210 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud b. Ğaylân, Hasan b. Ali ve daha pek çok kişi, onlara Ebu Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde, ona dedesi Ebu Bürde, ona da Ebu Musa el-Eş'arî, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: (İyiliğe) aracı olun ki sevap elde edesiniz. Şüphesiz Allah, Nebî'sinin dili ile dilediğini yerine getirir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Büreyd de, aynı şekilde dedesi gibi Ebu Bürde olarak künyelenir, Kûfeli olup hadiste sikadır. Ondan Şu'be, es-Sevrî ve İbn Uyeyne rivayette bulunmuştur.
Açıklama: Konuyla ilgili farklı rivayetlerden anlaşıldığına göre Hz. Peygamber kendisinden makul bir talepte bulunulduğunda öncelikle kendi imkânlarıyla bunu karşılamaya çalışmış, bunun mümkün olmadığı durumunda aracılık yaparak çevresindekilerin söz konusu talebi karşılamalarını sağlamıştır. Yukarıdaki hadiste de bu duruma işarette bulunulmuştur.
Bize Hişam b. Ammar, ona Hammad b. Abdurrahman, ona Ebu Kerib el-Ezdî, ona, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhüma), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim ilmi, cahillerle çekişmek, alimlere karşı övünmek ya da insanların dikkatlerini kendisine çekmek için tahsil ederse, o (Cehennem) ateşindedir."
Bize Yahya b. Bistam (ez-Zehrani), ona Yahya b. Hamza (el-Hadramî), ona Numan (b. Münzir el-Ğassani), ona da Mekhul (b. Ebu Müslim eş-Şâmî) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim ilmi, alimlere karşı övünmek, cahillerle çekişmek ya da insanların dikkatlerini kendisine çekmek için tahsil ederse Allah onu Cehenneme sokar."
Bize Mahmud b. Ğaylân, Hasan b. Ali ve daha pek çok kişi, onlara Ebu Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde, ona dedesi Ebu Bürde, ona da Ebu Musa el-Eş'arî, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: (İyiliğe) aracı olun ki sevap elde edesiniz. Şüphesiz Allah, Nebî'sinin dili ile dilediğini yerine getirir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Büreyd de, aynı şekilde dedesi gibi Ebu Bürde olarak künyelenir, Kûfeli olup hadiste sikadır. Ondan Şu'be, es-Sevrî ve İbn Uyeyne rivayette bulunmuştur.
Açıklama: 1. ''حَتَّى لاَ يَقْدِرُوا مِنْهُ عَلَى شَىْءٍ'' ifadesi, tam olarak anlaşılamamış; ''Öyle ki (ilimden) hiç bir şeye güç yetiremeyecekler.'' şeklinde tercüme edilmiştir. 2. ''ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ'' ifadesi, ''annen seni kaybetsin'' şeklinde tercüme edilmiştir.
Bize Ebu'n-Nu'mân, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yezid b. Hâzim, ona Süleyman b. Yesar şöyle rivayet etmiştir: Medine'ye Sabîğ adında bir adam gelmişti. Kur'an'ın müteşabih ayetleri hakkında sorular sormaya başladı. Bunun üzerine Hz. Ömer onu yanına çağırttı. Kendisi için hurma sapları hazırlatmıştı. Adam gelince "Sen de kimsin?" diye sordu. Adam "Ben Allah'ın kulu Sabîğ" diye cevap verdi. Hz. Ömer, hurma saplarından biri aldı ve adama vurdu. "Ben de Allah'ın kulu Ömer'im" buyurdu. Adamı başı kanayana kadar dövdü. Sonunda adam "Ey Müminlerin emiri! Yeter, artık kafamdaki o (kötü) düşünceler gitti" dedi.
Açıklama: Süleyman b. Yesar ile Ömer b. Hattab arasında inkıta' vardır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsmail b. Uleyye arasında inkita vardır.