8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize İbrahim b. Hamza, ona İbn Ebu Hazim ve ed-Deraverdî, ona Yezid, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ne dersiniz? Birinizin kapısın önünden bir nehir aksa ve o kişi her gün beş defa bu nehirde yıkansa sizce üzerinde hiç kir kalır mı?" Sahabe "Hayır hiç kir kalmaz." deyince Rasulullah "İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah o namazlar sebebiyle günahları siler."
Bize İbrahim b. Hamza, ona İbn Ebu Hazim ve ed-Deraverdî, ona Yezid, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ne dersiniz? Birinizin kapısın önünden bir nehir aksa ve o kişi her gün beş defa bu nehirde yıkansa sizce üzerinde hiç kir kalır mı?" Sahabe "Hayır hiç kir kalmaz." deyince Rasulullah "İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah o namazlar sebebiyle günahları siler." buyurmuştur.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Âsım, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) iki alışveriş, iki giyiniş ve iki namazı yasakladı. O, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar namaz kılmayı, İştimâlu's-sammâ denilen, bir tek elbiseye bürünerek avret mahhalini açıkta bırakacak şekilde giyinmeyi, ihtibâ denilen giyinme şeklini, bir de münâbeze ve mülâmese denilen alışveriş şekillerini yasakladı."
Açıklama: "İştimâlu's-sammâ", "ihtibâ", "münâbeze" ve "mülâmese" kavramları için B005820 numaralı hadise bakabilirsiniz.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Ebu Bekir'in mevlası Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şayet insanlar ezan okumak ile ilk saftaki fazileti bilselerdi bunlara ulaşmak için kura çekmekten başka yol olmasaydı, mutlaka kura çekerlerdi. Namazı ilk vaktinde kılmanın faziletini bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa namaza giderlerdi."
Bize Zeyd b. Ahzem ve Abdurrahman b. Ömer, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi‘, ona İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Evlerinizi kabristana çevirmeyiniz."
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Ebu Zubeyd, ona da Husayn’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Umare b. Ruveybe, Bişr b. Mervan’ı minber üzerinde ellerini kaldırarak dua ettiğini görünce, “Allah, şu elleri kahretsin, ben Rasulullah’ı (sav) minberde gördüm; sadece işaret parmağıyla dua ediyordu” dedi."
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvâhid, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde veya iş yerinde (tek başına) kıldığı namazın sevabından yirmi beş kat daha fazladır. Çünkü o kimse güzelce abdest alıp yalnızca namaz kılmak amacıyla evinden çıkarsa mescide giderken attığı her bir adım sayesinde bir sevap kazanır ve bir günahı silinir. Namaza başladığında mescidden ayrılmadığı sürece melekler onun için 'Allahım bu kuluna yardımını lütfeyle, ona merhametinle muamele eyle.' diye dua ederler. Ayrıca sizden biriniz mescidde namaz kılmayı beklediği sürece namazdaymış gibi değerlendirilir."
Bize İsmail b. Mesud, ona Hâlid, ona Said, ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah, ona da Ebu Musa “Allah’ın Nebisi (sav) bize bir hutbe verdi. Bize sünnetimizi (yolumuzu) açıkladı, namazımızı öğretti ve şöyle buyurdu” diye rivayet etmiştir: "Namaz kıldığınız zaman saflarınızı dosdoğru tutun, sonra içinizden biri imam olsun. İmam tekbir getirdiği zaman siz de tekbir alın. İmam 'gayr'il-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediği zaman, siz de 'âmin' deyin, Allah duanızı kabul edecektir. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir alıp rükûa varın. Ancak imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediği zaman siz de 'Allahumme Rabbenâ lekel-hamd' deyiniz, Allah sizin duanızı işitir (kabul eder). Çünkü şüphesiz Allah, nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd edeni işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız, şüphesiz imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce kalkar. [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyatta ise sizin her birinizin ilk söyleyeceği söz 'Ettahiyyâtu, ettayyibâtu, es-selavâtu lillahi, selamun aleyke eyyuhen nebiyyu, ve rahmetullahi ve barekâtu, selamun aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedu en lâ ilahe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve rasuluh' olsun. İşte bunlar yedi kelime olup, namazın tahiyyatı budur."
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre; (T) Bize Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kamet getirildiğini duyduğunuzda ağır başlı ve sükûnet içinde namaza gidiniz, acele etmeyiniz. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılınız, kaçırdığınız kısmını da tamamlayınız."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb ile Ebu Seleme b. Abdurrahman, onalara da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Cemaatle kılınan namaz, sizden birinizin tek başına kıldığı namaza göre daha faziletlidir. Gece ve gündüzün melekleri sabah namazında bir araya gelirler." [Sonra Ebu Hureyre: Dilerseniz "Çünkü sabah namazı şahitli bir namazdır" (İsrâ, 17/78) âyetini okuyun, derdi.]