8186 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Ukbe b. Mükrem el-Ammi, o ikisine İbn Ebu Adî, ona Hüseyin ona da Abdullah b. Büreyde'nin rivayet ettiğine göre Semüra b. Cündeb şöyle dedi: "Hz. Peygamber (sav) döneminde ben bir çocuktum. Ondan bir şeyler ezberliyordum, (şimdi) beni bir şeyler söylemekten alıkoyan tek husus ise buralarda benden daha yaşlı kimselerin bulunmasıdır. Ben Hz. Peygamber'in (sav) arkasında, lohusayken vefat etmiş bir kadının cenaze namazını kıldım. Hz. Peygamber (sav) namazda kadının tam ortası hizasına gelecek şekilde durdu." [İbnü'l-Müsenna'nın rivayetinde (Hüseyin), Abdullah b. Büreyde'den haddesenâ lafzı ile nakilde bulunmaktadır (ve metin şu şekildedir): Hz. Peygamber (sav), kadın için namaza ve kadının ortası hizasına gelecek şekilde durdu.]
Bize Avn b. Sellam el-Kûfî, ona Züheyr, ona Simak, ona da Cabir b. Semura'dan rivayet edildiğine göre; "Hz. Peygamber'e (sav) kendini okuyla öldüren bir adam getirdiler de onun cenaze namazını kılmadı."
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Bir Arap kabilesinin, azat ettiği ama kendileri ile beraber kalan, siyah bir cariye şunları anlattı: Hane halkından bir kız çocuğu, üzerinde ince tellerden yapılmış, kırmızı altından bir kemer bulunduğu halde dışarı çıktı. Kız kemerini ya yere koydu ya da düşürdü. O sırada, oradan geçen bir çaylak, onu et zannederek kapıp götürdü. Onu aramaya koyuldular, fakat bulamadılar. Bu sefer, beni onu almakla itham ettiler. Râvî der ki: Onu aramaya başladılar hatta onun fercini dahi araştırdılar. Cariye der ki: Vallahi, ben onlarla birlikte ayakta iken çaylak gelip onu bırakıverdi, o da aralarına düştü. Ben de onlara “işte sizin beni almakla itham ettiğiniz şey bu, siz böyle iddia ettiniz, hâlbuki ben bundan uzağım. İşte sizin bu aradığınız” dedim. (Aişe) der ki: O kadın, Rasulullah’a (sav) gelip Müslüman oldu. Bu kadının mescitte bir çadırı yahut da küçük bir odası vardı. Zaman zaman yanıma gelir, yanımda konuşup sohbet ederdi. Yanımda kaç kere oturduysa mutlaka “O kemer günü, Rabbimizin acayip takdirlerindendir. Şüphesiz ki O, küfür beldesinden beni kurtardı” derdi. Ben de ona “neden benimle oturduğun her seferinde mutlaka bu sözü söylüyorsun” dedim. Bunun üzerine o kadın bana bu olayı anlattı."
Bize Hafs b. Ömer, ona Hişam, ona Katade, ona Ebu Âliye, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Başta Ömer olmak üzere, dininden ve doğruluklarından razı olduğum, bazı adamların bana rivayet ettiğine göre Nebi (sav) sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar, namaz kılmayı yasaklamıştır. Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu‘be, ona Katade’nin rivayetine göre o şöyle demiştir: Ben Ebu Âliye’yi, İbn Abbas’ın “bunu bana birçok kimse rivayet etti” dediğini naklederken dinledim.
Bize Hafs b. Ömer, ona Hişam, ona Katade, ona Ebu Âliye, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Başta Ömer olmak üzere, dininden ve doğruluklarından razı olduğum, bazı adamların bana rivayet ettiğine göre Nebi (sav) sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar, namaz kılmayı yasaklamıştır. Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu‘be, ona Katade’nin rivayetine göre o şöyle demiştir: Ben Ebu Âliye’yi, İbn Abbas’ın “bunu bana birçok kimse rivayet etti” dediğini naklederken dinledim.