8054 Kayıt Bulundu.
Bize Abdussamed, ona Hüseyin el-Muallim, ona Yahya, ona Abdurrahman b. Amr, ona el-Muttalib b. Abdullah b. Hanteb el-Mahzumî, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Allah'ın kitabında helal olarak gördüğüm bir şeyden dolayı ona ateş temas ettiğinden (ateşte piştiğinden) dolayı abdest mi alacağım? Bunun üzerine Ebu Hureyre iki eliyle taşları avuçladı ve bu taşlar sayısında şehadet ederim ki Rasulullah (sav) "Ateşte pişen şeylerden dolayı abdest alınız", dedi.
Açıklama: İsnad inkıta'dan dolayı zayıftır. Muttalib b. Abdillah b. Hantab, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir.
Bize İbn Nümeyr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) Bilâl'e (ra) şöyle söylediğini rivâyet etti: "Ya Bilâl! İslâm'da sana fayda vereceğini en çok ümit ettiğin amelini söyle bana. Çünkü bven bu gece cennette senin ayak seslerini kendi önümde duydum." Bilâl dedi ki: "İslâm'da bana fayda vereceğini en çok ümit ettiğim amelim şudur: Ben gece ve gündüz tam olarak temizlenip abdest alırım, sonra bu abdestle Allah'ın benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Bize Ebû Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Her kim güzelce abdest alır sonra da Cuma namazına gider, (ön tarafa) yaklaşır, susar ve (hutbeyi) dinlerse, o günle gelecek cuma arasında ve bu (bir haftaya) üç gün daha ilave edilerek işlediği (küçük) günahları bağışlanır. Camide çakıl taşlarını elleyen de lağiv (gereksiz şeylerle uğraşmış) yapmış olur."
Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günü olup Adem, o günde yaratılmış, o günde cennete konmuş ve o günde oradan indirilmiştir. O günde öyle bir saat vardır ki, Müslüman bir kul o vakitte namaz kılar halde Allah’tan bir şey isterse, Allah ona mutlaka verir." "Ebu Hureyre der ki: Abdullah b. Selâm ile karşılaşıp ona bu hadisi söyledim, bana 'ben bu saati biliyorum' dedi. Ben 'Bana onu haber ver, bana cimrilik etme' dedim. Abdullah da 'O saat, ikindiden güneşin batışına kadarki süredir' dedi. Ben 'nasıl ikindiden sonra olabilir? Hâlbuki Rasulullah (sav), 'Müslüman bir kul namaz kılarken o denk geldiğinde' buyurmuştur. (İkindiden sonraki) bu vakitte ise namaz kılınmaz' dedim. Abdullah b. Selam 'Hz. Peygamber (sav), 'Kim namaz kılar da kıldığı yerden ayrılmadan, oturduğu yerde diğer namazı beklerse, o kimse namaz da imiş gibi sayılır' buyurmadı mı?' dedi. Ben 'Evet (buyurdu)' dedim. O da 'İşte o saat budur' dedi." [Ebu İsa der ki: Bu hadiste uzun bir kıssa anlatılmıştır. ] [Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Hadisteki 'وَلاَ تَضْنَنْ' ifadesi, 'cimrilik etme' demektedir. '(الضَّنُّ), 'cimrilik' ve 'الظَّنِينُ ' ise suçlanan, itham edilen' demektir.]