8186 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Velid et-Tayalisî ve Haccac b. Minhal, onlara Hemmam, ona Amir b. Abdülvahid el-Ahvel, ona Mekhul , ona İbn Muhayriz, ona da Ebu Mahzûre şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Ebu Mahzûre'ye ezanı on dokuz, kameti ise on yedi kelime olarak öğretmiştir.
Bize Ebu Velid et-Tayalisî ve Haccac b. Minhal, onlara Hemmam, ona Amir b. Abdülvahid el-Ahvel, ona Mekhul, ona İbn Muhayriz, ona da Ebu Mahzure rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) Ebu Mahzure'ye ezanı on dokuz, kameti ise on yedi kelime olarak öğretmiştir.
Bize Hasan b. Ali, ona Affan, Said b. Amir ve Haccac, onlara Hemmâm, ona Amir el-Ahvel, ona Mekhul, ona İbn Muhayriz, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygmaber (sav), Ebu Mahzûre'ye ezanı on dokuz, kameti ise on yedi cümle olarak öğretmiştir. Ezan şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber. Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah. Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh. Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh. Allâhu ekber, Allâhu ekber. Lâ ilâhe illallâh." Kamet ise şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber. Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah. Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh. Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh. Kad kâmeti's-salah, Kad kâmeti's-salah. Allâhu ekber, Allâhu ekber. Lâ ilâhe illallâh." Hemmâm b. Yahya'nın kitabında, Ebu Mahzûre'den gelen rivayet bu şekildedir.
Bize Hasan b. Ali, ona Affan, Said b. Amir ve Haccac, onlara Hemmâm, ona Amir el-Ahvel, ona Mekhul, ona İbn Muhayriz, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygmaber (sav), Ebu Mahzûre'ye ezanı on dokuz, kameti ise on yedi cümle olarak öğretmiştir. Ezan şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber. Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah. Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh. Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh. Allâhu ekber, Allâhu ekber. Lâ ilâhe illallâh." Kamet ise şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber. Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah. Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh. Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh. Kad kâmeti's-salah, Kad kâmeti's-salah. Allâhu ekber, Allâhu ekber. Lâ ilâhe illallâh." Hemmâm b. Yahya'nın kitabında, Ebu Mahzûre'den gelen rivayet bu şekildedir.
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsennâ, ona Affân, ona Hemmâm, ona Âmir b. Abdülvâhid el-Ahvel, ona Mekhûl, ona Abdullah b. Muhayriz, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Ebu Mahzûre'ye, ezanı on dokuz; kameti de on yedi cümle olarak öğretti. Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Ebu Mahzûre'nin ismi, Semura b. Mi'yar'dır. Bir kısım ilim ehli ezan hususunda bunu benimsemiştir. Ebu Mahzûre'den rivayet edildiğine göre o, kameti tek tek okurdu.
Açıklama: Tercüme kasten lafzı lafzına yapılmamıştır.
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Selman el-Hacrî, ona Ukayl b. Halid, ona Seleme b. Küheyl ona da Küreyb şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbas bir gece Rasulullah'ın (sav) yanında geceledi ve “Rasulullah (sav) kalkıp kırbaya uzandı, kırbadan su dökerek abdest aldı. Abdest alırken suyu ne çok ne de az da kullandı” diyerek hadisin geri kalanını rivayet etti. İbn Abbas rivayet ettiği hadiste şunları da söyledi: Rasulullah (sav), o gece on dokuz kelimelik bir duada bulundu. Seleme der ki: Bunları Küreyb bana nakletti ama ben bunlar arasından on ikisini belleyebildim, geri kalanını unuttum. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ya Rabbi kalbimde bir nur, dilimde bir nur, kulağımda bir nur, gözümde bir nur, üstümden bir nur, altımdan bir nur, sağımda bir nur, solumda bir nur, önümde bir nur, arkamda bir nur yarat, nefsimde de bir nur yarat ve bana pek büyük bir nur lütfet."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Asım ve Husayn, onlara İkrime’nin rivayetine göre İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir: Nebi (sav) bir seferde, on dokuz gün boyunca, namazları kısaltarak kıldı. Bizim de yolculuğumuz on dokuz güne kadar devam ederse namazlarımızı kısaltarak kılarız. Eğer daha fazla kalırsak namazları tam kılarız.
Bize Ahmed b. Menî', ona Hüşeym, ona Yahya b. Ebu İshak el-Hadramî, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) ile beraber Medine'den Mekke'ye yola çıktık, Hz. Peygamber (sav) farz namazları iki rekat olarak kıldı. Râvi Yahya der ki: Enes'e “Hz. Peygamber (sav) Mekke'de kaç gün kaldı” diye sordum, “on gün” cevabını vermiştir. Bu konuda İbn Abbas ve Câbir'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Enes hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İbn Abbas kanalıyla Nebî'den (sav) aktarıldığına göre o, bazı yolculuklarında on dokuz gün kalmış ve farzları iki rekat olarak kılmıştır. İbn Abbas der ki: Bizler on dokuz gün kaldığımızda farzları iki rekat, daha fazla kalırsak tam kılarız. Ali'den rivayet edildiğine göre o “yolculukta on gün kalan namazı tam kılar” demiştir. İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre ise o “yolculukta on beş gün kalan namazı tam kılar” demiştir. Yine onun “on iki gün kılar” dediği de aktarılmıştır. Said b. Müseyyeb'den aktarıldığına göre o “dört gün kaldığında namazı dört rekat kılar” demiştir. Bu görüşü ondan Katâde ve Atâ el-Horasânî de rivayet etmiştir. Davud b. Ebu Hind ise, İbn Müseyyeb'den bunun aksini rivayet etmiştir. İlim ehli bu meselede ihtilaf etmiştir. Süfyân es-Sevrî ve Kûfe uleması onbeş gün ile sınırlandırmayı benimsemiş ve “on beş gün kalmaya niyet ettiğinde kişi namazı tam kılar” demiştir. Evzâî ise, “on iki gün kalmaya niyetlendiğinde kişi namazı tam kılar” demiştir. Mâlik b. Enes, Şâfiî ve Ahmed de “dört gün kalmaya niyet ettiğinde kişi namazı tam kılar” demişlerdir. İshak'a gelince, o, en doğrusunun İbn Abbas hadisinde geçen on dokuz gün olduğu görüşünü benimsemiş ve “çünkü İbn Abbas, Hz. Peygamber'den (sav) rivayette bulundu, ardından da bu rivayeti, Nebî'den (sav) sonraki dönemde, on dokuz gün kalmaya niyet eden kişinin namazı tam kılacağı şeklinde tevil etti” demiştir. Daha sonra ilim ehli, yolcunun, (eğer ne kadar kalacağına baştan niyet etmemişse) yıllar geçse de yine namazı kısaltabileceği konusunda icma etmişlerdir.
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muâviye, ona Âsım el-Ahvel, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) çıktığı on dokuz günlük bir yolculukta farz namazları iki rekat olarak kıldı. İbn Abbas der ki: Bizler de on dokuz gün kaldığımızda namazı iki rekat, eğer daha fazla kalırsak dört rekat kılarız. Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Asım ve Husayn, onlara İkrime’nin rivayetine göre İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir: Nebi (sav) bir seferde, on dokuz gün boyunca, namazları kısaltarak kıldı. Bizim de yolculuğumuz on dokuz güne kadar devam ederse namazlarımızı kısaltarak kılarız. Eğer daha fazla kalırsak namazları tam kılarız.