210 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Said b. Ebu Hind, ona babası (Said b. Ebu Hind), ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, kimin hakkında hayır dilerse onu, dinde derin anlayış sahibi kılar." [Bu konuda Ömer, Ebu Hureyre ve Muaviye'den de hadis rivayet edilmiştir. Bu, hasen-sahih bir hadistir.]
Bize Ali b. Nasr b. Ali, ona Muhammed b. Abbâd el-Hünâî, ona Ali b. Mübârek, ona Eyyub es-Sahtiyânî, ona Hâlid b. Düreyk, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim ilmi Allah rızası dışında bir maksatla ilim öğrenirse veya o ilimle Allah rızası dışında bir hedefi olursa, cehennemdeki yerine hazırlansın." [Bu konuda Câbir'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadis, sadece Eyyûb'un rivayeti olarak bu tarik ile bildiğimiz hasen-garîb bir hadistir.]
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Abdullah b. Salih, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ebu Derdâ şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Rasulullah (sav) ile beraberdik, (kendisi başını kaldırıp) gökyüzüne baktı, ardından 'Şimdi öyle bir zaman geliyor ki, ilim insanların içinden öyle bir çekilip alınacak ki, insanlar artık ondan hiçbir şey elde edemez hale gelecekler.' buyurdu. Ziyâd b. Lebîd el-Ensârî 'Kur'ân'ı okuduğumuz halde (ilim), bizden nasıl çekilip alınır? Vallahi, bizler onu mutlaka okuyacak, kadınlarımıza ve çocuklarımıza da okutacağız' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Ey Ziyâd, annen seni kaybetsin! Ben seni Medine ahalisinin derin anlayışlılarından (fukahâ) sayardım. İşte Yahudi ve Hristiyanların (elinde) Tevrat ve İncil! Onlara faydası nedir?' buyurdu." Cübeyr der ki: Ubâde b. Sâmit ile karşılaştım. Ona, “kardeşin Ebu Derdâ'nın dediğini duydun mu?” dedim ve Ebu Derdâ'nın dediklerini ona anlattım. O da “Ebu Derdâ doğru söylemiş. Eğer dilersen, insanların (arasından) kaldırılacak ilk ilmi sana söyleyeyim! O huşudur. Bir topluluğun mescidine girip orada tek bir adamı dahi huşu içinde göremeyeceğin zaman pek yakındır” dedi. [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadistir. Muaviye b. Salih, ehl-i hadis nezdinde sikadır. Yahya b. Said el-Kattân dışında birinin, onu tenkit ettiğini bilmiyoruz. Muaviye b. Salih'ten de buna benzer bir hadis rivayet edilmiştir. Bu hadisi bazıları, Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr vasıtasıyla babasından, o Avf b. Malik'ten, o da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir.]
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Muhammed b. Uyeyne, ona Mervân b. Muaviye el-Fezârî, ona Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî, ona babası (Abdullah b. Amr), ona da dedesi (Amr b. Avf) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Bilal b. Hâris'e, 'iyi belle' dedi. Bilal 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. O, (yine), 'ey, Bilal, iyi belle' dedi. Bilal ise, 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:" "Kim, benden sonra unutulmuş olan sünnetlerimden birini ihya ederse (yeniden yaşatırsa), onunla amel edenlerin sevapları kadar sevap alır. Üstelik onların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Kim de Allah ve Rasulünün razı olmadığı bir sapkın bidat ortaya çıkarırsa, onunla amel edenlerin günahları kadar günah yüklenir. Fakat bu, o insanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez." [Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen bir hadistir. Muhammed b. Uyeyne Missîsî, Şâmlı'dır. Kesir b. Abdullah ise İbn Amr b. Avf olup Müzenî'dir.]
Açıklama: ''اعْلَمْ'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 369.
Bize Abdullah b. Abdülvehhâb, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona İbn Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şüphesiz kanlarınız ve mallarınız [-Muhammed der ki: zannedersem 'ırzlarınız da' demiştir-] bu gününüz ve bu ayınız gibi sizlere haramdır, dokunulmazdır. Sizden burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler." Râvi Muhammed der ki: Rasulullah (sav) doğru söyledi, tebliğ de zaten böyle de oldu. Hz. Peygamber (sav), iki kere "tebliğ ettim mi?" demiştir.
Bize Ali, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, ona da Mücahid şöyle rivayet etmiştir: Medine'ye gidene kadar İbn Ömer'e arkadaşlık yaptım fakat onun Rasulullah'tan (sav) bir tek şu hadisi rivayet ettiğini işittim: "Bizler Hz. Peygamber'in (sav) huzurundaydık. Ona bir hurma ağacının gövdesi getirildi. Bunun üzerine şöyle 'Öyle bir ağaç vardır ki tıpkı Müslümana benzer' dedi. Ben onun hurma ağacı olduğunu söylemek istedim ancak topluluğun en küçüğü olduğum için çekinip sustum. Hz. Peygamber (sav) 'O hurma ağacıdır' buyurdu."
Bize Süfyân b. Vekî, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'tan (sav) (hadisleri) yazma hususunda izin istedik, ancak bize izin vermedi. [Ebu İsa şöyle der ki: Bu hadis, Zeyd b. Eslem'den, bu tarik dışında da rivayet edilmiştir. Hemmâm, onu Zeyd b. Eslem'den rivayet etmiştir.]
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Halil b. Mürra, ona Yahya b. Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Ensâr'dan bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda oturur, Hz. Peygamber'den (sav) hadis dinler, dinledikleri hoşuna gider, ancak onları yazmazdı. Bu durumdan Hz. Peygamber'e(sav) yakındı ve 'ey Allah'ın Rasulü, ben senden hadis işitiyorum, hoşuma (da) gidiyor ancak ezberleyemiyorum' dedi. Rasulullah (sav), eliyle yazmayı kast ederek 'sağ elinden yardım al' buyurdu." [Bu konuda Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, isnadı zayıf (إِسْنَادُهُ لَيْسَ بِذَلِكَ الْقَائِمِ) olan bir hadistir. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî'yi), “Halil b. Mürra, münkerü'l-hadistir” derken işittim.]
Bize Ömer b. Hafs eş-Şeybânî el-Basrî, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Derrâc, ona Ebu Heysem, ona da Ebu Saîd el-Hudrî Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Mümin, işittiği hayırdan (ilim ve nasihatten) cennete varıncaya kadar asla bıkmaz." [Bu, hasen garib hadistir.]
Bize Ali b. Sehl er-Remlî, ona da Velid şöyle rivayet etti: "Ebu Amr'a 'Ebu Şâh için ne yazdılar' dedim. 'Hz. Peygamber'den (sav) o gün işittiği hutbeyi' dedi."