210 Kayıt Bulundu.
Bize Hakem b. Musa, ona İbn Ayyaş, ona Asım b. Reca b. Hayve, ona Davud b. Cemil, ona Kesir b. Kays 'bir kişi Medine'den yola çıktı' diyerek hadisi aynı manada rivayet etmiştir
Açıklama: Hadisin tam metni için HM022058 numaralı rivayete bakınız. Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Bize Hasan b. Sabbâh el-Bezzâr ve İshak b. Musa el-Ensârî, onlara Süfyân b. Uyeyne, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre merfu olarak şöyle rivayet etmiştir: "İnsanların ilim talebi için develer koşturması pek yakındır. (Ne var ki) onlar, Medine aliminden daha alim kimse bulamayacaklardır." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hasen bir hadis olup Süfyân'ın rivayetidir. İbn Uyeyne'den rivayet edildiğine göre ona, Medine'nin aliminin kim olduğu sorulmuş, o da "Malik b. Enes" cevabını vermiştir. İshak b. Musa ise, İbn Uyeyne'yi, "(Medine'nin alimi), Zâhid Abdullah b. Abdülaziz el-Umerî'dir" derken işittiğini söylemiştir. Yahya b. Musa da, Abdürrezzâk'ın, "o, Malik b. Enes'tir" dediğini ifade etmiştir. el-Umerî, Abdülaziz b. Abdullah olup Ömer b. Hattâb'ın torunlarındandır.]
Açıklama: Hadisin tercümesinde mana dikkate alınmıştır.
Bize Hasan b. Sabbâh el-Bezzâr ve İshak b. Musa el-Ensârî, onlara Süfyân b. Uyeyne, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre merfu olarak şöyle rivayet etmiştir: "İnsanların ilim talebi için develer koşturması pek yakındır. (Ne var ki) onlar, Medine aliminden daha alim kimse bulamayacaklardır." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hasen bir hadis olup Süfyân'ın rivayetidir. İbn Uyeyne'den rivayet edildiğine göre ona, Medine'nin aliminin kim olduğu sorulmuş, o da "Malik b. Enes" cevabını vermiştir. İshak b. Musa ise, İbn Uyeyne'yi, "(Medine'nin alimi), Zâhid Abdullah b. Abdülaziz el-Umerî'dir" derken işittiğini söylemiştir. Yahya b. Musa da, Abdürrezzâk'ın, "o, Malik b. Enes'tir" dediğini ifade etmiştir. el-Umerî, Abdülaziz b. Abdullah olup Ömer b. Hattâb'ın torunlarındandır.]
Açıklama: Hadisin tercümesinde mana dikkate alınmıştır.
Bize Said b. Mansur, ona Abdülaziz b. Ebu Hâzım, ona babası (Seleme b. Dînar), ona da Sehl b. Sa'd, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Vallahi! Senin vesilen ile bir kimsenin hidayete ermesi senin için kırmızı develerden (bile) daha hayırlıdır."
Bize Harmele b. Yahya et-Tücîbî, ona Abdullah b. Vehb, ona Ebu Şurayh, ona Ebu Esved, ona da Urve b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir: Aişe, bana, “Ey kız kardeşimin oğlu! Bana ulaştığına göre Abdullah b. Amr, Hacc'a giderken bize uğrayacakmış. Onunla buluş da ona soru sor. Zira o, Rasulullah'tan (sav) epeyce ilim tahsil etmiştir” dedi. Ben de Abdullah ile karşılaştım, ona Hz. Peygamber'den (sav) naklettiği şeyleri sordum. Hz. Peygamber'den (sav) bana aktardığı hadislerden biri de şuydu: "Allah ilmi insanlardan ansızın çekip almaz; önce alimleri onların arasından çekip alır. Alim kalmayınca, insanlar cahilleri önder edinirler. Onlar da kendilerine sorulduğunda bilgisizce fetva verir, böylece hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar." Aişe'ye bu hadisi zikrettiğimde bunu çok ağır buldu ve onu hoş karşılamayıp bana “Hz. Peygamber'in (sav) böyle buyurduğunu işittiğini söyledi mi?” diye sordu. Gelecek sene olunca Aişe yine “İbn Amr (yine) geldi. Onunla buluş, ardından ilim konusunda sana zikrettiği hadisi ona sorana dek onu konuştur” dedi. Ben de onunla karşılaştım ve ona bu hadisi) sordum. Bana ilk seferinde rivayet ettiği gibi hadisi zikretti. (Aişe'ye durumu) anlattığımda “Onun doğru söylediğini zannediyorum. Görüyorum ki hadiste ne artırma ne de eksiltme yapmış” dedi.