Giriş

Bize İshak b. İbrahim b. Râheveyh, ona Vekî, ona Süfyân (es-Sevrî), ona Asım (el-Ahvel), ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Bilal (Habeşî)'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ya Rasulullah! (Namaz kıldırırken) âmin demekte benim (müezzinin) önüne geçme."


Açıklama: Hz. Peygamber (sav) cehrî kıldırdığı namazlarda, Fâtihâ suresini bitirdiğinde, önce müezzin olan Bilâl âmin der, ardından da cemaatle birlikte imam âmin lafzını söylerdi. Bilal-i Hebeşî'nin uyarısı bu sebepledir.

    Öneri Formu
7650 D000937 Ebu Davud, Salat, 167, 168

Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avâne, ona Katâde; (T) Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Musa el-Eş'arî, bize namaz kıldırmıştı. Namazının son rekatına oturduğunda cemaatten bir adam 'Namaz, ancak iyilik ve zekât ile makbul olur' dedi. Ebu Musa namazını tamamladığında, cemaate döndü ve 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' dedi. Cemaat sessizliğe büründü. Ebu Musa tekrar 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' diye sordu. Cemaat yine cevap vermeyince, 'Ey Hıttân! Galiba sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedim. Zira beni paylamasından çekindim.' Cemaatten bir adam kalkıp 'O sözleri ben söyledim ve bununla da sadece hayrı kastettim' dedi. Ebu Musa bunun üzerine 'Namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz. Rasulullah (sav) hutbe verip bize bunu öğretmiş, bize namazın sünnetini (adabını) açıklamış ve namazı (nasıl kılacağımızı) bize şu sözleriyle anlatmıştır: Namaza kalktığınızda önce saflarınızı düzgün ve sık tutun. Sonra içinizden biri imam olsun. O tekbir aldığında siz de tekbir getirin. O 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde sizler âmin deyin ki Allah duanıza icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir getirip rükûa gidin. Çünkü imam, sizden önce rükûa gidip sizden önce rükûdan kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde sizler 'Allâhümme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şüphesiz Allah Teâlâ, Nebi'sinin (sav) dili ile 'Semiallâhu limen hamideh' demiştir. İmam tekbir alıp secdeye vardığında, siz de tekbir getirip secde edin. Çünkü imam, sizden önce secdeye varıp sizden önce secdeden kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım da böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam oturduğunda sizden birinin ilk sözü şu olsun: 'En güzel selamlar, dualar Allah'a olsun. Selam sana ey Nebi! Allah'ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah'ın salih kullarına olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktu ve şahitlik ederim ki Muhammed (sav), onun kulu ve Rasulüdür' buyurdu." [Ahmed (b. Hanbel), hadisinde 've berakâtühü' ifadesini zikretmemiş; 've eşhedü' ifadesi yerine de 2ve enne Muhammeden' ifadesini zikretmiştir.]


Açıklama: 'فَتِلْكَ بِتِلْكَ' ifadesinin 'Bu, sizin imama tâbi olmanızdan dolayıdır.' şeklinde tercümesine dair bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 181.

    Öneri Formu
7823 D000972 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Ahmed b. Yunus, ona Leys b. Sa'd, ona Eyyûb b. Musa -ya da Musa b. Eyyûb-, ona kendi kavminden bir adam, ona da Ukbe b. Âmir, hadisi önceki hadisle aynı manada rivayet etmiş, ancak hadise şu ilavede bulunmuştur: "Rasulullah (sav) rukû yaptığında, üç defa 'Sübhâne Rabbiye'l-azîm ve bi hamdihî (Büyük olan Rabbimi noksan sıfatlardan tenzih ederim ve O'na hamd ederim)' derdi. Secde yaptığında da üç defa 'Sübhane Rabbiye'l-a'la ve bi hamdihî (Yüce Rabbimi tesbih ve tenzih ederim ve O'na hamd ederim)' derdi." [Ebû Davud 'Hadisteki bu ziyadenin mahfuz (diğer rivayete göre daha sağlam) olmamasından korkuyorum' demiş, ayrıca Rabî ve Ahmed b. Yunus hadisini kastederek, bu iki hadisin senedindeki Mısırlı râvilerin rivayetlerinde tek kaldıklarını belirtmiştir.]


