8039 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona da Cerir b. Abdullah şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) huzurunda oturduğumuz bir sırada dolunaya baktı ve 'Sizler bu dolunayı gördüğünüz gibi Rabbinizi apaçık göreceksiniz. Onu görmek için birbirinizin üstüne yığılmak, birbirinizi sıkıştırmak ihtiyacını duymayacaksınız. Bu sebeple gücünüz yettiğince güneş doğmadan önce (sabah namazını) ve güneş batmadan önce (ikindi namazını) kılmayı ihmal etmeyin' buyurdu, sonra 'Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et' [Taha 20/130] ayetini okudu."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın rivayet ettiğine göre, Ebu Hureyre şöyle demiştir: "'Vallahi, Sizlere Peygamber'in namazına yakın bir namaz kıldıracağım'. dedi. Ebu Hureyre öğle, yatsı ve sabah namazlarında kunut yapar, müminlere dua eder, kâfirlere de lanet okurdu."
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Bi'r-i Maûne olayında bulunanları (kurraları) öldürenlere otuz sabah (sabah namazında) beddua etti. Ri'l, Zekvân, Lihyân ve Allah'a ve Rasulüne isyan eden Usayye kabilelerine beddua etti." Enes şöyle demiştir: "Bi'r-i Maûne'de öldürülen sahabe hakkında Allah (ac), Kur'an (ayeti) indirdi. Biz, onu daha sonra nesh edilinceye kadar okurduk. Ayet şöyleydi: 'Kabilemize haber verin; biz Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu; biz de ondan razı olduk'."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdurrahman, ona Hişam, ona da Katade, Enes'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca kunut yaparak, Arap kabilelerinden bazılarına beddua etti, (bir zaman) sonra böyle yapmayı bıraktı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdulvehhab, ona da Eyyub, Muhammed’in (b. Sîrîn) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Enes b. Malik’e kunutu sordum. "Rasulullah (sav) rükûdan sonra kunut yaptı." cevabını verdi.
Bize Ahmed b. Menî', ona da Yezid b. Harun, Ebu Malik el-Eşca'î'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Babama (Tarık b. Eşyem el-Eşca'î): 'Babacığım! Sen Rasulullah (sav)'ın, Ebu Bekir'in, Ömer'in, Osman'ın ve işte burada; Kûfe'de Ali b. Ebu Tâlib'in arkasında beş sene kadar namaz kıldın. Onlar kunut yaparlar mıydı?' diye sordum. Babam: Ey oğul! Bu bidattir.' cevabını verdi. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: 'Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinin (âlimlerin) büyük çoğunluğunun ameil bu hadise göredir. Süfyân es-Sevrî: 'Sabah namazında kunut yapılırsa güzeldir. Yapılmazsa bu da güzel olur' demiştir. (Bununla birlikte) O, kunut yapılmamasını tercih etmiştir. İbnü'l-Mübâre,ksabah namazında kunut yapmayı uygun görmemiştir.' Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: 'Ebu Mâlik el-Eşce'î'nin adı, Sa'd b. Târık b. Üşeym'dir.']
Bana Yahya, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Amre bt. Abdurrahman, Nebi’nin zevcesi Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdığında, kadınlar örtülerine bürünmüş halde geri dönerlerdi. Hava hâlâ alacakaranlık (aydınlanmamış) olduğu için kimse onları tanımazdı."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona el-Evzâ'î, ona Zührî, ona da Urve, Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi’nin (sav) hanımları sabah namazını onunla birlikte (mescitte) kılarlar, sonra da (karanlıktan dolayı) tanınmaları mümkün olmadan, örtülerine bürünmüş olarak (evlerine) dönerlerdi.
Bize Yahya b. Hassan, ona İbrahim b. Sa'd, ona ez-Zührî, ona da İbnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme b. Abdurrahman, Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Rasûlullah (sav) bir kimseye beddua etmek yahut hayır duada bulunmak istediğinde rukû'dan sonra kunut yapardı. (Rukûdan kalkınca) 'semiallahu limen hamideh, rabbenâ leke'l-hamd (Allah, kendisine hamd edenleri işitir, Ey Rabbimiz bütün hamdler sanadır)' der ve peşinden şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Velîd b.Velîd'i, Seleme b. Hişam'ı, Ayyaş b. Ebu Rebîa'yı ve mustaz'af (ezilen, hor görülen) müminleri kurtar. Allah'ım, Mudar kabilesi üzerindeki baskını şiddetlendir. Allah'ım, onların (bu) yıllarını Yusuf’un (as) yılları gibi (kıtlık) gibi yap." Bu duayı açıktan (sesli) okurdu. Bazı sabah namazlarında ise, Arap kabilelerinden ikisine yönelik olarak: "Allah'ım, falana ve falana lanet et!" diye beddua ederdi. Bunun üzerine Allah teâlâ; "(Resulüm!) Bu işte senin yapacağın bir şey yok. Allah ya onların tövbelerini kabul eder veya onları cezalandırır. Çünkü onlar zalimlerdir." [Âl-i İmrân, 3/128](mealindeki) âyeti indirmiştir.
Bize Ebu Numan, ona da Sabit b. Yezid, Âsım’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Enes b. Malik'e kunut hakkında soru sordum. 'Rukûdan önce (yapılır).' cevabını verdi. Ben: 'Falan kimse senin (kunutun) rukûdan sonra yapıldığını söylediğini iddia ediyor (buna ne dersin?)' deyince, Enes: 'O hata ediyor' dedi ve ardından şu açıklamayı yaptı: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra Süleym oğullarına bağlı bazı kabilelere kunut yaptı."