8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Ebu Bekir b. İshak, ona Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. peygamber'in eşi Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) namazda 'Allah'ım kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal'in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allah'ım, günahtan ve borçtan sana sığınırım' diye dua ederdi. (Aişe) der ki: Biri kendisine 'ey Allah'ın Rasulü! Ne kadar da çok borçlanmaktan sığınıyorsun!' deyince, Hz. peygamber (sav) 'şüphesiz kişi borçlandı mı, konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz' buyurdu."
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî, ona da Abdullah b. Hubşî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'İçerisinde hiçbir şüphe bulunmayan iman, ganimet malına hainlik içermeyen cihat ve makbul olan hacdır' buyurdu. 'Namazların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olandır' dedi. 'Sadakaların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Malı az olan kişinin, elinden geldiğince vermeye çabaladığı sadakadır' diye cevap verdi. 'Hicretin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Allah'ın sana haram kıldığı şeyleri terk etmendir' dedi. 'Cihadın hangisi daha faziletlidir? diye sorulduğunda, 'Müşriklerle malı ve canıyla çarpışan kişinin cihadıdır' dedi. 'Şehadetin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulunca da 'Atı telef olan ve kendi kanı da akıtılan kişinin şehadetidir' şeklinde cevap verdi."
Bize Zekeriya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Cebele b. Sühaym, ona Ebu Müsennâ el-Abdî, ona da İbnü'l-Hasâsıyye es-Sedûsî şöyle rivayet etmiştir: "Biat etmek üzere Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğimde bana (biat için) şunları şart koştu: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmemi, namaz kılmamı, zekat vermemi, İslam'ın farz kıldığı haccı eda etmemi, ramazan ayında oruç tutmamı ve Allah yolunda cihad etmemi. Ben de 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunlardan ikisi var ki vallahi benim onlara gücüm yetmez; onlar da cihad ve sadakadır. Çünkü insanlar, savaştan kaçana Allah'ın gazap ettiğini söylüyorlar. Savaşa katılacak olsam, belki de nefsimi korku kaplar ve ölmeyi arzu etmez. Sadakaya gelince, benim malım küçük bir koyun sürüsü ve on deveden ibarettir. Bunlar da ailemin geçim kaynağı ve bineğidir' dedim. Rasulullah (sav) elimi tuttu, sonra salladı, sonra da şöyle buyurdu: 'Sadaka olmadan, cihad olmadan cennete nasıl gireceksin?' Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Sana biat ediyorum' dedim ve koştuğu şartların hepsi için biat ettim."
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Hafs b. Asım, ona da Abdullah b. Bühayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama uğradı. Buhari dedi ki: Bize Abdurrahman, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Hafs b. Asım, ona da Ezd kabilesinden Mâlik b. Buhayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (sabah) namazı için kamet getirildikten sonra bir adamın iki rekat namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirdikten sonra oradaki insanlar etrafını sardı. Hz. Peygamber (sav) iki rekat namaz kılan kişiye "Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun?" buyurdu. Bu hadisi Şu'be'nin, Mâlik'den rivayetinde Behz b. Esed'e Gunder ve Muaz mütâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn İshak Sa'd'den, o Hafs'dan, o da Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiştir. Hammâd dedi ki bu hadisi bize Sa'd, ona Hafs, ona da Mâlik rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak el-Kuraşî arasında inkita vardır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Hafs b. Asım, ona da Abdullah b. Bühayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama uğradı. Buhari dedi ki: Bize Abdurrahman, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Hafs b. Asım, ona da Ezd kabilesinden Mâlik b. Buhayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (sabah) namazı için kamet getirildikten sonra bir adamın iki rekat namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirdikten sonra oradaki insanlar etrafını sardı. Hz. Peygamber (sav) iki rekat namaz kılan kişiye "Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun?" buyurdu. Bu hadisi Şu'be'nin, Mâlik'den rivayetinde Behz b. Esed'e Gunder ve Muaz mütâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn İshak Sa'd'den, o Hafs'dan, o da Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiştir. Hammâd dedi ki bu hadisi bize Sa'd, ona Hafs, ona da Mâlik rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammad b. Seleme arasında inkita vardır.
