8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. Abdülhamid arasında inkita vardır.
Bize Enes b. İyâz, ona Ğufra’nın azatlısı Ömer b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her ümmetin Mecusileri vardır. Ümmetimin Mecusileri de 'Kader yoktur' diyenlerdir. Hastalandıklarında onların ziyaretlerine gitmeyin. Öldüklerinde de cenazelerine iştirak etmeyin."
Bize İbrahim b. Ebu’l-Abbas, ona Abdurrahman b. Salih b. Muhammed el-Ensârî, ona Ğufra’nın azatlısı Ömer b. Abdullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her ümmetin Mecusileri vardır. Ümmetimin Mecusileri de kaderi yalan sayanlardır. Öldüklerinde onların cenazelerine iştirak etmeyin, hastalandıklarında da ziyaretlerine gitmeyin."
Bize İbn Cüreyc, ona da İbn Şihâb, Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Medine’nin kenar mahallelerinden birinde bir kadın hastalanmıştı. Rasulullah (sav) ashabına onun durumunu soruyordu. Zira Hz. Peygamber (sav), insanlar arasında hasta ziyaretini en iyi yapan kişiydi. Rasulullah (sav) 'Bu kadın vefat ederse bana haber verin' diye tembihledi. Kadın bir gece ölüverdi. Sabah olunca Rasulullah (sav) yine kadını sordu. Kendisine olup biteni ve onu gece defnettiklerini haber verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), kadının kabrine geldi ve dört tekbir getirerek cenaze namazını kıldı."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Ebu Minhâl, ona Ebu Berze'nin söylediğine göre; Nebi (sav) sabah namazını kıldığı vakit, bizden biri yanında oturanı tanıyabilirdi. Namazda atmış ile yüz ayet kadar okurdu. Öğlen namazını güneş zevale erince, ikindi namazını da bizden bir kimse Medine'nin en uzak yerine gidip güneş henüz canlı iken dönebildiği bir vakitte kılardı. Ebu Berze'nin akşam namazı ile ilgili ne söylediğini unuttum. Yatsı namazını gecenin üçte birine kadar geciktirirdi. Daha sonra -gece yarısına kadar- dedi. Muaz, Şu'be'nin bir keresinde Ebu Minhâl ile karşılaştığında onun 'yahut gecenin üçte birine kadar' dediğini söyledi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkita vardır.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Ömer b. Muhammed, ona Gufre'nin azadlısı Ömer, o ensardan birinden, o da Huzeyfe (b. el-Yemân)'dan Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her ümmetin Mecusileri vardır. Ümmetimin Mecusileri de 'Kader diye bir şey yoktur' diyenlerdir. Hastalandıklarında onların ziyaretine gitmeyiniz. Öldüklerinde de cenazelerine iştirak etmeyiniz. Onlar deccalin taraftarlarıdır ve Allah bu kişileri deccal ordusuna dahil etse yeridir."