8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine İbn Uleyye, ona Züheyr, ona İbn Uleyye, ona Kasım b. Mihran, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Mescidin kıblesinde bir balgam gördü. İnsanlara dönerek; "nasıl olur da yüzünüzü Rabbinize çevirerek kıyama durduktan sonra önünüze doğru balgam çıkartırsınız? Sizden biriniz yüzüne dönülerek, yüzüne doğru balgam çıkartılmasından hoşlanır mı? Öyleyse balgam çıkartacak olursanız, sol ayağınızın altına balgam çıkartın. Eğer bunu yapma imkânınız yoksa şöyle yapın" buyurdu [Kasım bunun nasıl yapılacağını göstermek üzere elbisesine tükürdü ve sonra onu birbirine sürttü.]
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Abdulvâris; (T) Bize Yahya b. Yahya, ona Hüşeym; (T) Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, onlara el-Kasım b. Mihran, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre Nebi'den (sav) İbn Uleyye'nin hadisine yakın olarak hadisi rivayet etmiştir. Hüşeym'in rivayetinde şu fazlalık yer almıştır: Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) elbisesinin bir kısmını diğerini üzerine katlayışı hâlâ gözümün önündedir dedi.
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr, ona İbn Vehb, ona Hayve, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona Şeddâd b. el-Hâd'ın azadlısı Ebu Abdullah'ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre'yi ; Rasulullah'ı (sav); "her kim camide bir adamın kaybettiği malını ilan ederek aradığını işitirse, inşallah bulamazsın desin. Çünkü camiler bu maksatla inşa edilmemişlerdir" buyurmuşken işitmiştir.
Bize Züheyr b. Harb, ona el-Mukrî, ona Hayve, ona Ebu'l-Esved, ona da Şeddad'ın azadlısı Ebu Abdullah'ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre'yi şöyle derken işitmiştir: Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum... diyerek hadisi aynen rivayet etmiştir.
Bana Kuteybe b. Said, ona el-Fezârî, ona Ubeydullah b. Esam, ona Yezid b. el-Esam, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Yahudilerle, Hristiyanlara lanet etsin. Çünkü onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler"
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona el-Mu'temir, ona Ubeydullah(T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân, onlara Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre (Bu rivayet Kuteybe'ye aittir) fakir muhacirler Rasulullah'a (sav) gelerek 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler' dediler. Allah Rasulü "Bu Nasıl oldu?" buyurdu. Fakir muhacirler 'Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka verebiliyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat edebiliyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin kazandığınız gibi sevap kazanamayacağı bir şeyi size öğreteyim mi?" buyurdu. Onlar 'Elbette, ey Allah'ın Rasulü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz" buyurdu. Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra fakir muhacirlerin Rasulullah'a (sav) gelerek 'Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın lütfudur, onu dilediği kimseye verir." Bu hadisi Kuteybe'den başkaları Leys'ten, o İbn Aclân'dan, o da Sümeyy'den şu ziyadeyle nakletmektedir: Ben yakınlarımdan birine bu hadisi zikrettim. O da bana 'Sen yanıldın' dedi. 'O ancak otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber. dersin' dedi. Bunun üzerine ben Ebu Salih'e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: 'Allahu ekber, sübhanallah ve'l-hamdülillah, Allahu ekber subhanallah ve'l-hamdulillah, diye hepsini otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin' dedi. İbn Aclân dedi ki; Ben bu hadisi Recâ b. Hayve'ye rivayet ettim. O da bana aynısını, kendisine Ebu Salih'in, ona Ebu Hüreyre'nin, Rasulullah'dan (sav) naklettiğini söyledi.
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona el-Mu'temir, ona Ubeydullah(T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân, onlara Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre (Bu rivayet Kuteybe'ye aittir) fakir muhacirler Rasulullah'a (sav) gelerek 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler' dediler. Allah Rasulü "Bu Nasıl oldu?" buyurdu. Fakir muhacirler 'Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka verebiliyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat edebiliyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin kazandığınız gibi sevap kazanamayacağı bir şeyi size öğreteyim mi?" buyurdu. Onlar 'Elbette, ey Allah'ın Rasulü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz" buyurdu. Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra fakir muhacirlerin Rasulullah'a (sav) gelerek 'Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın lütfudur, onu dilediği kimseye verir." Bu hadisi Kuteybe'den başkaları Leys'ten, o İbn Aclân'dan, o da Sümeyy'den şu ziyadeyle nakletmektedir: Ben yakınlarımdan birine bu hadisi zikrettim. O da bana 'Sen yanıldın' dedi. 'O ancak otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber. dersin' dedi. Bunun üzerine ben Ebu Salih'e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: 'Allahu ekber, sübhanallah ve'l-hamdülillah, Allahu ekber subhanallah ve'l-hamdulillah, diye hepsini otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin' dedi. İbn Aclân dedi ki 'Ben bu hadisi Recâ b. Hayve'ye rivayet ettim. O da bana aynısını, kendisine Ebu Salih'in, ona Ebu Hüreyre'nin, Rasulullah'dan (sav) naklettiğini söyledi.
Bana Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona İbnü'l-Müseyyeb, ona Ebu Hureyre Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Herkim şu bitkiden yerse sakın bizim mescidimize yaklaşmasın ve sarımsak kokusu ile bize eziyet etmesin!"
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! Kabir azabından, ateş (cehennem) azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesih Deccal'in şerrinden sana sığınırım."
Bize Nasr b. Asım b. Ali el-Cehdamî, İbn Nümeyr, Ebu Küreyb ve Züheyr b. Harb, onlara Veki, ona el-Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Muhammed b. Ebu Aişe, ona da Ebu Hureyre; (T) (Bize el-Evzaî), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri son teşehhüdde (tahiyyâtı okuduktan sonra) dört şeyden Allah'a sığınıp şöyle dua etsin: Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve Mesih Deccâlın fitnesinin şerrinden sana sığınıyorum."