8054 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Ebû Muâviye, ona el-A’meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim abdestini güzelce alır, sonra cuma namazına gelip imama yakın durur ve susup (hutbeyi) dinlerse, o Cuma ile diğer Cuma arasındaki hataları üç gün ziyadesiyle birlikte bağışlanır. O sırada yerdeki çakılları düzeltmekle meşgul olan da faydasız boş bir iş yapmış olur."
Bize Hişam b. Ammar ve Sehl b. Ebu Sehl, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü caminin bütün kapılarında melekler hazır bulunur. Bunlar (camiye gelen) insanları, ilk gelen kişiyi birinci diye, ilk geliş sırasına göre kayıt altına alırlar. İmam (minbere) çıkınca defterlerini toplarlar ve hutbeyi dinlemeye başlarlar. Namaza erken gelen kişi deve kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise bir inek kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise koyun kurban etmiş gibidir." Hz. Peygamber tavuk ve yumurtayı sayana kadar (sevapları) sıraladı. Sehl rivayetinde şunu ekledi: Ondan sonra gelen ise sadece namaz için gelmiştir ve sadece namazın sevabını alır.
Bize Hişam b. Ammar ve Sehl b. Ebu Sehl, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü caminin bütün kapılarında melekler hazır bulunur. Bunlar (camiye gelen) insanları, ilk gelen kişiyi birinci diye, ilk geliş sırasına göre kayıt altına alırlar. İmam (minbere) çıkınca defterlerini toplarlar ve hutbeyi dinlemeye başlarlar. Namaza erken gelen kişi deve kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise bir inek kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise koyun kurban etmiş gibidir." Hz. Peygamber tavuk ve yumurtayı sayana kadar (sevapları) sıraladı. Sehl rivayetinde şunu ekledi: Ondan sonra gelen ise sadece namaz için gelmiştir ve sadece namazın sevabını alır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Safvân b. İsa, ona Bişr b. Râfi, ona da Ebu Hureyre’nin amcasının oğlu Ebu Abdullah, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İnsanlar âmin demeyi terk ettiler. Halbuki Rasulullah (sav) (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil) ayetini okuduğunda, birinci saftakilerin işiteceği şekilde 'âmin' der, cemaatin de âmin demesi ile mescit adeta sarsılırdı."
Bize Bekr b. Halef ve Cemil b. Hasen, onlara Abdüla'lâ, ona Ma'mer rivayet etmiştir;(T) Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî ve Haşim b. Kasım el-Harranî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, onların hepsine Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan (imam) 'âmin' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelen bir kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Bekr b. Halef ve Cemil b. Hasen, onlara Abdüla'lâ, ona Ma'mer rivayet etmiştir;(T) Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî ve Haşim b. Kasım el-Harranî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, onların hepsine Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan (imam) 'âmin' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelen bir kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Bekr b. Halef ve Cemil b. Hasen, onlara Abdüla'lâ, ona Ma'mer rivayet etmiştir;(T) Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî ve Haşim b. Kasım el-Harranî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, onların hepsine Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan (imam) 'âmin' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelen bir kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Bekr b. Halef ve Cemil b. Hasen, onlara Abdüla'lâ, ona Ma'mer rivayet etmiştir;(T) Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî ve Haşim b. Kasım el-Harranî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, onların hepsine Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan (imam) 'âmin' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelen bir kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Bekr b. Halef ve Cemil b. Hasen, onlara Abdüla'lâ, ona Ma'mer rivayet etmiştir;(T) Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî ve Haşim b. Kasım el-Harranî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, onların hepsine Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan (imam) 'âmin' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelen bir kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Bekr b. Halef ve Cemil b. Hasen, onlara Abdüla'lâ, ona Ma'mer rivayet etmiştir;(T) Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî ve Haşim b. Kasım el-Harranî, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, onların hepsine Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan (imam) 'âmin' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelen bir kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır."