8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Umeyye b. Bistam, ona Yezid b. Zurey', ona Ravh b. Kasım, ona İsmail b. Umeyye, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfi, ona Ebu Mabed, ona İbn Abbas’ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Muaz’ı (ra) Yemen’e gönderdiği vakit ona şöyle buyurdu: "Sen kitap ehli bir kavmin yanına gideceksin. Kendilerini ilk davet ettiğin şey Allah’a ibadet etmek olsun. Onlar Allah’ı bilip tanırlarsa bu sefer onlara Allah’ın kendilerine bir gün ve gecede beş vakit namazı farz kılmış olduğunu bildir. Bunu yapacak olurlarsa, onlara Allah’ın kendilerine, mallarından alınıp aralarındaki fakirlere verilmek üzere, bir zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul ederek itaat ederlerse, sen de (zekâtı) onlardan al ve insanların mallarının değerlilerini almaktan da sakın."
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Eğer insanlar ezanda ve ilk safta bulunan sevabı bilselerdi, sonra da bunu elde etmenin başka bir yolu kalmayıp yalnızca kura ile paylaşmak gerekseydi, mutlaka kura çekerek o fazileti elde etmeye çalışırlardı. Eğer (insanlar) erken vakitte camiye gitmenin (tehcirin) faziletini bilselerdi, onun için birbirleriyle yarışırlardı. Eğer yatsı ve sabah namazlarında olan sevabı bilselerdi, emekleyerek dahi olsa o namazlara gelirlerdi."
Bize Heddâb b. Halid el-Ezdî, ona Hemmâm b. Yahya, ona Ebu Cemre ed-Dubaî, ona Ebu Bekir, ona babası (Ebu Musa el-Eş'arî) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İki serin vaktin namazını kılan bir kimse cennete girer."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: مَنْ صَلَّى الْبَرْدَيْنِ دَخَلَ الْجَنَّةَ
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona Ebu Bekir'in mevlası Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şayet insanlar ezan okumak ile ilk saftaki fazileti bilselerdi bunlara ulaşmak için kura çekmekten başka yol olmasaydı, mutlaka kura çekerlerdi. Namazı ilk vaktinde kılmanın faziletini bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa namaza giderlerdi."
Bize Haccâc, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizlerle senin arana (sana ulaşmamıza) Mudar kafirleri engel olmaktadır. Bundan dolayı bizler sana ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımızı da davet edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. O şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi –eliyle şu şekilde gösterdi-, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini vermeyi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)" Süleyman ve Ebu Numan, Hammâd'dan rivayetlerinde: "Allah'a iman demek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir." demişlerdir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Muharrmî -lafız, Muhammed'e aittir- onlara Veki, ona İbrahim b. Tahman, ona Ebu Cemre, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Medine'de Rasulullah'ın (sav) mescidinde kılınan Cuma namazından sonra İslam'da kılınan ilk Cuma namazı, Bayreyn şehirlerinden biri (olan) Cüvâsâ'da kılınan Cuma namazıdır. (Hocam) Osman, Abdülkays oğullarının şehirlerinden biri demiştir."
Bize Malik, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın mevlası Sümey, ona Ebu Salih es-Semman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şayet insanlar ezan okumak ile ilk saftaki fazileti bilselerdi bunlara ulaşmak için kura çekmekten başka yol olmasaydı, mutlaka kura çekerlerdi. Namazı ilk vaktinde kılmanın faziletini bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa namaza giderlerdi."
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona Abdurrahman b. Abdülkârî’nin rivayet ettiğine göre o, Ömer b. el-Hattâb’ı minber üzerinde insanlara teşehhüd getirmeyi öğretirken, şunları söylediğini dinlediğini söylemiştir: "(Teşehhüde oturduğunuz vakit): Ettehiyyâtu lillâhi ez-zâkiyâtu lillâhi, et-tayyibâtu es-selavâtu lillâhi es-selamu aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuh esselamu aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedu en lâ ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve Rasuluh" "Bütün güzel övgüler, tertemiz niyazlar, pek hoş ibadetler, her türlü dua ve niyaz yalnız Allah’adır, selam sana olsun ey Nebi, Allah’ın rahmeti ve bereketleri de. Selam bizlere ve Allah’ın salih kullarına olsun. Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına da şahitlik ederim, Muhammed’in onun kulu ve Rasulü olduğuna da şahitlik ederim."
Bize Haccâc, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizlerle senin arana (sana ulaşmamıza) Mudar kafirleri engel olmaktadır. Bundan dolayı bizler sana ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımızı da davet edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. O şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi –eliyle şu şekilde gösterdi-, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini vermeyi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)" Süleyman ve Ebu Numan, Hammâd'dan rivayetlerinde: "Allah'a iman demek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir." demişlerdir.
Bize Haccâc, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizlerle sizin aranızda sana ulaşmamıza engel olan Mudar kafirleri var. Bundan dolayı bizler sana ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımızı da davet edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. O şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi –eliyle de şu şekilde gösterdi-, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini vermenizi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)" Süleyman ve Ebu Numan, Hammâd'dan rivayetlerinde: "Allah'a iman demek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir." demişlerdir.