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona İbn Cüreyc, ona Ata b. Ebu Rabah'ın rivayet ettiğine göre, Nebi'nin (sav) zevcesi Hz. Aişe şöyle demiştir: Şiddetli bir rüzgâr estiği zaman Nebi (sav) "Allah'ım, ben senden onun hayrını, onun içindekilerin hayrını, kendisiyle gönderilenlerin hayrını dilerim. Onun şerrinden, içindekilerin şerrinden ve kendisi ile gönderilenin şerrinden de sana sığınırım" diye dua ederdi. Aişe der ki: Semada bulut görüldüğü zaman, Hz. Peygamber'in (sav) benzi atar, bir içeri girer, bir dışarı çıkar, bir ileri, bir geri gider gelirdi. Yağmur yağınca rahatlar, o hali açılır giderdi. Ben bunu onun yüzünden anlardım. Aişe der ki: Ona (bunun sebebini) sorduğumda "Ey Aişe, bu bulut belki de Âd kavminin dediği gibi (bir azap bulutudur)" buyurdu. "Derken onlar azabın simsiyah bir bulut şeklinde belirip vadilerine doğru yöneldiğini görünce: 'Bu, bize yağmur yağdıracak bir bulut!' dediler." (Ahkaf 46/24).
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Ömer b. Yunus el-Yemâmî, ona Muhammed b. Abdullah b. Tâvus, ona babası (Abdullah b. Tâvus), ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) teşehhütten sonra şöyle dua ettiğini rivayet etmiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Deccâl'in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım."
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Ebu Zübeyir, ona Tâvus, ona da Abdullah b. Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) "Şu şekilde dua edin" diyerek kendilerine Kur'an'dan bir sure öğretir gibi şu duayı öğretmiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından sana sığınırım! Kabir azabından sana sığınırım! Allah'ım! Mesih Deccâl'in fitnesinden sana sığınırım! Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım!" [Müslim der ki: Bana ulaşan bir habere göre Tâvus, oğluna “namazında bu duayı okudun mu?” diye sormuş, oğlunun “hayır” demesi üzerine “o halde namazını iade et” demiştir. Çünkü Tâvus, bu hadisi üç veya dört ya da kendisinin ifade ettiği sayıda kişiden rivayet etmiştir.]
Bize Amr b. Osman, ona Bakiyye, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Aişe rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) namazda 'Allah'ım, kabir azabından, Mesih-i deccalin fitnesinden, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Ey Allah'ım, günahtan ve borçtan da sana sığınırım.' diye dua ederdi. Birisi 'Borçtan ne kadar çok Allah'a sığınıyorsunuz?' deyince Rasulullah (sav) 'kişi borçlandığında, konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde yerine getirmez' buyurdu." [Ebu Davud der ki: Mesih-i musakkal (المسيح مثقل) ifadesi Deccâl için, Mesîh-i muhaffef (المسيح مخفف) ifadesi de Hz. İsa için kullanılır. Harbî der ki: İnsanlar bu iki kelimeyi farklı yorumlarla hafifletir veya ağırlaştırabilir. Hz. Peygamber'in (sav) (deccal için) "Mesîh-i dalalet" ifadesini kullandığı rivayet edilir.]
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona ez-Zührî ve Hişâm, onlara Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) zamanında güneş tutulmuştu. O (sav) da ayağa kalkıp insanlara namaz kıldırdı. Namazı da şöyleydi: Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûa gitti ve rükûu da uzun yaptı. Sonra rükûdan kalktı ve tekrar kıraati uzattı. Bu ikinci kıraati ilk kıraatinden daha kısaydı. Sonra tekrar rükûa gitti ve bu rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra rükûdan kalktı. Sonra da iki secde yaptı. Ardından ayağa kalktı ve ikinci rekatı da ilk rekatı kıldığı gibi kıldı. Sonra hutbe vermek için kalktı ve şöyle buyurdu: "Güneş ve ay, hiçbir kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmaz. Fakat bunlar Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Allah bunları kullarına gösterir. Siz bu tutulmayı gördüğünüzde hemen namaza durun."