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Nafi b. Ömer, ona da İbn Ebu Müleyke şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) hanımı Aişe, anlamadığı bir şeyi işittiğinde, onu iyice anlayana kadar mutlaka onu tekrar tekrar sorardı. Hz. Peygamber (sav) 'hesaba çekilen azaba maruz kalır' buyurmuştu. Aişe der ki: Ben, Hz. Peygamber'e (sav) 'Allahu teâla, 'pek kolay bir hesaba çekilecek' (İnşikâk, 8) buyurmuyor mu?' dedim. Hz. Peygamber de (sav) 'bu amellerin arzıdır, ama detaylı bir hesaba çekilen, helak olur' buyurdu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: مَنْ نُوقِشَ الْحِسَابَ يَهْلِكْ
Bize Hasan b. Ali, ona Ebu Abdurrahman el-Mukrî, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Bekir b. Amr, ona Ebu Osman Müslim b. Yesar, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) "kim fetva verirse" buyurduğunu; (T) Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyüb, ona Bekir b. Amr, ona Amr b. Ebu Nuayme, ona Abdülmelik b. Mervan'ın süt kardeşi Ebu Osman et-Tunbüzi, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İlme dayanmadan verilen bir fetvanın vebali, fetvayı alan kişiye değil, onu verene aittir." Süleyman el-Mehrî, rivayetinde, "Bir konuda akıl verirken, doğrunun ne olduğunu bildiği halde kardeşini yanlışa yönlendiren kimse, ona ihanet etmiş olur" ifadesini eklemiştir. [Bu rivayet, Süleyman'ın lafzıdır.]
Açıklama: İkinci seneddeki Ebu Osman et-Tunbuzî birinci seneddeki Müslim b. Yesâr'dır. Ebu Davud adeti olduğu üzere birden fazla tariki olan rivayetlerin bir tarikinde ravinin adını başka bir tarikinde künyesini kullanmıştır. Ebu Osman et-Tunbuzî, Müslim b. Yesâr Ebu Osman'ın künyesidir.
Bize İsmail, ona Malik, ona Abdullah b. Dînâr, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), 'Ağaçlar içinde yaprağı hiç düşmeyen bir ağaç vardır ki müminin kimsenin hâline benzer. Söyleyin bakalım, bu ağaç hangisidir?' buyurdu. İnsanlar çöldeki ağaçları düşünmeye başladılar. Benim aklıma ise onun hurma ağacı olduğu geliverdi, ama söz alıp konuşmaktan çekindim. Meclistekiler, 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu bize sen söyle' dediler. Nebî (sav), 'O, hurma ağacıdır' buyurdu. Sonraları babama cevabın benim aklıma geldiğini söyledim de bana 'cevabı söylemiş olman, şunların ve şunların benim olmasından bana daha hoş gelirdi' dedi."
Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Abdurrahman b. Halid, ona İbn Şihâb, ona Sâlim ve Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebu Hasme, onlara da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), ömrünün sonunda bizlere yatsı namazını kıldırdı. Selam verince kalkınca şöyle buyurdu: "Bu gecenizi görüyorsunuz; bundan yüz sene sonra yeryüzünde bulunan hiç kimse (hayatta) kalmayacaktır"
Bize Hasan b. Ali, ona Ebu Abdurrahman el-Mukrî, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Bekir b. Amr, ona Ebu Osman Müslim b. Yesar, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) "kim fetva verirse" buyurduğunu; (T) Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyüb, ona Bekir b. Amr, ona Amr b. Ebu Nuayme, ona Abdülmelik b. Mervan'ın süt kardeşi Ebu Osman et-Tunbüzi, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İlme dayanmadan verilen bir fetvanın vebali, fetvayı alan kişiye değil, onu verene aittir." Süleyman el-Mehrî, rivayetinde, "Bir konuda akıl verirken, doğrunun ne olduğunu bildiği halde kardeşini yanlışa yönlendiren kimse, ona ihanet etmiş olur" ifadesini eklemiştir. [Bu rivayet, Süleyman'ın lafzıdır.]