Giriş

Bize Abdussamed, ona Hüseyin el-Muallim, ona Yahya, ona Abdurrahman b. Amr, ona el-Muttalib b. Abdullah b. Hanteb el-Mahzumî, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Allah'ın kitabında helal olarak gördüğüm bir şeyden dolayı ona ateş temas ettiğinden (ateşte piştiğinden) dolayı abdest mi alacağım? Bunun üzerine Ebu Hureyre iki eliyle taşları avuçladı ve bu taşlar sayısında şehadet ederim ki Rasulullah (sav) "Ateşte pişen şeylerden dolayı abdest alınız", dedi.


Açıklama: İsnad inkıta'dan dolayı zayıftır. Muttalib b. Abdillah b. Hantab, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir.

    Öneri Formu
51721 HM010860 İbn Hanbel, II, 529

Bize Hasan b. Ebu Zeyd el-Kûfî, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Yezid b. Husayfe, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah şöyle buyurmuştur: “Mescitte bir şey alıp satan birini gördüğünüz vakit ona 'Allah ticaretine kâr vermesin', deyiniz. Yitirdiği malını mescidde bağıra çağıra arayan bir kimse görürseniz: 'İnşallah bulamazsın', deyiniz.”


    Öneri Formu
40179 DM001441 Darimi, Salat, 118

Bize Ebû Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Her kim güzelce abdest alır sonra da Cuma namazına gider, (ön tarafa) yaklaşır, susar ve (hutbeyi) dinlerse, o günle gelecek cuma arasında ve bu (bir haftaya) üç gün daha ilave edilerek işlediği (küçük) günahları bağışlanır. Camide çakıl taşlarını elleyen de lağiv (gereksiz şeylerle uğraşmış) yapmış olur."


    Öneri Formu
104508 MŞ005065 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavat, 324

Bize Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayetine gör Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İmam 'Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediği zaman, onun arkasında ona uyan cemaat 'âmin' der ve 'âmin' deyişleri semadakilerin deyişine denk düşerse, kulun geçmiş günahları bağışlanır."


Açıklama: Hadis sahih, isnadı hasendir.

    Öneri Formu
39969 DM001281 Darimi, Salat, 38

Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günü olup Adem, o günde yaratılmış, o günde cennete konmuş ve o günde oradan indirilmiştir. O günde öyle bir saat vardır ki, Müslüman bir kul o vakitte namaz kılar halde Allah’tan bir şey isterse, Allah ona mutlaka verir." "Ebu Hureyre der ki: Abdullah b. Selâm ile karşılaşıp ona bu hadisi söyledim, bana 'ben bu saati biliyorum' dedi. Ben 'Bana onu haber ver, bana cimrilik etme' dedim. Abdullah da 'O saat, ikindiden güneşin batışına kadarki süredir' dedi. Ben 'nasıl ikindiden sonra olabilir? Hâlbuki Rasulullah (sav), 'Müslüman bir kul namaz kılarken o denk geldiğinde' buyurmuştur. (İkindiden sonraki) bu vakitte ise namaz kılınmaz' dedim. Abdullah b. Selam 'Hz. Peygamber (sav), 'Kim namaz kılar da kıldığı yerden ayrılmadan, oturduğu yerde diğer namazı beklerse, o kimse namaz da imiş gibi sayılır' buyurmadı mı?' dedi. Ben 'Evet (buyurdu)' dedim. O da 'İşte o saat budur' dedi." [Ebu İsa der ki: Bu hadiste uzun bir kıssa anlatılmıştır. ] [Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Hadisteki 'وَلاَ تَضْنَنْ' ifadesi, 'cimrilik etme' demektedir. '(الضَّنُّ), 'cimrilik' ve 'الظَّنِينُ ' ise suçlanan, itham edilen' demektir.]