    Öneri Formu
6700 D000870 Ebu Davud, Salat, 146, 147

Bize İbrahim b. Hasan el-Mıssîsî, ona Haccâc, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Muhammed b. Aclân, ona Âmir b. Abdullah, ona da Abdullah b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), dua ettiğinde parmağı ile işaret eder ve parmağını hareket ettirmezdi." [İbn Cüreyc, bu hadisi Amr b. Dinar'dan, o Âmir'den, o da babasından şu ziyade ile nakletmiştir: 'Hz. Peygamber'i (sav), sol elini sol uyluğuna koymuş vaziyette dua ederken gördüm'.]


    Öneri Formu
7875 D000989 Ebu Davud, Salat, 180, 181

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya, ona İbn Aclân, ona Âmir b. Abdullah b. Zübeyr, ona da babası (Abdullah b. Zübeyr) bu hadisi rivayet edip, 'Gözü, işaretinden ayrılmazdı' ifadesini de zikretmiştir. [(Ebu Davud), Haccâc rivayetinin daha eksiksiz olduğunu belirtmiştir.]


    Öneri Formu
7876 D000990 Ebu Davud, Salat, 180, 181

Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Osman b. Abdurrahman, ona Büceyle oğullarından İsâm b. Kudâme, ona Mâlik b. Nümeyr el-Huzâî, ona da babası (Ebu Mâlik Nümeyr) şöyle rivayet etmiştir: "Nebi'nin (sav), (namazda otururken) sağ kolunu sağ uyluğuna koymuş vaziyette, işaret parmağını da biraz bükerek kaldırdığını gördüm."


    Öneri Formu
7877 D000991 Ebu Davud, Salat, 180, 181

Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide, ona da Husayn b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umâre b. Rüveybe, Bişr b. Mervan'ı cuma günü (minberde parmak aralarını açarak) dua ederken gördü. Bunun üzerine Umare 'Allah, o elleri kahretsin!' dedi. Bize Zâide, ona Husayn, ona da Umâre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) minberde (dua ederken) gördüm. Umâre, baş parmağını işaret parmağının yanında tutarak 'İşte şundan daha fazla parmaklarını açmıyordu' demiştir."


    Öneri Formu
8265 D001104 Ebu Davud, Salat, 222, 224

Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdurrahman b. İshak, ona Abdurrahman b. Muaviye, ona İbn Ebu Zübâb, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) ne minberinde ne de başka bir yerde ellerini (parmak aralarını) açarak dua ederken gördüm. Sehl, işaret parmağıyla baş ve orta parmağını birleştirerek 'Ancak işte sadece şöyle dua yaparken gördüm' demiştir."


    Öneri Formu
8287 D001105 Ebu Davud, Salat, 222, 224

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Ebu Ubeyde, ona babası, ona A'meş, ona Talha el-Eyâmî, ona Zer, ona Said b. Abdurrahman b. Ebzâ, ona babası, ona da Übey b. Ka'b şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) vitir namazında selam verdiğinde 'Her şeyin mutlak maliki ve her türlü kusurdan uzak olan (Allah'ı), bütün eksikliklerden tenzih ederim' derdi."


    Öneri Formu
9868 D001430 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 6

Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Vekî, ona A‘meş, ona Ubeyd b. Hasan, ona da İbn Ebu Evfâ şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) başını rükûdan kaldırdığında 'Semiallahu limen hamideh, Allahumme Rabbenâ leke’l-hamd, mil'e’s-semavâti ve mile’l-ardi ve mil'e ma şi’te min şey’in ba’dü: Allah (cc), kendisine hamd eden kulunun hamdini işitmektedir. Allah’ım, Rabbimiz! Gökler ve yer dolusu ve bundan sonra dilediğin her bir şeyin dolusu miktarınca hamd yalnız sanadır' duasını söylerdi."


    Öneri Formu
11025 İM000878 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 18