme b. Zeyd şöyle demiştir: Ben Tavus’a yolculuk halindeyken namazın sünnetleri hakkında sordum, -o sırada Hasan b. Müslim b. Yenâk da yanında oturuyordu-, şöyle dedi: Bana Tavus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hazar (ikamet halinde) ve sefer namazını farz kılmıştır. Biz hem hazarda (ikamet halinde) hem de seferde iken namazın öncesinde de sonrasında sünnet kılardık.


Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
12055 İM001072 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 75

Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa‘d, ona İbn Şihâb, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umeyye b. Abdullah b. Halid, Abdullah b. Ömer’e “biz ikamet halindeki namazı ve korku namazını Kur'an'da bulduğumuz halde yolculuk namazını bulamıyoruz” dedi. Bunun üzerine Abdullah ona şöyle cevap verdi: Şüphesiz Allah Muhammed’i (sav) bizlere hiçbir şey bilmiyorken gönderdi. Biz ancak Muhammed’in (sav) ne yaptığını gördüysek, öyle yaparız.


    Öneri Formu
11967 İM001066 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 73

Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona da Abdullah b. Ebu Bekir b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umeyye b. Abdullah b. Hâlid, Abdullah b. Ömer’e “Biz hazardaki namazın da, korku halindeki namazın da Kur'an'da söz konusu edildiğini gördüğümüz halde, yolculuk namazının Kur'an'da söz konusu edildiğini görmüyoruz” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer ona şöyle dedi: Kardeşimin oğlu, aziz ve celil Allah bize Muhammed’i (sav) gönderdiğinde biz hiçbir şey bilmiyorduk, biz ancak Muhammed’in (sav) yaptığını gördüğümüzün aynısını yaparız.


    Öneri Formu
26263 N001435 Nesai, Taksîru's-Salât, 1