8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona da Cerir b. Abdullah şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) huzurunda oturduğumuz bir sırada dolunaya baktı ve 'Sizler bu dolunayı gördüğünüz gibi Rabbinizi apaçık göreceksiniz. Onu görmek için birbirinizin üstüne yığılmak, birbirinizi sıkıştırmak ihtiyacını duymayacaksınız. Bu sebeple gücünüz yettiğince güneş doğmadan önce (sabah namazını) ve güneş batmadan önce (ikindi namazını) kılmayı ihmal etmeyin' buyurdu, sonra 'Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et' [Taha 20/130] ayetini okudu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne -Amr hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesenâ Süfyan b. Uyeyne (Bize Süfyan b. Uyeyne rivayet etti' demiştir-, ona Zührî, ona da Urve, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mümin hanımlar sabah namazını Nebi (sav) ile kılarlardı. Sonra örtülerine bürünmüş olarak (evlerine) dönerlerdi. (Karanlıktan dolayı) Onları kimse tanıyamazdı."
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Urve b. ez-Zübeyr, Nebi'nin (sav) hanımı Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mümin kadınlardan bazıları sabah namazını Rasulullah (sav) ile kılmak üzere örtülerine bürünmüş olarak gelirler, sonra da (namaz bitince) evlerine geri dönerlerdi. Rasulullah (sav) namazı karanlıkta kıldığından dolayı kimse onları tanımazdı."
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî ve İshak b. Musa el-Ensarî, o ikisine Ma'n, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdığında, kadınlar örtülerine bürünmüş halde geri dönerlerdi. Hava hâlâ alacakaranlık (aydınlanmamış) olduğu için kimse onları tanımazdı." Ensarî rivayetinde: ('Müteleffiât (Örtülerine bürünmüş oldukları halde) lafzı yerine) "müteleffifât (sarılıp sarmalanmış)" kelimesini kullanmıştır.
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz el-Anberî), ona Şu'be, ona da Sa'd'ın rivayet ettiğine göre, Muhammed b. Amr b. el-Hasan b. Ali şöyle demiştir: Haccac namazları geciktirirdi. Bizler de (namaz vakitlerini) Cabir b. Abdullah'a sorduk... Ravi, hadisin devamı olarak Gunder'in rivayetinin aynısını nakletmiştir. ["... Rasulullah (sav) öğle namazını sıcağın en şiddetli olduğu vakitte, ikindi namazını güneş hâlâ parlak iken, akşam namazını güneş battığında (hemen) kılardı. Yatsı namazını ise, bazen geciktirir, kimi zaman ise erken kıldırırdı. Cemaatin toplandığını görürse erken kıldırır, henüz toplanmadıklarını görürse geciktirirdi. Sabah namazını, onlar –ya da Nebi (sav) - alacakaranlıkta kılar(lar)dı."]
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın rivayet ettiğine göre, Ebu Hureyre şöyle demiştir: "'Vallahi, Sizlere Peygamber'in namazına yakın bir namaz kıldıracağım'. dedi. Ebu Hureyre öğle, yatsı ve sabah namazlarında kunut yapar, müminlere dua eder, kâfirlere de lanet okurdu."
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Bi'r-i Maûne olayında bulunanları (kurraları) öldürenlere otuz sabah (sabah namazında) beddua etti. Ri'l, Zekvân, Lihyân ve Allah'a ve Rasulüne isyan eden Usayye kabilelerine beddua etti." Enes şöyle demiştir: "Bi'r-i Maûne'de öldürülen sahabe hakkında Allah (ac), Kur'an (ayeti) indirdi. Biz, onu daha sonra nesh edilinceye kadar okurduk. Ayet şöyleydi: 'Kabilemize haber verin; biz Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu; biz de ondan razı olduk'."
Bize Amr en-Nakıd, ona Esved b. Âmir, ona Şu'be, ona da Katade, Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav) bir ay boyunca kunut yaptı; Ri'l, Zekvân ve Allah'a ile Rasulü'ne isyan eden Usayya kabilelerine lanet okudu."
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî, ona İbn Vehb, ona Leys, ona İmran b. Ebu Enes, ona Hanzala b. Ali, ona da Hufâf b. Îmâ el-Ğifarî, Rasulullah'ın (sav) namazda iken şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah'ım, Lihyân oğullarına, Ri'l'e, Zekvân'a, Allah'a ve Rasulüne isyan eden Usayye'ye lanet et. Ğifar oğullarının, Allah günahlarını bağışlasın, Eslem'e de Allah esenlik versin"
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İbn Eyyüb, ona İsmail, ona Muhammed –b. Amr-, ona Halid b. Abdullah b. Harmele, ona da Haris b. Hufâf, Hufâf b. Îmâ'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) rükûdan başını kaldırdı ve: 'Ğifar kabilesine Allah mağfiret buyursun. Eslem kabilesine Allah selamet versin. Usayya kabilesi, Allah'a ve Rasulü'ne âsi olmuştur. Allah'ım, Lihyân oğullarına lanet et, Ri'l ve Zekvân'a lanet et' buyurdu, sonra da secdeye vardı." Hufâf: 'Kâfirlere lanet okuma (kunut yapma), bu olay sebebiyle ortaya çıktı.' demiştir.