    Öneri Formu
12385 T000491 Tirmizi, Cum'a, 2

Bize Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah, ona Ali b. Yahya b. Hallâd, ona babası (Yahya b. Hallâd), ona amcası Rifâa b. Râfi - ki Rifâa ve kardeşi Malik Bedir ashabındandır- şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Rasulullah’ın (sav) etrafında oturmakta iken yahut da Rasulullah (sav) oturmuş biz de etrafında bulunuyorken [–ifadede şüpheye düşen ravi Hemmam’dır-] bir adam içeri giriverdi, kıbleye dönerek namaz kıldı. Namazını bitirdikten sonra gelip Rasulullah’a (sav) ve yanında bulunanlara selam verdi. Rasulullah (sav) 'Ve aleyke’s-selam, geri dön namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Adam geri döndü ve namaz kıldı. Bizler de onun namazını gözlemeye başladık. Namazının neresini kusurlu gördüğünü bilmiyorduk. Adam namazını bitirince yine geldi, Rasulullah (sav) ve yanında bulunanlara selam verdi. Nebi (sav) ona tekrar 'Ve aleyke’s-selam, geri dön namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Hemmâm der ki: Bunu ona iki defa mı, yoksa üç defa mı yapmasını emretti, bilemiyorum. Adam 'Elimden geleni yaptım. Namazımın neresini kusurlu bulduğunu bilemiyorum' dedi. Rasulullah (sav) 'Herhangi birinizin, namazı Aziz ve Celil Allah’ın kendisine emrettiği gibi iyice abdest almadığı sürece tamam olmaz. Bunun için yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkar, başını mesh eder, topuklarına kadar da ayaklarını (yıkar), sonra Allahu Ekber der ve Fatiha'yı, ardından Kur’ân’ı Kerim’den, Aziz ve Celil Allah’ın izin verdiği kadarıyla (bir zamm-ı süre) okur, sonra Allahu Ekber deyip rükûa varır. Bu arada avuçlarını dizlerinin üzerine koyar. Ta ki eklemleri yerli yerine oturup gevşeyinceye kadar böyle yapar ve 'Semiallahu limen hamideh' diyerek belini iyice doğrultup her bir kemik yerli yerine oturuncaya kadar doğrulur sonra Allahu Ekber diyerek secdeye varır, secdede yüzünü yere iyice koyar. [Hemmam der ki: Hz. Peygamber (sav) Belki de] Eklemleri yerli yerince oturuncaya ve gevşeyinceye kadar alnını yere koyar [ da demiştir.] Sonra tekbir alır ve belini de dümdüz tutarak, makatı üzerinde oturur' diyerek namazı bu şekilde dört rekâtı ile sonuna kadar anlattı, sonra da 'İşte bunları böylece yapmadıkça hiçbirinizin namazı tamam olmaz' buyurdu."


    Öneri Formu
40056 DM001368 Darimi, Salat, 78

Bize Nasr b. Ali, ona Abdül‘alâ, ona Ma‘mer, ona ez-Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu: "İmam 'Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediği zaman, siz de 'âmin' deyiniz. Çünkü melekler de 'âmin' der, imam da 'âmin' der. Kimin 'âmin' demesi meleklerin 'âmin' demesine denk gelirse, onun geçmiş günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
39970 DM001282 Darimi, Salat, 38

Bize Haşim b. Kasım, ona Şu‘be, ona Muhammed b. Ziyad’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Hüreyre’yi şöyle derken dinledim: Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Biriniz imamdan önce başını (secdeden) kaldırdığında, Allah’ın, başını (veya görünüşünü) eşeğin başına (veya görünüşüne) döndürmesinden hiç mi korkmuyor?”


    Öneri Formu
40043 DM001355 Darimi, Salat, 72

Bize Nasr b. Ali, ona Abdül‘alâ, ona Ma‘mer, ona ez-Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu: "İmam 'Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediği zaman, siz de 'âmin' deyiniz. Çünkü melekler de 'âmin' der, imam da 'âmin' der. Kimin 'âmin' demesi meleklerin 'âmin' demesine denk gelirse, onun geçmiş günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
273288 DM001282-2 Darimi, Salat, 38

Bize Yezid b. Halid b. Mevheb el-Hemdanî ve Kuteybe b. Said, onlara Leys, ona İbn Şihab, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sıcaklık şiddetlendiğinde (öğle) namazını serinliğe bırakın -hadisin ravilerinden İbn Mevheb, (ani's-salât şeklinde değil de) bi's-salât şeklinde rivayet etmiştir-; zira sıcaklığın şiddeti cehennemin ateşinin yayılıp yükselmesindendir."


    Öneri Formu
288878 D000402-4 Ebu Davud, Salat, 4